30 Ağustos 2010 Pazartesi

Bu hafta sonu ......:/)

Aşağıdaki resimde leyleklerin benim arılık semalarına geldikleri görülmekde. Eeee ne var bunda diyeceksiniz ne demek ne var bak bu şu anlama geliyor diyecem demiyorum. Vazgeçtim . Birileri otursun alacağı balı, verimli ve güçlü olacak kolonisini matematiksel olarak hesaplayıp ona göre davransın. Ama içim rahat değil bari şunu söyliyeyimki biolojik olaylarda matematik biraz farklı çalışır. Hatta bir ip ucuda vereyim genellikle biolojik olaylar grafiksel olarak çan eğrisi oluşturur. Bu nedenle pek yüzde hesapları felan işlemez. Şimdi de diyeceksiniz ki bunları nıye dedın heeeeç eşte öyle:)

Ben leylekleri görür görmez hemen invert şurubumu hazırladım. Bu hafta ineklere birer litre şurup verecem peşinden de kekleyecem. Zaten iki haftadır da kekliyorum.
Kışın yediğim portakal kabuklarını atmamış kurutmuşdum. Bu ara onları da ortaya çıkardım.

Körük için mukavva sararken araya portakal kabuğu da sarıyorum amaç seveceklermi bizimkiler göreceğiz.

Şurupluklar üst katta yerini aldı.

Tel altlıklı kovan kullandığım için haftalık kontrollerimde çekmecede 24 saatte ne kadar varoa birikiyor bunu görebiliyorum. Bu haftaki kontrolumde durum vahim yani 10 tanenin üzerinde saydım:(

'4 saatte düşen varoalardan biride canlı. Ya ben nereye düştüm der gibi dolanıyordu:) Eğer tabanlığım eski tip yani ahşap olsaydı bu hemen kimin üstüne binsem diye tereddüt ederdi:)




canlı varoa
Yükleyen mturunc. - Sevimli hayvan videolarını izleyin.
Hemen laktik asit uygulamasını başlattım. Laktik asitin en güzel yanı canınızın istediği zamanda uygulayabilirsiniz. Hava sıcaklığı felan önemli değil.




laktik asit uygulaması
Yükleyen mturunc. - Diğer hayvan videolarına göz atın.

Laktik asit uygulamasının ertesi günü dökülenler bunlardı:(

Yakın plan dökülenler:)

Gelelim laktik asit uygulamasının sonuçlarını yorumlamaya. Bazı arkadaşlar ben felan ilacı yada kokuyu uyguluyorum çok memnunum diyorlar. Arkadaş neye göre memnunsun nasıl gözlemledin varroaya etkili olduğunu diyorum. Şimdiye kadar hiç kovan söndürmedim diyor. Ne diyelim:/) Benim yorumum dökülen varoalara bakılırsa çok etkili. Ama çok yorucu bir uygulama. Sezon sonu nektar gelirinin az olduğu dönemde kovanın uzun süreli açık olması nedeniyle yagma riski fazlalaşıyor. Toplam beş koloniye tek başıma uyguladım anam ağladı. Yani iyi çalışan bir körükçü şart. Çok sayıda kolonisi olanlara yav arkadaş gidin işinize delimisiniz derim. Hava sıcaklıkları şöyle 25 lere bir insin en iyisi formik asit uygulaması. Laktik asit bir yada iki kolonisi olupda yav sıkılıyorum koloni sayımı artıracam diyenlere tavsiye edilir.:/)








26 Ağustos 2010 Perşembe

Bu hafta Arıcılar birliğine kaydoldum veee işte bilindik şeyler...:/)

Çarşamba günü Seyithan abimizi son numaralı torununa bakarken bulduk. Allah nazardan saklasın.

Aslına bakarsanız önce İstanbul Arıcılar Birliğine gittik. Arıcılar biraraya gelirde şaka espiri eksik olurmu. Nimet abimiz milasta Aliye bir el demiri kaptırdığını, o gün bu gün geceleri rahat uyuyamadığını söyledi. Dedim o el demirine tarafımdan el konuldu bil. Abi dedi halledince bir telefon et de o gece bari rahat uyuyayım.

Dururmuyum hemen o gün bizimkinin arılığındayız malum işlerle uğraşacağız. İlk iş el demirinin mevkisi tespit edildi :)


Veee doğruca benim arabaya koltuk altına aktarıldı.:/) Akşam iftardan sonra Alinin yanında Nimet abiyi aradım ve operasyon tamam dedim:/)Bizimkinin hali görülmeye değerdi hani:)


Aşağıdaki kızımız tarafımdan özel yetiştirildi ve özel uygulamalara maruz kaldı şu anda balkon keyfi sürüyor.


Alinin dili damağına yapışmış halde düştü kaldı. İşaretlerinden anladığım kadarıyla ana kutularına gerekenler tarafımdan yapıldı. Hacı abide ohh oh sen bu işi öğrendiysen gel beraber çalışalım Ali yi yollarım artık diye mırıldanıyordu.:/)

Ali de baktı iş çığrından çıkıyor geldi ve gelmesiyle arılıkda işler karıştı. Sadri abinin yüzünden neler olduğunu anlarsınız artık ben bir şey demeyim.
















23 Ağustos 2010 Pazartesi

Kalfalık zormuş:( körükcülüğe gerimi dönsem ne.:/)

Bu sene bal hasadımızı takiben bahçede de hasada başladık. Komşumun verdiği fidelerden yetişen pijamalı karpuzunda tadına baktık. Sanırım yediği karpuzun çekirdeğinden fide elde etmiş. Bu şekilde üretilen karpuz böyle küçük oluyor. Bu ürünler tohumculuk firmaları tarafından her sene kendilerinden tohum alınsın diye bu hale getiriliyorlar yani kendi tohumunuzu kendiniz üretemiyorsunuz. Allah sonumuzu hayır etsin ne denir..


























Tabi bu hafta arılarımı da sıradan bir kontrol ettim. Aşağıdaki çerçeve her şeyi izah ediyor. Anlayacağınız kış arılarını oluşturma yönünde başarılı bir şekilde ilerliyoruz. Şimdi birileri bu arılar kış arısı olmaz diyebilir bunlar kış arısı olacak larvalara bakıcılık edecekler.




















Nektar geliri bizim oralarda durdu. Aslında bu seneki yağmurlar nedeniyle kır çiçekleri nedeniyle iyi gidiyordu ama artık arılar yatar oldular. Bende kekleri kulanıma açtım. Alt kısma 1 lira kadar bir delik açıp çıtaların üzerine torbaları koyuyorum tırmalasın dursunlar. Varroa mücadelesinede başladım. Evimin terası tamamlandı bu nedenle bazı kolonilerimi de oraya taşıdım.




















İlk körükcüm Salih abimiz geçen hafta arı bölmüş beraber düzenleme de yapmışdık. Bu hafta ona iki adet f1 karniol götürdüm. Kafesleri açmadan anasız kalan kolonide meme kontrolü yapalım dedik. Yav ana arı üretim üssüne dönmüş adamın terası. Bu kontrolü çıta üzerindeki arıları silkeledikten sonra yaptık. Bir tane meme atlarsanız olay güm oluryor sonra. Aslında bolca ana kestirdikten sonra öğrendikki bu inekleri vereceğiniz anaya mahkum bırakırsanız yani ellerinde ana yapacakları larva yumurta kalmazsa mecburen kabul ediyorlar. İşta bu bölme bu durumda. Bunun anasını kafes içinde verdik. Dedim bir gün sonra meme kontrolü yap varsa onlarıda kes (mümkün değil açık larva kalmadı ama) sonra kek kısmının telini aç anayı kendileri çıkarsınlar.




















Salih abimiz örtü tahtası olarak aşağıdaki yapıyı kullanıyor. Kendisine dedim böyle bir tavanı olan evde yaşasan nasıl olur:) abi dedi bu sıcaklarda bayağı iyi olur:) kışında tüm deliklerini sıvarım ki sıcaklık uçup gitmesin. Arılarda öyle yapmışlar propolisle sıvamışlar sökerken çivilerinden söküldü bayağı zorlandık.



















Böyle gülümsediğine bakmayın. Anayı ona sıktırdım. İşin canilik bölümü sana ait olacak ben anlamam dedim:) mecburen kabul etti.





















Meftaya uzun süre baktı inceledi:) ve bunu kovanın içine attık ki görsünler ana öldiiii:)




















Sonra ikinci kafeside bu anasını sıktığımız koloniye vardik. Burada iş biraz uzun keşke geçen hafta anayı sıksaydık oda benim kabahatim. Aslında birinci anayı kabul ettirelim sonra buna bakarız diye düşünmüşdüm. Haftaya kadar sakın kek kısmını açma bunlarda meme yapsınlar bırak haftaya gelir temizlersin sonra kek kısmındaki teli açarsın dedim.





















Salih abimizi arıcılığa başlatan olayın kalıntılarını görüntüledim bu hafta. Evinin terasındaki çatının altına bir oğul girmiş bir sene kadar orada kalmış izlerden anladığım kadarıyla bayağıda dalak yapmış geçen sene pınarhisardan yaşlı bir arıcı bulmuş getirmişler ve o arıyı da ballarıda almış buradan. Dedim seneye bekle buraya gen oğul gelir.:/)


20 Ağustos 2010 Cuma

Yerli sebzeler olgunlaşıyor....Körükçüleri ikiledim...

Erzincanlı Vecdi abimizin geçen yıl yolladığı yerli karpuzlar olmaya başladı. Ama daha kulaklar kuruyup ses olgunluk tınısına ulaşmadı.



Gene yerli bamyalardan tohumluk ayırdıklarım olgunlaşıp sararmak üzere.



Serdar kardeşimizn yolladığı biberlerde olgunlaştı.





Gökçe adadan dönerken Salih abimiz (ilk körükcüm) aradı. Abi dedi arıyı böldüm uğra bir de sen bak bakalım.




Tabi baktık. Kalfa olmak kolaymı Ali nin bize yaptığı tüm mezalim birebir uygulandı:) Dün 2 tane ana arı aldım bizimkinin kutulardan yarın anaları değiştireceğiz. Kestirirsek alimallah diline düşeriz.
Gittiğimde maskeden şapka yapmış çalışıyordu. Baktım konuşmuyor hacı abiye dedim ne oldu buna meğer sıcakdan dili damağına yapışmış:) Dedim öğlen sana kebap ısmarlayım:) kabul etmedi eee teklif ettik napalım kendi bilir:/) akşam olsun diyor yok dedim işim var (yermiyim bee)


Aldığım ana arılara karşılık Ali nin arılıkda bulunan benim kutulardaki kafesleri gösterip kafes nasıl olmalı dersi verdim. Dondu kaldı elinde kafesle ben arada tüydüm:)

Yarın bu kovanların anaları değişecek..



İnsanın kısmeti açılmaya görsün. Geçtiğimiz pazar günü yeşil bir araba benim fakirhaneye geldi. İçinden inen arkadaş abi sizleri internetten takip ediyorum. Bende 5-6 ay önce arı aldım demezmi:) meğer adam burnumun dibindeymiş bitişik sitede. Birde işin komik tarafı arısının 15-20 metre ötesindeki ağaçdan ben bu sene bir oğul aldım. Ne bilirim orada arı var. Arısını çok güzel gizlemiş. Ama arkadaşa söyledim o oğul muhakkak senindi bu nedenle bende bir arın var. Oda abi seneye bir oğul verirsin dedi anlaştık. Önce arısının uysal olup olmadığını uygulamalı kontrol ettim:) Arkadaşı bir süre açık kovanın arkasında beklettim baktım bir şey olmuyor sonra başladım kontrole:)


Arıyı bir ay önce bölmüş 4 çıta arılı bir koloni. Bu arkadaşada çıraklık dönemi çektiklerim çektirildi tabi:/) Çıta yanakları birleştirilmediği için arılar petekleri fazla şişirmişler. Bu fazlalıklar çıtalar yanaştırıldığında arıların, ana arının ezilmesine neden olabileceğinden sakıncalı. Uygun bir zamanda bunlar alt ve üst çıtalar hiza alınarak sır bıçağı ile düzeltilecek.





18 Ağustos 2010 Çarşamba

Balkon fakirinden sezonun son görüntüleri...

Ben karniol f1 ana arılarla çalışıyorum. Balkon fakirinin sağım görüntüleri başkaca söze gerek bırakmıyor.


Film_0024
Yükleyen mturunc. - Diğer hayvan videolarına göz atın.

15 Ağustos 2010 Pazar

Gökçe Ada (İmroz) gezimiz.

Geçen hafta üç günlüğüne Gökçeadaya gittik. Daha önce görmediğim bir yerdi fazlasıyla değdi.



Aslında amaç bu hatunu eğlendirmekdi iyide oldu.



Adada beni en çok etkileyen Zeytinli köy oldu. Köyün meydanında üç adet kahvehane var. Üçüde "dibek kahvesi" yaptığını söylüyor ama ortadaki "madamın özel dibek kahvesi" adlı yer gerçekden harika. Telve ağızda tane tane çiğneniyor. Sakızlı dondurması beni çocukluğuma götürdü annemin yaptığı dondurma lezzetini buldum orada.





Kahve haneyi aşağıdaki beyfendi işletiyor. "Beyfendi" kelimesi eskilerin çok kullandığı bir kelime değilmi evet bu kahveye girdiğinizde kendinizi eskilerde hissediyorsunuz. Bu arkadaş aslında mühendis, emekli olmuş babasının işini sürdürüyor. Kendisine bal göndereceğime söz verdim.

Dedim ya eskilere gittim diye birde aile fotoğrafı çektirdim. Bu kahvehanenin duvarları bir kaç nesil işletmecilerinin fotoğraflarıyla dolu.

Bu resimden bakışlardan çok etkilendim.

Geçmişlerinde arıcı olanlarda var.


Kahve bu dibekde dövülüyormuş.

Adada asırlık anıt çınarlar var koruma altına alınmışlar.


Beş altı yerde arılık gördüm. Sahipleri başında değildi uzakdan bakmakla yetindim.

Bazı köyler harabe halde. Zeytinli köyü gibi bakımlı değil sahip çıkılmamış.


Tepe köyde zeytin yağı aldığımız Taki beyin dükkanındaki terazi. Kimbilir kaç yıllık. Zaten dükkan tarih kokuyor..

Gene Taki beye ait olan kantar.

Adada koylar harika. Bazı yerlerde rüzgar sörfü yapılıyor. Yanımda Ali olsa kesin yapardı. Bizim hayvan terliydi yemedi.

Adanın bir diğer özelliği suyunun bol olması her yerde adım başı çeşme var.

Feribot belli saatlerde var. Yani ana karayla ulaşım kısıtlı zamanlarda var. Devlet hastanesi de var ama 5000 nufuslu yerde ne olacak. Ama acil hastalar için deniz ambulansı var.

İşte böyle derimki mutlaka gidilmeli. Gidilirse mutlaka madamın özel dibek kahvesi Zeytinli de içilmeli. Gidenler kahveneyi işleten arkadaşa doktorun selamı var diyerek selamımı iletirlerse sevinirim.