26 Ekim 2010 Salı

İkramlar balkon garibi felan işte:)

Dün Kayserideki bir arkadaşımızın gönderdiği emanetleri aldım. Özenle paketlemiş sağolsun. Paketten çıkan en önemli malzeme "alıç" dı. Beni taaaa çocukluğuma götürdü. İpe geçirilmiş tespih şeklinde satılırdı ve bayılırdım yemeğe. Sağolsun. Malzemeleri aldım bizimkini aradım dedim getirmeyim kolesterole zararlı bunlar. Demez olaydım duygu sömürüsü had safhada bizimkinde çocuklar felan oooo al be dedim yede gör:/)



Bizimki paketini aldı yüze bakın:/)



Banada kelek turşusu kurmuş öğlen paydosunda:/) Bunada şükür allahdan hıyar tuşusu kurmamış:/)


Adam kısmetli evinin önünde kargalar kafasına ceviz attılar. Aldı yerden kırılmış, içide güzel:/) yarısınıda bana verdi hırsızlık yaptı ya beni de ortak edecek işte:/)


Dün bu koşturmacadan sonra bu gün benim balkondaki garibi bir açayım dedim. İnek yumurtlamış. Tabi gördü diğerinin başına gelenleri sıkıyosa yumurtlamasın:=) Hatta larvalar sütlenmişler artık şimdilik iyi gidiyor.


Bu gün anayı filme aldım bakdım kameralar önünde utanmadan da yumurtlamazmı hee al be bende yayınlamazmıyım dedim buyrun izleyin:/=) Yav arkadaş ana yumurtlayıp yoluna devam ediyor. Bakıcı arılar gerisini hallediyorlar. Tavukların işi zor 21 gün üzerinde yatıyorlar:/=)


ana arının yumurtlama anı
Yükleyen mturunc. - Diğer hayvan videolarına göz atın.

24 Ekim 2010 Pazar

Ohh be kalfa olmak ne güzel yav:)

Bu hafta sonu cumartesi günü bahçem sonbaharın güzelliklerini yaşıyordu. Son kez açan güllerimin boynu bükükdü..


Bizimki soracak yiyecek bi şeyler yokmu diye var al bak bir kabak. Daha portakaldan biraz irice ne zamana adam olacaksa..

Bu kış armutunuda ona ayırdıydım ama gelmezki deyip hallettim:(

Ayvaların son bir iki haftası kaldı..

Cumartesi günü hava serince arılarımın kış hazırlıkları tamam olunca onları açmadım. Hafta içi toprak yağan yağmurlarla suya doymuş bende otlarını tırpanla biçdim ve yarı kısmını çapaladım.

Hep hayal kurardım; şu benim çıraklık bitsede, artık şu ustayı beslemekden kurtulup körükçülerim tarafından besiye çekilsem diye. Bu hafta Salih abimiz aradı abi dedi akşama bendesiniz:) hık mık fakat çokda nazlanamıyom hani vazgeçer felan:) dedim tamam ve akşam üstü soluğu Tekirdağda aldık. Adamın yeri deniz kenarı benim orda kış burda yaz mübarek hava:) Hemen arı açalım dedik.
İlk kovanın bal durumu oldukça iyi. Full ballı bir duvar çıtası mevcut.

Arı nufusuda iyi.

Fakat bakdım beslemekden bloke olmuş dedim beslemeyi bırak bu kovanda al bunun şerbetliklerini. Bu arada unuttum söylemeyi Salih abimize ramazan bayramı öncesi iki adet karniol f1 ana arı vermişdik o günden bu yana bu arkadaşımız bırakın maske takmayı arıyı dumansız açar olmuş:) Eskiden maske altına mavi çorap giyerdi.:/) Neden derseniz mavi çoraba arı saldırmıyormuş.

Arıların her ikiside çok iyi diğerini bir süre daha invert şurupla besle dedim. Zaten klasik şerbet vermiş oda ekşimiz ve arı almamış. Tamam dedi:) Kovan üstünü naylonla örtüp;

Örtü tahtası olarak strafor koyduk. Kovanları kapadık.

Pazar günü de hiç sevmediğim bir arkadaşımın düğünü vardı gitmesek olmaz hani oraya gittik. Dedim bir yastıkda kocamayın hep genç kalın yaşlılık kötü:=) Allah mutlu etsin.

22 Ekim 2010 Cuma

Büyük şehirde yaşamak zor.....:/)

Benim balkondaki analardan biri sizlere ömür. Dayanamadı garibim şehrin hızlı yaşamına:) Bende dayanıklı kutuyla bunun arılarını birleştirdim. Buda daha hala yumurtlamadı ama bakalım neler görecez..

Alinin kullandığı çiftleştirme kutusunda dört çıtaya sıkıştırdım. Diğer kutunun ballı çıtalarını ve bir bardak şerbeti de arkadaki boş kısma verdim. Bölme tahtası görevi gören straforun altına geçiş deliği de bırakdım.



Anamız şimdilik pıtır pıtır gezmekde. Bizimki görsün bakalım kutu nasıl kışlatılır. Kutudaki arı terk edermi. Bu arada inşallah bir kaza olmaz da diline düşmeyiz. Kışın bize oynayacak oyuncak lazım dimi..

17 Ekim 2010 Pazar

Bu hafta hava açtı arılar ve ben bayram yaptık...

Bu hafta aldığım matbaa kalıpları ile ilk iş su alan kapakları yeniledim.

Tam dört adet kapak yapdım.
Eski kapaklarda altı telli fakat çekmecesiz kovanların altını kapatmak için kullanıldı.




Bu hafta çekmeceli telli altlıklı kovanların cekmecelerini kapadım artık.

Geceler artık soğuk yavruların üşümemesi ve kovan ıcı ısısının daha kolay sağlanması için cekmeceler takıldı.

Çekmeceler takıldı ama arkada boydan boya bir açıklık var. Yani sanki musluk açıkmış gibi havalandırma var arka tarafda. Önde musluk ise 4-5 cm kadar açık yağmaya karşı.

Son yağmurlarda bizim sepet bayağı ıslanmış. Onuda çadır içine aldık.


Ayrıca bu hafta sıradan bir kac arıyı kontrol ettim :)


17-10-2010 da arılarım
Yükleyen mturunc. - Diğer hayvan videolarına göz atın.

14 Ekim 2010 Perşembe

Analı anasız kovan arasındaki fark.. Ekleme haber:)

Bu sene özel bir çalışma için hazırladığım eşleştirme kutularından biri anasız kalmışdı. Alinin arılıkda havada yakaladığım anayı bu kutuya verdim ve kabul edildi. Bu kutunun anasız olduğu dönemdeki inleme sesi ile anayı kabul ettikden sonraki sukunet çok belirgindi ve tesadüfen de filme aldım.




analı anasız kovan farkı
Yükleyen mturunc. - Diğer hayvan videolarına göz atın.

Bu arada yukardakı haberin üstüne bu gün değerli bir abimiz bize memleketinin tanınmış ürünlerinden yolladı. Dağıtım işide bana kaldı.. Gittim kartaldan otobus fırmasından aldım ve gebzeye geçtim. Oradan kargoyla dağıtım işi yapılacak. Aliyi aradım belediyenin önündeyim dedim anında görüdü:)

Şu yüze bakınn:/) aldı ya payına düşenleri keyfe bakın hele.....:/)

Aldı eline kutuyu çek abi bir hatıra fotoğrafı dedi allah sonunu hayretsin... Bu arada uzaklarda bir arkadaşımıza zaman darlığı nedeniyle payını yollayamadık oda sağolsun vekilim sensin abi dedi:) yani onun payına düşenler bize kısmetmiş. Bizimki en çok buna içerledi:/) Bu ürünleri bize gönderen abimize tekrar çok teşekkür ediyorum bizde bu durumlarda geçmişlerinin canına gitsin derler...


12 Ekim 2010 Salı

....... ........ gibi geziyorum:)

Geçtiğimiz pazar günü Seyithan abi aradı. Yav dedi kış geliyor hem evin ısınması hemde evde devamlı sıcak su olması lazım ne yapayım ne dersin:/) dedim pazartesi ben senin problemi çözerim:/) Malzemeleri sırtladık gittik. Malzeme nedir derseniz o hacı abiyle aramızda:)



Gittiğimde baktım bizimkiler avuç ile arı atmayı tarafımdan öğrendiler ya arıları avuçlayıp atıyorlar oraya buraya:/( dedim allah akıl fikir versin...

Bizimki attıkları arılar kutuya girmişmi ona bakıyor baktım avuçlayıp attıkları arının içinde bir ana ve ana uçuyor. Havada yakaladım bizimki şaşırdı kaldı abi dedi bu senin al götür:/(

İstemeye istemeye aldık:/)= kafese koydu.. Cimrilikden ölecek, daha önce arılar tarafından propolisle kaplanmış bir kafese koydu verdi..Hani bu senede balkonda bir garip doğarmı doğar hani:/(




Daha önceki zamanlarda Sadri abimizle iş yerinde konuşurken odasında plastik bir çıta yanağı görmüşdüm. Bende isterim diye tutturunca dayanamadı içinden iyi dileklerini ilettikden sonra banada sipariş etmişdi. Bu gün aradı abi dedi senin siparişlerde geldi:)

Dururmuyum yeni oyuncaklarım gelmiş atladım gittim:/) aşağıda gördüğünüz bu çıta yanakları bence kullanışlı olacak. Aaaa bu plastik diyenler olursa ustasından öğrendim polypropilen miş yani gıdaya uygun plastikmiş.

Çok güzel tasarlanmış; alt tarafda standartlara uymayan kovanlar için çıtanın taban tahtasına değmemesi ve arıların ezilmemesi amaçlı çıkıntılar bile düşünülmüş.




Hakikaten güzel düşünülmüş siz sadece üst ve alt cıtaları kesiyorsunuz yuvalarına takıyorsunuz. Çıtanın yuvada sıkışması için özel çıkıntılarda düşünülmüş. Çıta kulaklarıda gene özel tasarlanmış. Kovan çıkıntısına oturan yeri ince olması nedeniyle çıtayı kovandan sökmek oldukça kolay olacak kanaatindeyim.





Çıtanın yanak parçasını üreten firmanın sahibiyle malzemeleri alırken tanışdım
Adam fikrimizi sordu ya dururmuyuz bi sürü ahkam kestik:)


Çiftini 35 kuruşdan aldım. Benim için üst ve alt çıta kesmek çocuk oyuncağı olduğu için defalarca kullanabileceğimi düşünüyorum.
Genede asıl sonuçlar denemeden sonra alınacak. Firmada yarım ballık çıtalarıda var. Denemek isteyenler aşağıdaki telefonlardan firmayla irtibat kurabilirler.


Bu arada bir haber de vereyim Sadri abimizde artık blog kurup aramıza katılıyor. http://www.sadri48.blogspot.com/ adresinde işe başladı bile. Eh artık darısı hacı abinin başına:)

9 Ekim 2010 Cumartesi

Ali Veli 49 50..:/)

Bu hafta sonu bizim kızın okulunda nasıl Veli olunur ile ilgili bir sempozyum vardı. Bu nedenle arıları bu hafta göremedik. Aslında oldukça faydalı oldu. Eğitimde doğru bildiğimiz bir sürü yanlışları öğrendik.




















Ben tam Veli olmaya çalışırken Ali aradı:) dedim heyırdır..abi dedi filmlerime ismimi yazacam.:/( derdiyin adı ne dedim meğer adamın filmlerini kullananlar bundan böyle kaynak göstermek zorunda kalacaklarmış:,( aslında iyi fikir memlekette bir sürü ben yaptım diyen haybeci var ama ellerinde ne kendilerine ait ne bir resim nede film var. Alır kullanırlar kendi filmleri, kendi resimleriymiş gibi. Bu arada bizimki biliyorsunuz yeni evlendi:) artık uzunca bir süre internete takılamaz hani :) o nedenle dedim ben bu konuyu haber yapayım oda iş yerinde okur artık:)

Şimdi bir film hazırladınız ve bunun üzerinde isminizin sürekli olmasını istiyorsunuz. Movie maker daki tüm yazı ve jenerikler filmin belli bir süresinde görünür sonra kaybolurlar. Yazının sürekli kalması içinde yazı animasyonu olarak alt konu başlığını seçeceğiz.















Daha sonra yazımızı yazıp rengini ve büyüklük ayarlarını yaptıkdan sonra tamam butonunu tıkladığımızda yazı alttaki zaman şeridinde en altta yerini alacakdır. Fakat bu haliyle filmin başlarında belli bir süre görünecek fakat sonra kaybolacakdır. İşte yazımızın tüm film süresince görünmesini sağlamak için zaman şeritinin alt kısmındaki bu yazı kutucuğunun sağ tarafından tutup çekeceğiz (maus sol basılıyken çekip) yeterince genişlediğinde de bırakacağız.
















Yazı kutucuğunun uzunluğu film kutucuğuna eşit olana kadar bu çekme uzatma işini yapıp bırakacağız. Artık yazımız filmimiz boyunca ekranda görünecekdir. Artık kimse size ait bir filmikaynak göstermeden kullanamayacakdır.
















İşte bir gün daha böyle geçti... Veli olmaya çalışırken Ali yle uğraştık. Allah kimseye böyle kazma öğrenciler vermesin:)

5 Ekim 2010 Salı

Tam teşekküllü el demiri...:/)

Geçenlerde de dedim kış gelmeden benim zihni sinir procelerim başladı. Ama kışın dedikodu yapmaya vakit kalsın diye işleri şu anda hızlı tutuyorum. Allah sonumu hayretsin. Bir super market malum ülke malı kerpetenlere kampanya yapmış ve bende tanesi 2 tl den bir iki tane aldım:)

Sonrada bu kerpeten elimde böyle bir el demirine dönüşdü. Bunun kollarından birine bir iskarpela ağzı monte ettim. Diğer kolu kıvırıp levye görevi görecek hale getirdim. Kesici parçalardan birine de bir çekiç başı monte ettim.

İlk denemeleri kendi arılığımda gerçekleştirdim. Aşağıdaki gibi çıta sökme;

mum kazıma işlerini başarıyla yerine getirdiğini görünce de;

Geçtiğimiz sene Ali ile bana kullandığımız aleti geliştirme ve bizim ekibe dahil olma gibi yoğun emek ve bilgi desteği veren Sadri abimize hediye ettim:)