29 Aralık 2013 Pazar

Köstebeğin intikamını ucuz atlattık :)

Bu hafta bahçeme geldim ki iki adet enginarımın köstebek tarafından halledildiğini gördüm. Bu sinirle internetten okuduğum bir yöntemi uygulamaya koydum. Delikden içeri piknik tüpünün hortumunu uzatıp delikle hortum arasındaki boşluğu toprakla doldurup 10 dakika süreyle içeri gaz verdim. Sonra deliği açtım ve gazete kağıdından yaptığım uzunca fitili tutuşturdum. Sonuç aşağıda görüldüğü gibi resmen ütüldüm. Gazı toprak emmiş alev gaza ulaşınca ortalık alev topuna döndü ve ben içinde kaldım. 


Daha sonra ikinci deneme olarak benim tüfeğe sekizlik demirden bir düzenek kurup namluyu deliğe doğru çevirip bıraktım. Epey zaman geçti gelmedi. İnek ya ilk gazlı uygulamada telef oldu yada tırstı uzak bir yere kaçtı. Bende haftaya görüşeceğiz deyip bu haftalık bıraktım.


Bu hafta tabiki her şey köstebek avı kadar kötü değildi. Aşağıdaki hanımefendi çardakta güneşleniyor. Hava güzel çardak köpeklere karşı en güvenli yer:))


Sanki yazdan kalma bir gün. Balkonda manzara güzeldi


Aşağıdaki tarla ekili çobanlarında hayırlısı bu işte sürüyü salmış tarlaya ne denirki ..:(


Tavuklarda bu güzel havanın tadını bol bol çıkardı.


Bende terastaki straphor ruşetleri kontrol ettim. Durumlar tahminimden iyi çıktı. Her ikisinde de rutubet söz konusu değildi. Çıtaların propolisle köpüğe yapışması da söz konusu değildi. Bu olumlu durumu görünce ..



Elimdeki boş ruşetin yan kısımlarına maket bıçağı ile kanal açtım. Terasdaki ahşap kutudaki koloniyi buna aktarmaya karar verdim.


Sonuçda aşağıdaki gibi aktardım...


22 Aralık 2013 Pazar

Bahçemde, doğayla başbaşa güzel bir gün geçirdim...

Bu hafta cumartesi sabahı erkenden bahçeme gittim. İlk iş tavukları saldım. Nasıl yeşillik yediler anlatamam. Gezinti yerlerinin üst ve kuzey kısımlarını kapatınca orasıda kuru kalmış ama dışarısı bir başka güzel tabi.


Eve girip kahvaltı yapacağım o ne; kapının önünde aç bir inek :)


Ocağa yağlı bir makarna koyduk mecburen..


Ohh afiyet olsun.. Götür.:)


Erzurumdan iki kiraz fidanı geldi, onlarıda yerlerine diktik.


Öğlene doğru güneş ısıtmaya başlayınca temizlik uçuşu yapanları gördük ama açmadım düzenlerini bozmayalım dedim.



Bazıları savunmayı bu kadarlık bir delikten yapar hale gelmiş. Tel altlıkla çalışmaya başlamadan önce bu davranışı soğuklara karşı bir önlem olarak değerlendirirdim. Ama şimdi görüyorumki savunma amaçlıymış.


Bu zilli geçen haftalarda fır dönüyordu peşimde bu hafta son anlarda çıkageldi, oda karnını doyurdu.


Aşağıda görülen çiçeklik 30 metre uzunlukda ve 1 metre genişlikde bir alandır. Başka işim yokken otlarını temizleyip birde belleyim dedim.:) yaptımda...Şu anda ağrımayan yerim yok hamlamışım..:) 


14 Aralık 2013 Cumartesi

Revealing the Sun Hive

Sepet kullanılarak ilginç bir şekilde karakovan balı elde etme yöntemi. Koloni kontrolü, ilaçlama vs burada sorun olmaktan çıkmış. Bu sene bunu deneyebilirim. 

  

6 Aralık 2013 Cuma

Bu gün hava güzeldi ve ben arılıktaydım.

Bu gün hava güzeldi. Malesef son güzel günlerden ve artık ciddi ciddi kış geliyormuş. Bu nedenle alınmamış bazı tedbirleri tamamlamak için (aslında bahane bahçemde olunca her şeyi unutuyorum) soluğu bahçede aldım. 


Güzel arı uçuşu vardı


Ruşette kışlamakda olan iki kıymetli kolonimi açtım. Yavru durumu hala devam ediyor.


Harbiyedeki fuarda gördüğüm strafor ruşetlere bu kolonileri aktardım. İzolasyonu kuvvetli kovanlarda kışlamanın daha iyi olduğunu tecrübelerime dayanarak bilen biri olarak bunlarıda bu sene deniyorum bakalım nasıl olacak. 


Arıların işi bitince tavuklarımın suluklarını temizledim.


Yemliklerine mısır takviyesi yaptım. Suni yem yanında bu takviye soğuk günlerde yararlı olacak kanaatindeyim  


Bizimkilerin güzel havada keyfi yerindeydi.


Kış geldi diyorum ama ağaçlar hala yapraklarını dökmedi. Arılıkdaki kayısı ağacımın yaprakları hala üzerinde. Bu sene her şey bir farklı gidiyor ama bakalım nasıl olacak.


Kar geliyor dedik ya mağdurlardan biride kediler. Onlarada yem bıraktım. Evimin yağmur ve kar almayacak korunaklı bir kısmına 3 kilo yem bıraktım. Bu yemlerin yarısı iş yerinden Hacı abimin. Kendisini kandırıp 1,5 kilo yem parasını aldım elinden:)


Yem stoğunu görünce ineğin alımı çalımı değişti:)..


Yakın çevreme ekilen kanolalar bayağı büyümüşler. Seneye hayal kurmak için malzeme oldular bize :) 


30 Kasım 2013 Cumartesi

Hep arı olacak değil ya bu seferde VİALAND...:)

Bizim usta beni bırakıp yanına Fatih ile Enesi alıp Mersine gidince moralimin bozuk olduğunu gören kızım "baba gel bizde beraber gezelim" deyince soluğu VİALAND de aldık. Bu güne kadar gezdiğim çocuklara yönelik en büyük  (laf aramızda ben kızdan daha fazla eğlendim) eğlence merkezi. İstanbulda yaşayan yada İstanbula gelen tüm çocuklar mutlaka gitmeli. Fiyat tuzlu gibi (yetişkin 50 çocuk 45 tl) görünsede içerde kullanacağınız her şey bu fiyata dahil ve sayı sınırsız. Herşeyden hırsınızı almak isterseniz piliniz bitiyor ve diliniz sarkıyor.


Güne Üsküdardan motorla Kabataşa geçerek başladık.


Vialand in kabataşdan müşteri servisi var. İnternet sitesini incelerseniz pek çok yerden de var. Servisi beklerken hava güzel ve güvercin besleyerek oyalandık.


Parayı bayılıp içeri daldık ve ilk durak atlı karınca :))


Kanoya binip kanalda tam bir masal diyarında gezinti yaptık. Çok güzeldi  ben bile etkilendim.



Bir çiftlik varki içinde trenle gezdik:))


İtfaiyeci olup yangına müdehale ettik.


Benim kız bu salıncağa tek bindi..:(( akşam dönüşte bu resmi gören hatundan fırça yedik :((


Bizce en önemli bölüm olan wikinglerin ülkesine girdik.


Adamların memleketi öyle böyle değil. Bindiğimiz  şelalelerden aşağıya tekne içinde  düştük. Hemde iki kere. Alttaki resimde bu şelaleler ve oradan düşen bir tekne görülüyor. Bu kanaldan tam tamına üç kere geçtik ki kalp dr una kontrole gitmeme gerek kalmadı:)) benim kalp testden başarıylı geçti:)))


Şelale inişi kahraman edasıyla Wiking teknelerinin arasında havamız binbeşyüz:))


Öyle sanıyorum yazın burada iğne atsan yere düşmez. Bu mevsimlerde havanın güzel bir zamanı bence herkes görmeli. Ben böyle bir eğlence merkezi görmedim. Çok büyük bir yatırım yapılmış.

24 Kasım 2013 Pazar

Bu hafta dolu dolu geçti..:)

Bu hafta bahçeme cuma akşamından gittim.
Cumartesi sabahı kalktımki her taraf sis ve göz gözü görmüyor.


 Ama manzara bir başka güzel ve gizemli. 
Arılarda uçuş yok.


Tavuklarda isteksiz dışarı çıktılar. 
Halbuki iki haftadır kapalılar ama sisin ürkütücü tarafı etkili işte.


Öğlene doğru sis kaktı ve her yer pırıl pırıl günlük güneşlik.


Arılarda da uçuş seyre değer bir haldeydi.


Enginarlarım iyice boy atmaya başladılar. 
Yanlardan filiz verenlerde varki, daha ufaklar, biraz büyüsünler onları ayırıp başka yerlere dikeceğim.


Önümüzdeki hafta hava soğuyacak kar var haberleri üzerine 
su saatini sardım, tavukların su ve yem stoklarını hallettim.
Cumartesi akşamı İstanbula döndüm.
Pazar günü de Harbiyedeki festivale gittim.
Ohooo bizim ekip komple orada.:)


Benim usta ise her zamanki gibi sürekli konuşuyor. 
Dili ve çenesi yetmezse ellerini de kullanıyor.:)


Nasrettin hocanın memleketinden Mustafa kardeşim. 
Abi senide bir gün kahvaltıya etli ekmek yemeğe bekliyorum dedi :)


Standlarda bu sene gördüğüm strafor kovan. 
hoşuma gitti bakalım denemek için alacağım.


İlginç standlardan birisi;
Karakovan balı. 


Bizimki tam açlıkdan ölmek üzere idi ki... Zafer abi imdadına yetişti:)


Yemek yerken neden kimse görüntülenmek istemez dedim ve bastım deklanşöre :)


Fuar alanındaki kafeteryada sandalye kalmadı ama sahibide ihya oldu hani. 


Ben bir yerde bir kasa kurabiye gördüm dedi ve fırladı gitti. Peşinden koştukki ne görelim...:(


Özellikle festival güzeldi. Arkadaşlar dünya gözüyle birbirimizi gördük ve sohbet ettik.