31 Aralık 2010 Cuma

Yeni yılınız kutlu olsun...

Tüm dostların yeni yılı kutlu olsun. Sağlık, mutluluk ve bereket getirsin.
Bu akşam alkol kullanan arkadaşlar dikkatli olmalı sınırı aşmamalı ve araç kullanmamalı (erkekseniz kullanın zaten:=) yeme konusunda da dikkatli olunmalı. Hoş diyeceksiniz sen dikkatli oldunda ne oldu az kaldıydı gidiyodun:/) işte kötüye bi şey olmuyo napalım:)
Seneye görüşmek dileği ile....







27 Aralık 2010 Pazartesi

Oksalik asit ve bu yılki son aşılarımızın uygulanması..

Bu hafta sonu bayadır uzak kaldığım arılarıma gittim. Yazdan kalan ve ömürlerini tamamlayanlar sırt üstü olmuşlar:)



Sepet de benim daraltmamı beğenmemiş olacakki musluğu iyice propolisle daraltmış, burada da ömürlerini dolduranlar kapı önünde tuş vaziyetteler:)



Hava 10-13 derece civarı pek arı uçuşu yoktu. Her ne kadar bilgilerimiz 0-5 derece arasında uygulanması yönündeyse de ben bir daha gelemiyebilirim düşüncesiyle damlatma yöntemiyle oksalik asit uygulaması yaptım.


Uygulama için yaklaşık 35 gr asit 200 gr şekeri kaynamış ılımış suyla 1 litreye tamamladım.



Solusyonumuzu 60 ml lik enjektör kullanarak uyguladım.


Uygulama esnasında arının aşağılara çekilmemesi için duman kullanmamaya çalıştım:)




damlatma yöntemi ile oksalik asit uygulama
Yükleyen mturunc. - Sevimli hayvan videolarını izleyin.

Duman kullanmamanın sonuçlarınada katlandık tabiki:)



Kovanlarımız tel altlıklı ve çekmeceli olduklarından dolayı ertesi günü yaptığım uygulamanın sonuçlarını da görebildim. Aslında arıların salkımda olmaları çok daha iyi olurdu ama görünenler bununda bayağı etkili olduğunu düşündürdü bana.








Artık bahara kadar uzakdan görüşmek dileklerimle arılarımı kapadım. Malum stokları yeter. İlaçlamaları tamam eh daha ne olsun.

22 Aralık 2010 Çarşamba

Alemeti farika...:/)

Dün sabahtan başladım kaşınmaya...Gezmem geldi..:/) Bizimki zaten kaç haftadır miyavlayıp duruyor abi gelde şu işi halledelim diyor. İlk iş Sadri abimin yanına gittim. Oda zaten dünden razı hadi yürü dedi ve Gebzedeyiz. Bizim ustayı aradım nerde olur marangoz Cemil ustama ekşimiş:( Bizi kapıda karşıladı yüzünde güller açıyo:=) bensiz yapamaz...:/(



Dükkana girdik Cemil ustam iş başında. Kaderi kötü adamcağızın ne yapsın Ali ile tanışma gafletinde bulunmuş bir kere dönüşü yok:/( Bu sefer unutmadım bir sene öncesinden bana bir ilaç siparişi vardı onu getirdim:( demezmi abi zayıflamışsın boyunda uzamış:( sevindik tabi..


Sonra bizim ihtiyar heyeti işbaşı yaptı vee:)

Alemeti farika tamam:/)

Alemeti aldık doğru arılık bazılarına ceza kesmiş bizimki.:/( ne isterse şuncağızlardan..

Biz arılıkda dolanıyoz baktım hacı abim körüğü yakmaya çalışıyo:/(

Körüğü yaktı ya keyfe bakın bee:/)

Alemetin içten görünümü; bu adam yan taraflarına objektif girecek kadar delikler açmış oralarada sünger tapalar düşünmüş:/( arada görüntü alacakmış ordan..

Aşağıda arıları zehirlemeye başlayan ustamın basın toplantısını görüyorsunuz. Allah oradaki herkesin sonunu hayretsin:/) Bu kış artık bunu izler vakit geçiririz...

19 Aralık 2010 Pazar

Fuara gittim..

Bu hafta Tüyapda tarım ve hayvancılık fuarı vardı. Son gün, evde oturmayım dedim gittim. Niye böyle dedim derseniz bu tip fuarlarda arıcılık standları ya yoktur yada mecburen oraya gelmiş görüntüsü veren bir halleri vardır. Bu seferde yanılmadım bal satan bir adamcağız dışında kimse yoktu.
Bende tohum, fidan standlarını gezdim. Adapazarının yerli mısırının tohumunu aldım. Haşlamalık mısır. Bunun en iyi tarafı bal sağımından 1 ay sonra hasat ediliyor. Yani tek başıma yiyeceğim:)

Buda kestane kabağı. Yerli hibrit değil yani her sene tohumlarımı kendim üreteceğim.

Veeee en önemlisi bu cihaz. Yaklaşık 650 metre kare alanda etkili olan ve fare köstebek gibi hayvanları kovacak olan ayrıcada güneş enerjisiyle çalışan bir cihaz. Bunu internette görüyordum ama piyasada bulamamışdım. Artık günahlarına girmeyecem ineklerin. Sadece beddua edecekler o kadar:)





16 Aralık 2010 Perşembe

Ham petek kalıbı yaptım...

Eveeet mum kalıbını Mehmet Yüksel arkadaşımızda görünce olurmu yapmamak:) Önce hayal kurdum tasarladım. Sonrada uygulama aşamasına geçtik. İlk işlem olarak da 0,5 cm lik polıuretan köpükten kopya amaçlı kullanılacak olan ham petek etrafına bir çerçeve hazırladım.


Bu çerçevenin görevi sıvı silikonun dışarı taşmasını engellemek ve belli bir kalınlıkda olmasını sağlamak.

Bu çerçeveyi keserken de yeni bir yöntem uyguladım. Gördüğünüz yufka ve hamur kesmekde kullanılan daire şeklindeki bıçak çok işime yaradı. Ayrıca ham petek kesmekte de çok kullanışlı.



Çerçeve hazırr.

Ham petek dökme kalıbının kasasını iki adet ufak alımınyum baklava tepsisi kullanarak yaptım. Tanesini 5 liraya aldığım bu tepsileri menteşe ile birbirlerine sırt sırta gelecek şekilde monte ettim. Aynı tost makinası gibi oldu.:)


Çerçeveyi tepsinin birinin üzerine oturttum, içine 1,5mm kalınlıkda karton kesip koydum . Bunun üzerine
bir adet ham petek gelecek onun üzerinede silikon.



Bu işi yaparken sıvı silikon kullandım. Bu iş için üretilmiş, anlayacağınız kalıp için üretilmiş bir madde. Çift komponentli, silikonu ve sertleştiricisini karıştırarak kullanıyorsunuz. RTV2 adlı bir ürün. Bundan bal mumundan biblolar için kalıplarda yapacağım.

Sıvı silikonu hazırlayıp ham peteğin üzerine gözleri iyice dolduracak şekilde yaydım

Daha sonrada bunun üzerine tepsiyi kapadım ve presledim. Bu işlemi iki taraflı olarak aynı şekilde uyguladım.

İşlemin bitişi ve temizlik sonrası aletimizin görüntüsü bu.



Sıvı silikonun iyi tarafı peteğin gözlerini tam doldurması. İlk denemem olması nedeniyle tam değilsede gözler aşağıdaki şekilde çıkdı.


Kalıp yaparken kullandığım ham peteki çıkarırken kırıldı bende onu plastik bir bardağa dolsurdum

Özel bir yöntemle erittim:)



Bu eriyen mumla ilk denememizi yaptık:/) Şekli biraz bizim ustaya benzesede mum eksık olduğu için ancak bu kadar oldu. Mumu kalıpdan sökebilmek için bulaşık deterjanlı su kullandım. Aksi halde zor çıkıyor. Bu kalıbı bilmediğim kimyasal maddeler içermeyen ham petek kullanabilmek için kullanacağım. Kış günlerine iyi bir oyuncak çıkdı hayırlısı bakalım:)


15 Aralık 2010 Çarşamba

Erittiğim balı kavanozladım....

Malum olduğu üzere özellikle kültür çiçeği balları (ayçiçeği ve kanola vs.)ve diğer tüm ballar belirli süreler sonunda donmaktadır. Duyduklarımız o ki bazen bu ballar kaynatılmakda ve çok faydalı bir besin kaynağı çok zararlı hale getirilmektedir. Balı 45 derece ısıda bekletirsek erimekte ve görsel olarak eski haline dönmektedir.


Geçen hafta cuma günü bal eritme kazanına bir teneke bal koymuştum. Tenekenin üst kapak hizasından bir iki parmak altına kadar suyla doldurmuştum. Beş gün boyunca 45 derecede bekleyen balı bu gün kavanozlara doldurdum.

Bal çok güzel erimiş. Alt kısımlarda az bir bölüm erimemiş. Fakat buda önemsiz bir kısmı. Bir dahaki sefere yedi gün süreyle işlemi devam ettireceğim.





45 derecede eritilmiş bal.
Yükleyen mturunc. - Diğer hayvan videolarına göz atın.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Dostluk.......

İki gün önceSeferihisardaki arıcı arkadaşımız Bekir Albaş telefon etti. Nasılsın arılar nasıl faslından sonra abi dedi adresini verirmisin...dedim ne demek buyur....ufak bir şeyler göndericem çam sakızı misali...dedim sağolasın.. Aslında sanalda tanışıyoruz ama geçen sene Seferihisara gideceğim dediğimde uğra bir kola içelim diye mesaj atmışdı. Uğramış ve ilk sözüm abi çıkar kolayı bakalım olmuşdu. Aslında kola, koli, vs. bunlar değil önemli olan karşılıksız çıkara dayalı olmayan dostluklar kurduk bu arıcılık camiasında. Benim içinde önemli olan bu işte. Konuyu dağıttık koli bu gün kargoyla geldi...

içini açtım... vee.... Bekir abimizin bahçesinden organik mandalinalar. Bekir kardeşim sağolasın allah ziyade etsin..

Dört beş kere aradım yayınlayacağım sakıncası varmı diye soracağım telefon kapalı. Benden günah gitti dedim ve yayınla butonuna bastım..


9 Aralık 2010 Perşembe

Donmuş ballarımı eritmem lazım dedim veee...

Bu aralar elimdeki kavanozlanmış ballarım bitti.. Aylardan aralık ve benim gibi bütün ayçiçek balı üreten arkadaşlarda olduğu gibi ballarım donmuş durumda. Geçen yıllarda yapmış olduğum bal eritme kazanımı (designed by Ali Şekerli) devreye soktum. İçine bal tenekesini oturttum ve tenekeyi kapatacak kadar suyla doldurdum.

Termostatını daha önceden zaten ayarlamıştım. İçindeki suyun ısısı 45 derece civarında kalıyor.

İşlem tamam kazanımızın kapağını kapadık. Yaklaşık bir hafta bekletiyorum ve balı ilk sağımdaki kıvamda kavanozlara doldurabiliyorum. Bu şekilde eritilen donmuş balda HMF oluşması en asgari düzeyde kalıyor. Zaten bu şekilde eriyen balda bir süre sonra tekrar donuyor.





5 Aralık 2010 Pazar

Hafta sonundan görüntüler..

Dün iç işlerinde toplantı vardı. Kaçacak yer ararken hava durumunda bu günden itibaren yağmur hatta kar haberlerini duyunca doğru ereğliye gittim. Evin terasına polyuretan kaplama ile su izolasyonu yaptım. Tabi perişan oldum:( ama bitince de keyfim yerine geldi. Su saatini donmasın diye sardım vs. Kış artık gelebilir. Ben hazırlıklıyım...:)



Cumartesi hava günlük güneşlik artık son yazdan kalma günler bunlar. Arılarda bende keyf yaptık:)



Ağaç dikmem gereken yerlere çukurları açıp hazırladım. Bu şekilde toprak derinlemesine havalanıp güneş görüyor. Malum toprakdaki mikroorganizmalarda havaya ve oksijene ihtiyaç duyuyor. Onlarda ağaçlar için gerekli azot vs gıdaların oluşmasını sağlıyorlar.


Sepetin çadırı içinde keyfi yerinde. Kapı önünde muhafızlar erkekseniz gelin der gibiler:)
Sepetim artık iyice eskidi. Bu sene bunu kovana aktarıp yeni bir sepet edinmem lazım. Sepetsiz arılık olurmu.:)

Bu mevsimin en güzel yanı ekinler yeşermeye başladı yeşil hakikaten güzel renk.



Millet tavuk yemeğe çağırıyor bizde iş bitmediki gidelim. Hem akşama kadar çalış hemde garibanlığın gözü kör olsun:) yediklerimize şükrettik genede..
Bizim ustada bir türlü alamadığımız civcivleri görüntülemiş. Garibim oda uzakdan bakıp duruyor:/(

Yıldız çiçeğide şaşırmış.. Bu sene ekim ayı gibi yapraklarını dökmüşdü. Üç dört haftadır havalar sıcak olunca bahar geldi sanmış. Görecek ..... kar geliyor haberi yok.


Bu sene komşum Cemil beyin hediyesi olan şebboylar. Bahara yerlerine nakledilecekler. Şimdilik saksılardalar.


Bu sardunyayı tohumdan yetiştirdim. Kışın bahçede donuyorlar. Ne yaptıysam bu durumu önleyemedim. Kışa İstanbula getirebilmek için saksıyla dikmişdim bahçeye. Aksi halde sonbaharda saksıya alamıyorum. Saksının etrafında kökün toprakda gıdebılmesı için delıkler açmıştım. Aynı boy saksıya ıc ıce geçirip kışlığın balkonuna götürdüm.


Buda son projelerimden. Püren işine girmeyede niyetliyiz. Şimdilik bunlarda saksıdalar. Kışa yerlerine gidecekler. Bakalım seveceklermi benim orayı:)


Sadece kış hazırlıkları ve bahçe değil tabi iki haftalık özlemimizi giderdik. İki hafta önce birleştirme yaptığım koloniyi kontrol ettim. Durumlar süper. Bu seneki gözlemim şu ki tel altlıklı kovanlarda arı yavruyu kesmiş balı merkeze taşımış. Tel altlıklı olmayanlarda yavru halen devam ediyor bakalım hayırlısı bahara neler göreceğiz.
Benim körükcüm Salih abimizde cumartesi son bakımları yaptı. Hala kanatsız arı var dedi deim bir tur laktik asit yap nasılsa kış geliyor oksalik asitte yapacaz. Onun kovanlarda altı kapalı tipde olanlardan. Ondada yavru devam ediyormuş.