30 Ekim 2009 Cuma

Fakirlik Kadermi..

29 Ekim sabahı baktım balkon fakiri güzel çalışıyor. Bu hafta hava soğuyacakmış, Ereğliye de gitmedim. Nasıl olsa işler yolunda kış hazırlıklarını tamamlamış bulunmaktayız. Eh napalım arı açmadan olurmu deyip açtım bizimkini. Doğruyu söylemek gerekirse bizimkiler fakirlik kader değil çalışırsak üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok diyorlar. Tabi çalışmak deyince önce kafayı, sonra bedeni çalıştırmakdan bahsettiler. Zira babadan kalma yöntemlerle bu işe devam edersek ne kadar çabalarsak çabalayalım bir yere varamayız diyorlar.

Kıyaslama yapabilmek amaçlı olarak peteklerin görüntüsünü sırayla yayınladım. Bakalım ilerleyen zamanlarda durum ne gösterecek. Bu arıdan sıkıtırma amaçlı olarak birinci çıtayı da bu gün alacağım. Zaten bu gün ikinci tur varroa ilaçlaması yapılacak.

Bilmem filmi beğendinizmi burada görüntüyü asıl konuya zoomlayınca güzel oldu sanki:)))

28 Ekim 2009 Çarşamba

Film çevirecez diye hafta sonu yapılanlar unutuldu:))

Bu hafta film işleme proğramı yayınlayalım derken hafta sonu yaptıklarımızı unuttuk.
Geçtiğimiz cumartesi yazdan kalma bir hava vardı. İşe terastaki arılarımızdan başladık. Artık yavaş yavaş kış pozisyonuna girmemiz lazım. İşe arıcı pozu ile başladık:)
Bu sene katlı kışlayacak olan kovanı 18 çıta olarak sarıp sarmaladık.

Benim üretimim olan f1 analı kovan 5 çıta arılı kışlık balı invert şerbetle yaptırılmış yeterli durumdadır. Oda sarılıp sarmalandı.

Mehmet Yüksel kovan. Eveeet uzun süre bundan haber yapmamıştım ...



10 çıta arılı olarak asetat kaplı durumda üstten kopukle kapatılıp kışa hazır hale getirildi. Bu kış bu kovandan haberler izleyeceksiniz.
21 numaralı f1 analı kovanımız. İnvert şurupla kış stoğu oluşturuldu. Bakın bakalım yetecekmi siz karar verin.

61 numaralı saf analı kovanımız da da durumlar iyi.
Ama 61 numaralının artık yavaş yavaş bloke edilmesi lazım. Bu neddenle alttan bir geçit bırakılıp sarıp sarmaladık.
çift şerbetlik konup şerbeti dolduruldu.

Bahçedeki arılarda da kışlama pozisyonunda sarıp sarmalama işlemleri yapıldı.

Karakovan geçen haftaki petek kırılmasının ardından yeni peteği indirmiş. Gene 3,5 cm boşluk bırakılıp sıkıştırma köpüğü yerine takıldı.

Bahçedeki arılarla da bir resim alalım dedim ama duruşa bakın sanki aniden Ali geldi:)
Arılıktaki otlar biçildi..

Ali gelirse yer:) diye ektiğim taze soğanlar bayağı bir yol aldılar.

Bahçede kalan zeytinler, bir tane domates ve bir kaç sivri biberi istemeye istemeye topladım. Aliyi bekleyelim etrafdaki veliler götürecek.


Bizim tekir artık kızlarını da getirir oldu. İnekler kendilerini sevdirmeseler de kaçmıyorlar bizden.



27 Ekim 2009 Salı

Varmı film işlemek isteyeeeeen......

Film işleme oluşturma proğramı olarak photostory 3 adlı bir proğram daha var. Buda microsoft tarafından ücretsiz sağlanan bir proğram. Burada resimleri arka arkaya dizerek onlara özel efektler vererek ve müzik ekleyerek size özel filmler hazırlayabilirsiniz. Bu proğramı
http://www.microsoft.com/downloads/Browse.aspx?displaylang=tr&categoryid=4 linkinden indirebilirsiniz. Bu proğramın kullanımını anlatmaya çalıştığım bir filmi bu proğramı kullanarak hazırladım umarım beğenirsiniz.

25 Ekim 2009 Pazar

Video İşleme Proğramı

Bizim usta Dr dan video işleme dersi alıyorum demiş. Cumartesi akşam telefonda göbeğim çatladı proğramın kullanılışını anlatamadım adama. Dedim sana film çeker yollarım. Şimdi aklıma geldi bu filmi yayınlayayım herkes görsün. Aslında filmler öğrenmenin kolay yollarndan biridir. Ben arıcılık bilgilerimin önemli bir bölümünü böyle eğitici filmlere borçluyum.
Bu movie maker adlı proğram XP ve daha ileri windows işletim sistemlerinde otomatik olarak bilgisayarınıza yüklüdür. Yoksada ucretsız olarak indirebilirsiniz. Bununla çok güzel klipler hazırlayabilir fılmın değişik yerlerine yazılar yazabilirsiniz.
Hatta boş zamanlarınızda kurcalayın neler neler var içinde. Şaşıracaksınız. Bu film size temel olsun. Bakalım kimler ne binalar çıkacak bu temelin üzerine..

23 Ekim 2009 Cuma

Meydan şerbetlemesi uyguladım:---))

Hani meydan şerbetleme tabiri var ya bu bana biraz hoş geldi:) meydan güreşi, meydan okumayı felan çağrıştırdı. O nedenlede iş yerinde bulunan ana kutusuna bunu uyguladım. Bir arkadaşımız evdeki balını yemedi bizimkiler diye getirdi bende bizimkiler yer dedim ve dün sabah rüzgarda uçmasın diye yarısını metal bir tabağa koyup bıraktım önlerine nasılsa yakın çevrede bildiğim kadarıyla arı yok problem olmaz dedim.

Bu sabah baktım silmiş süpürmüşler. Mum kırıntılarını karıştırıp daha varmı diye bakıyorlardı.

Kalan yarısını da bu sabah verdim. Bu yöntem iyi de oldu zira kek bölümünü petek ile doldurmuşlardı bunlar. Geçen seneki gibi köpükle sıkıştırma yapmama gerek de kalmadı böylece. Doldursunlar bakalım her yeri bu sene bunlar hakkında başka planlarımda var ama bakacaz artık.


Öğlene doğru eve geldim balkondaki fakire perizin uygulaması yapacağım. Açtım ve bizim kız önümdee:)) Bulduğu yere basıyor yumurtayı hele sen yumurtla ben sana bir meydan ........:)ı çekeceğim göreceksin bulduğun yere yumurtlamayı.


Hazırladığım perizin solusyonundan 10 ml yi çıta aralarından arıların üzerine püskürttüm.

Makinayı yeniledik ya artistik görüntüler de almaya başladık. İş yerinin bahçesinde bir gonca üzerine çiğ düşmüş bana güzel güzel bakıyordu sizde görün istedim....

21 Ekim 2009 Çarşamba

Balkon fakiri dile geldi anlattı anlattııı....

Bu gün balkon fakirini açtım. Bu ruşetteki arılar Ereğlide yağmalanmaktan bitap düşmüştü. Bunun ilk görüntülerini hatırlayanlar nasıl bitik bir arı olduğunu bilecektir. Bu arı balkona geldiğinden beri önce anasını kaybetti daha sonra kendi yaptığı ana eşleşme uçuşundan dönemedi ve en son olarak 10 Eylülde Ali Türk den aşırdığım f1 karniol anayı verdim ve dedimki bunuda haklarsanız karışmam sönersiniz. Yediler blöfümü kabul ettiler. Bu ruşet anayı kabul ettiğinden beri sürekli kekle besleniyor sadece bir defa şerbet verildi.


Aşağıda 3 numaralı çıtanın sağlı ve sollu olarak her iki yüzünü görmektesiniz. Kek doğru zamanda kullanılırsa yavru durumu bu oluyor işte..Ananın f1 karniol olması da etkili tabiki..

















Aşağıda ise 2 numaralı çıtanın her iki yüzü görülmekte. Bu çıtayı hatırlarsınız sonradan getirip vermiştim bunlara.













Son görüntü ise 1 numaralı çıtanın iç yüzü.

Şimdi bu ruşet bana bal akımı olmadığı dönemlerde ana arıyı kekle kandırıp yumurta attırmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Geçenlerde Ali ege tarafına gitmiş orada arıların bitik olduğunu söylemişti. Oradakiler polenle zehir geldiğini arıların bu nedenle öldüğünü felan söylemişler. Kimse arıya kekle teşvik beslemesi yapıp yani bal akımı olmadığı sürece ana arıya yumurta attırıp bal akımının başladığı döneme bu yumurtalardan çıkan arılarla ve güçlü kovanlarla girmeyi ayrıca yoğun bal akımı döneminde de kuluçkalıkda ana arının yumurta atması için boş kabarmış petek bulundurmayı yani arının bloke olmasını önlemeyi düşünmemiş.Ben bu ruşeti şerbetle besleseydim arı aldığı şerbeti gözlere dolduracak hatta çıkan yavruların yerinede dolduracakdı böylece anaya yumurta atacak yer kalmayacaktı. Yani ne yaptık kovanda yumurta, larva kalmadı sonuç ne olacak arı bitmeye başlayacak işte bu sene yaşadığımız arı kayıplarının bir çoğunun sebebi gerçekten bu. Kovanlarda sadece kışın yavru miktarı azalmış olmalıdır. Kış arıları çalışmadıkları için uzun yaşarlar sorun olmaz ama kış dışındaki dönemlerde kovandaki yavru faaliyetini aksatacak olursak bal akımı döneminde zayıflamış arı nedeniyle bal alamaz ve bu seneki kayıpları yaşarız. Biz galiba bu işi çözdük:))Bu arada bizimki makineyi değiştirdi ya bende dururmuyum canon A2000 e terfi ettim. İlk işimde otomatik modda makineyi ayarlayıp karşısında bir arıcı pozu vermek oldu:)



19 Ekim 2009 Pazartesi

Kedi miyav dedi, arı vızladı...

Yav bu başlıkda bir şarkı varmıydı ne biliyim oldu be işte başlık böyle..Bu sene bir kedimiz oldu dedik ya, bizim kızda sahiplendi hemen. Eee çocuk olursan hayvanı da süslersin elbet..



Bizimkinin yavrularından biri cesur kameralara poz vermekten çekinmiyor. Ama diğeri hala kontraplak arkasından flörte devam. Ama bilmiyorki biz kaleyi içten fetettik. Anası kafeste keklik misali oda gelecek bakalım nazı ne zaman bitecek..



Dile kolay bizim kız habire besliyor ineği onda da şaklabanlığın bini bir para:))


Kediyle ilgili haberimizden sonra biz gelelim karakovanımıza. Şerbetlemeden önce sıkıştırma kopuğunu açtık..... nınının ......


oda ne peteği arkadan yapıştırmışlar ve biz o peteği kopardık. Hatta sanki daha önceden kopmuş gibi bir durumda var zira yenisine başlamışlar.



Sıkıştırma aparatımıza pencereler için kullanılan süngerden takviye yaptık.



Bu sefer apartı koymadan önce metreyi aldık elimize ve ölçtük.


3,5 cm petek kalınlığı ve 2 cm köpük kalınlığı bırakarak aparatı yerleştirdik.


İnvert şerbetimizi bu hafta bunlara gene kızın kovasıyla sunduk..



Kopan peteğide kovanın yanına koymayı unutmadık. Onuda çeksinler bakalım..



Bu arada ara ara yağmurda serpiştirdi bu hafta sonu. Arabamın üzerinde bir arıyı su içerken görüntüledim. Sonradan aklıma geldi otomobil firmasına yollasam jant kapağı olurmu acaba:)


12 Ekim 2009 Pazartesi

Kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş...

Evet kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş dedikleri gibi, arı sıkışmayıncada işler aksıyor. Bu hafta karakovanı da görüntüledim. Onu geçen haftalarda köpük kullanarak sıkıştırmıştım. Bu sıkıştırma işlemi çok şey değiştirdi. Aşağıdaki iki görüntü sıkıştırmanın önemini gayet güzel anlatıyor.

Sıkıştırmayı takiben arının petek örmesi hızlandı. Aşağıdaki peteğin sınırlarına bakın kopuğun kenarlarına sıvanan propolis izlerini göreceksiniz. Yani bu son petek bir haftada örüldü ve aşağıya kadar indirilmiş durumda. Aslında sıkıştırmayı takiben tüm petekler aşağıya kadar indiler. Hatırlayın sıkıştırmadan önceki dönemde bu petekler hem aşağıya kadar inik değildi hemde petek orme bu kadar hızlı değildi. Gene peteğin üst kısmına bakılınca arılar o kısmı yarım ay şeklinde tamamen tavana bağllamışlar. Buda arıların kendilerine üst tarafta kubbe şeklinde bir kapalı alan oluşturup sıcağın yukarıda toplanmasını sağladıklarını gösteriyor. Bu nedenle arılara kışa girerken kovanların üst kısımlarında sıcaklığın birikeceği böyle kapalı alanlar bırakılmasında fayda var diye düşündürüyor bu karakovan. Bu haberin yazısını yazarken Ali abi aradı dediki yeni bir hacımız oldu:)) Dedim iyi allah Alili ve doktorlu büyütsün:) güldük. Bu gün arılarını sıkıştırmışlar adamcağızın demişki arılar terlemezmi:)) deseydin dedim evet terlerler bide bunlar terleyınce ayaklarıda çok kokar:))

Bu hafta cumartesi arıları hem şerbetledim hemde detaylı bir kontrol ettim. Malum bir daha bu havaları bulamayabiliriz. Dört çıtalı bir ruşetim vardı har hafta şerbetleyip geçeyordum. Geçen hafta çıta üstlerinde ağarma başlamıştı ama ben önemsememiştim. Bu hafta baktım çıkan yavruların yerinede şerbet koymaya baslamışlar.

Ayrıca şerbetliğin altına dalakta asmışlar. Çıta tipi şerbetliklerin bu iyi tarafı var. Peteklerin balla dolup anaya yavru alanı kalmayınca hemen dalak atıyor arı buraya. Sizde artık ne denir verin bir kabarmış petek dimi.

Hemen bir esmer petek takviyesi yaptım.

en sıştaki petekle ıkıncı arasına girdim.

İşin en son kısmında terastaki arılarıma bakım yaptım 21 numara arslanlar gibi 6 çıtada çalışıyor.


61 numaralı safımız 7 çıtada çalışıyor keyifler gıcır..

Bir kaç haftadır bahçede bir tekir peydah oldu bizde bakar olduk ona. Bu hafta bizim kızla arayı bayağı ısıttılar.