29 Aralık 2012 Cumartesi

Arı açmayağız dedik ya :(

Epey zamandır yazlıkda kalmamıştım. Bu cuma akşamı okul çıkışı gittik. Hava güzel 16-18 derecelerde. Terasda akşam beldenin ışıklarını fon yapıp resimler çekmeye çalıştık:)
 
 
Mangal keyfini de özlemişim hani..Bizim usta gibi güveç felan yok ama sivri biberleri dizdim ızgaraya. 
 
 
Sabah kalktımki, senmisin dün keyif yapan dercesine yağmur, fırtına...


 
Kuzineyi yaktım; kahvaltıda kızarmış ekmek var..

 
Kahvaltı sonrası kuzinede türk kahvesi iyi gitti doğrusu..


 
Baktım kış günü biz kapandık kaldık eve, bizimkilerse dışarda sürtüp duruyorlar:) dedim girin içeri birde hastalıkla uğraşmayalım:( yemlerini sularını iki üç hafta yetecek kadar stoklayıp dödüm.


26 Aralık 2012 Çarşamba

Seneye kadar arı açmayacağım:)

Bu gün hava 19 derece civarında olunca öğlen soluğu balkonda aldım.

 
Benim balkondaki kolonim olsa olsa 4 hadi abartalım 5 çıta arılıdır. Geçen hafta perşembe akşamı balkonu süpürdüm. Hiç arı ölüsü yoktu. Fakat iki gündür hava ısınınca kovan dibine düşen ölüler dışarı atılmışlar. Bunlar ömürlerini tamamlayan arılar, yerlerini kış arılarına bırakmışlar.
 
2012 nin son koloni kontrolünü de bu gün yaptım:) seneye görüşmek üzere....


2012 son koloni kontrolü ile mturunc

23 Aralık 2012 Pazar

Eğitimci iseniz ve/veya bir çocuğunuz varsa.....

Pink Floyd aşağıdaki parçaları ile dünyayı sallarken (başka tarifi yok olanların) eğitimciler ve yetişkinler ayaklanmış gençlerin okuldan, öğretmenden soğutulduğu şeklinde söylemler tepe yapmıştı. Genç kuşak ise yav bu yetişkinler hep böyle örümcek kafalımıdırlar, niye anlamıyorlar bizi ; biz özgür olmak, düşüncelerimizi söylemek, yönetime katılmak .......sayda say işte bir sürü istekleri sıralıyorlardı ve bu parçanın onları en iyi anlatan şarkı olduğunu düşünüyorlardı. Şimdi o dönemin gençleri bu türden söylemlerle büyüdüler ve ne oldu; malesef hiç bir şey. Şu andaki genç nesil de aynı şeyleri söylemeye devam ediyorlar.
Pazarlama teknikleri üzerine yazıları karıştırırken bir sunumla karşılaştım. Burada kitlelere ulaşma, hitap etme teknikleri anlatılmakda ve genç kuşağa nasıl ulaşılabileceği hakkında ip uçları verilmekte..İşte orada kullanılan ve çalışma hayatındaki gençlerin durumunu anlatan bir fotoğraf:)



 Masada oturan moruk benim yaş grubumdan:) ayakta onu çekiştirenler ise genç kuşak:) pink floyd bu ülkede boşa dinlenmiş boşuna onca eziyetler çekilmiş ve acılar yaşanmış. Ben kızıma ve çalıştığım iş yerlerindeki genç kuşağa karşı bir dr olarak ve ilk yardım eğitmeni olarak duyduğum sorumluluk neticesi bunları karaladım olur ya bir iki moruk kurtulursa yani adam olursa belki tarih artık tekerrür etmez:)

Buyrun şarkıyı bir daha dinleyin olurya belki bu sefer faydası olur..
 




We dont need no education.

Eğitime ihtiyacımız yok



We dont need no thought control.

Düşüncelerin kontrolüne ihtiyacımız yok



No dark sarcasm in the classroom.

Sınıfta hiçbir karanlk küçümseme değil



Teachers, leave them kids alone.

Öğretmenler! çocukları yalnız bırakın



Hey, Teacher, leave them kids alone!

Hey hoca ! çocukları yalnız bırak



All in all youre just another brick in the wall.

Sonuç olarak sen tamaen duvardaki başka bir tuğlasın



All in all youre just another brick in the wall.

Sonuç olarak sen tamaen duvardaki başka bir tuğlasın



We dont need no education.

Eğitime ihtiyacımız yok



We dont need no thought control.

Düşüncelerin kontrolüne ihtiyacımız yok



No dark sarcasm in the classroom.

Sınıfta hiçbir karanlık küçümseme değil





Teachers, leave them kids alone.

Öğretmenler! çocukları yalnız bırakın





Hey, Teacher, leave them kids alone!
Hey hoca ! çocukları yalnız bırak





All in all youre just another brick in the wall.

Sonuç olarak sen tamamen duvardaki başka bir tuğlasın



All in all youre just another brick in the wall.
Sonuç olarak sen tamamen duvardaki başka bir tuğlasın



All in all youre just another brick in the wall.

Sonuç olarak sen tamamen duvardaki başka bir tuğlasın



All in all youre just another brick in the wall.

Sonuç olarak sen tamamen duvardaki başka bir tuğlasın

Bu haftada arısız idare edelim dedik. Hava soğuk ne rahatsız edecem inekleri:)

19 Aralık 2012 Çarşamba

Hokus pokus:)




Bu gün 19 aralık 2012. Maya takvimine göre son iki gün :) yarın akşam İstanbula kar geliyormuş. Fakat bu gün hava güzel ve arılar yoğun olarak uçtular. Dayanamadım ve balkondaki arımı açtım. Bu arıyla çalışmak işte böyle keyifli. Tek bir iğne yemedik. Forumdaki bir arkadaşımız ilüzyonmu yapıyorsunuz diye takılmıştı. Buyrun siz karar verin ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz:)

16 Aralık 2012 Pazar

ENİŞTE...

Bu hafta yazlığa cumartesi sabahı gitme planı yapıyorum. Bu planıda yüksek sesle düşününce biri demezmi bende gelecem:( yav ben millete ne derim dedimsede yok ille gelecem diye tutturdu:) dedim gel ne olacaksa olur:) ben işin gırgırındayım ya diyorum nasılsa gelemeyecek:) cumartesi sabah erkenden kalktım evden çıktım.. zırr cep telefonu... bela geliyorum diyor:) mecbur aldık gittik. Dedim kameramanlık senin işin:) hani hakkını yememek lazım çekim işinde oldukça iyi, kendi görüntülerimi bayağı beğendim. Onun fotolarını yayınlamayacakmışım görürlerse yanarmış:) benim usta der ya allah ne verirse hayırlısını versın diye.
 
Sabah gittikki her yer çatır çatır buz :( gece sıcaklıkları eksilere düşmüş demekki.
 
tabiki ilk iş tavuklar salındı..

 
hava soğuk ama günlük güneşlik.

 
Buda benim çapalama makinem. Senelerdir bahçemi bununla çapalarım.

 
Bahçemi bu makine ile 2-3 saat içinde çapalayabiliyorum. Bizim arkadaş filmede almış:)



 
Çapalama işi bitti...baktım oo ne bu be dedirten türden bir yemek:) demezmi yemek yapmak benim hobim:)fakat yemeğide görüntüleyemedik:( kimliği ortaya çıkarmış...Hani sen her hafta gel diyesim geldide... üstünede tavşan kanı bir çay hemde güneşe karşı..

 
Molanın arkasından bahçe tırmıkla tesviye edildi.

 
Sonbahar bakımı tamam haftaya birde bordo bulamacı yaptımmı bahara kadar tamamdır.
 
 
Ağaçlar yapraklarını iyice dökmüşler. Çimler süpürüldü. Bu dökülen yapraklar çimlerin üzerinde bırakılırsa problem oluyorlar.

 
Öğleden sonra tektük arı uçuşu vardı ama açmamak lazım dedik açmadık.



9 Aralık 2012 Pazar

İŞ KAZASI....

Her zaman olduğu gibi arılığıma gidince önce tavukları salarım. Bir haftadır kapalılar rahatlasınlar.
Siyah tavuklarımdan biri tüy dökmüş:( göğüs ve karın bölgesi çıplak. Fakat keyfi yerinde:) Bilenler bir desin bakalım bu ne haldir:)
 
 
Arılığım senelerdir böyledir. Kovanlarım kalaslar ve taşlardan yaptığım yükselti üzerinde dururlar. Geçen hafta getirdiğim ve su gibi ıslanmama neden olan sehpaları bu hafta kesin kararlıyım monte edeceğim dedim ve ettimde:)

 
Hava arada bir çiselese de sıcakdı ve arılar uçuyordu.

 
Başladım montaja.

 
Sehpanın terazide olması çok önemli. Malum bizim inekler doğal su terazilerini kullanmaktalar.

 
Kovanlarınızı kaldırıp indirirken benim gibi yalnız çalışıyorsanız yani bir çırağınız yoksa böyle bir vinç yapmalısınız.

 
İşlar tıkır tıkır giderken bir İŞ KAZASI oluverir. Zaten kazanın tarifinde de bu vardır. Ani gelişen olaylardır. Tedbirle önlenebilir:) Benim gibi kazmalar tedbirsiz davranıp altlığı çakmazlarsa böyle zart diye altlık açılır ve bir anda arılar üstünüze çıkarlar. Sonuçmu ne oldu:( ne olacak yediğiniz iğnelerden patates çuvalı gibi oluverirsiniz bir anda. Bende ne oldu derseniz söylemiyeceğim sürpriiiiz:)...

 
Sehpanın montajı bitti. Çokda güzel oldu. Bunun artısı yağmur ve güneşe karşı brandayla kapatacağım. Bu çok iyi oldu. Yazın sıcakdan kışın yağmurdan bunalıyorlardı.. Çalıştığım firmadan demir talaşı alan hurdacı almış bu sehpaları bir firmadan. Galvanizli demirden yapılmış Üç tanede ben aldım. 

 
Tam işi bitirmiştimki çıngırak sesleriyle karnımın acıktığını anladım ve mola verdim.

 
Koyunların başında da bir çoban:) demlediğim çaydan adamcağızada verdim demezmi abi ben giderim plastik bardakda ver:( yav cam bardak kaç para al götür... Şive ve ses tonu aynı Ali Şekerli abimiz..Kulaklarını çınlattım. Tam o sırada bizim usta aradı içinemi doğdu ne:)

 
Buda çoban köpeği.. Ekmeğimin çoğunu yedi:( köpekler çok aç olmazsa ekmek yemezler..Çocuklarım var akşama emzirecem ne yapayım dedi:( Aklıma annesini üç yaşına kadar emen bir arkadaşım geldi:) dayanamadık.
 

 
Bizde kalan ekmek parçası, bahçeden taze organik soğan ve organik yağda yumurta ile idare ettik..Garibanlık böyle bir şey işte..:) Buralarda Hışır yokki gidelim:)


6 Aralık 2012 Perşembe

Uçtum uçtum ben uçtum...

Dün (çarşamba), benim için çok güzel bir gündü. Sebebi ne olaki derseniz o bana özel..

Hayat hep güzelliklerden ibaret değil tabiki. Öğleden sonra ilk yardım dersi bitti eve gideceğim aloo:( ..ne oldi:) gel hışıra gidecez... dedim geliyorum :)
Gittimki bizimki iş yerinde takmış okuma gözlüklerini:/(
Bu ne hal geçmiş olsun felan diyorum ama  keyifden oynayacağım ayıp olacak etrafdakiler bizi ciddi adam sanıyor:) beyimize kendi nazarı değdi artık yakını göremiyormuş:)


Mesai bitti geçtik marangoz Cemil ustanın dükkana aklınca beni çalıştıracak ama işte olaylar aşağıda görüldüğü gibi  şekilde gelişti.


Çok bekledim..ama parmak çekiçden nasibini almadı:)


Ruşetlerini bana gösteriyor...:) İyii dedik güzel olmuş.



Hışırın yerinde ekip tamamlnınca muhabbet koyulaştı. Yusuf abi mersinden gelenleri inceliyor:) demezmi bu kadarmı:) oda bizimkinin pintiliğini tasdik etti.


Yemek faslına geçtik... herkes ekonomik sıkıntıdan bahsediyor:) bende cüzdanı evde unuttum numaralarına başladım:)


Bizi duyan hışır abi televizyona bakıyor ama ahh ah..:) sesleri bizim masaya kadar geliyor.


İşte final sahnemiz bizimki cebindeki akrepe bir çalım atıp nasıl becerdi bilmem para çıkardı:) Meğer hışır abi gençliğinde amatör kümede kalecilik yaparmış para cebden çıkar çıkmaz bir planjon lüp para hışır abinin elde:)


Bizimki Hışır abi etme eyleme eve nasıl giderim ocağına düştüm felan desede adamda vijdanmı var:) tınlamadı bile:) Aklınızda olsun Gebzeye giderseniz Hışırda balık yemek isterseniz çekinmeyin:) ben dr un arkadaşıyım deyin sizden para almayacaktır:)



1 Aralık 2012 Cumartesi

Yağmur gün boyu hiç durmadı...

 Akşam haberlerinde trakyada yoğun yağmur yağacağı haberleri vardı. Bu sabah erkenden yola çıktım. Çoğu zaman olduğu gibi hava durumu tahmincileri yanılmamışlardı. Yağmur gün boyu hiç durmadı.

Geçen hafta vadideki tarlalar ve arılıklar böyle görünüyordu.


Gece başlayan yağmur sabah 10 00 civarına kadar tarlaları bu hale getirmişti. Eğer bütün gün devam edecek olursa daha önceki seneler oluşan sel manzaraları tekrarlayabilir.


İnsanoğlu kendi kazdığı kuyuya kendi düşer misali:) arılarım için aldığım çelik sehpaları cuma günü arabama yükledim. Yükledim derken toplamda 140 kg civarı:( . İki saat sürdü yüklemek. Akşam haberlerde hava tahminleri geçtikçe başıma gelecekleri düşünüp gülüyordum:)


Bu sabahda sinirimden gülemedim:( Yapı marketlerde 5-10 tl arası satılan yağmurluğum da yok anca başıma takacağım hasır şapkaya :) naylon poşet geçirebildim. Evin yolu hem dik yokuş hemde toprak olunca vayki vay:) arabayı tepede bıraktım 200 metreye malzemeleri el arabasıyla taşıdım:) Yağmur yukardan girdi paçamdan çıktı:)  Fazla bir şeyde yapamadım sadece malzemeleri taşıdım ve tavukların yem ve su kontrollerini yapıp döndüm.


İnternette lodos fırtınası haberlerinden birine takıldım. İzlerken düşünmeden edemedim:)
2000 yılından beri ilk yardım eğitmenliği yapıyorum. Aşağıdaki filmi izleyince yaw nerde hata yapıyorum demekten kendimi alamadım...Bakın bakalım bizim millet neden ilk yardım uygulamalarını bilmek konusunda duyarsız, nerde eksiklik var...

28 Kasım 2012 Çarşamba

Mersine gitmeye ne gerek var :/)

Bu gün istanbulda hava günlük güneşlik.
Benim kolonide coşmuş. Dururmuyum açtım. Kısa bir kontrol. Yavru durumuna dikkat edin sanki bahar aylarındayız:) bizim usta dünya bir yol gitti arıları Mersine götürdü:( ne gerek varsa:)
Buyrun izleyin. Kendisini defalarca uyardım yav getir arılarını benim balkona :) bak nasıl çıkacaklar bahara:) ama dinlemedi:( bu filmi izlerken eminim Mersinden getirdiği salatalıkları sinirden kemiriyor olacak./:)
 
28-kasım-2012 balkonda kontrol ile mturunc

25 Kasım 2012 Pazar

Arılığımı ve bahçemi özlemişim.

İki haftadır arılığıma gitmemişdim. Bu sabah hava günlük güneşlik ama soğukdu. Evin terasından belde manzarası sabah çayıma eşlik etti.
 
 
Öğlene doğru hava biraz yumuşadı ve arılar uçuşa, polen taşımaya başladılar.

 
Bizimkileride zaten gelir gelmez saldım. İki hafta kapalı kaldılar nerde yeşillik varsa götürdü inekler:)

 
İki haftalık yumurtalar birikmiş.

 
Hıyarın biri de kış günü gurk olmuş:( ama avucunu yaladı kaldırdım baktım altında bir tek yumurta var:) onuda elinden aldım. Bahardan önce gurk olmak yasaktır levhasını da astım:)

 
Yumurtaları itinayla kartona dizdim.

 
Bahçemdeki son cheri domatesler, elimi sürmedim kuşun kurdu hakkı onlar..

 
Tavukların su deposundaki sularını tazeleyip klorladım.

 
Kümesin gezinme yerlerinin altına kum sermiştim. İşe yaradı eşelenip temizleniyorlar.

 
Musluklar kışa girerken darlatılmıştı. Hava ısınınca tüm kolonilerim temizlik uçuşu yaptılar.

 
Bu hafta arı açmadım. Artık açmamakda lazım. Ancak örtüsü asetat olan bir 7-8 çıtalık kolonim var ona yukardan bir baktım.