27 Nisan 2009 Pazartesi

Heyyyt kim tutar bizi be sezon başladı.....

Kışın yapılması gerekenler sezona kalınca sıkışıyoruz. Ama bende arı sayısı az olunca genede yetişebiliyorum. Bu hafta işlerimin yoğunluğundan dolayı bir gün çalışabildim.Çıta üst ve alt bölümlerin kesilmesi ile işe başladım. Bizim yatar daire testereye ilave aparatlar uyguladım böylece işim kolaylaştı. Üst çıtaların uzunluğunda hurdacıdan aldığım tahtaları uygun uzunlukta kestim ve kulak kısımlarını hazırladım.


Alttaki resimdeki aparat kulak kısımlarının dik olarak kesılmesı işlemini gönyede kesme amaçlı olarak hazırlamış olduğum bir aparattır. Bu uygulama bayağı kullanışlı oldu. Kulak kısımlarının gönyede olması yanak çıtalarının çakılmasında kolaylık sağlıyor ayrıca çıta tam gönyesinde oluyor.



Öğlene kadar 100 adet çıtalık alt ve üst çıta kestim. Bu seneyi kurtarırmı görecez ama işi öğrendik ya sorun değıl. Yaklaşık olarak 35 çıta çaktım telledim ve mum taktım.

Tellerken ellerımın ızdırabını ise sol ele eldiven takmakla çözebildikten sonra mum takma işi çocuk oyuncağı oldu. Daha önceleri bu işi mahmuzla yapıyordum ve zaman alıyordu. Bu işi yaparken temel peteği tellerin üzerine koyuyorum.

Arabanın çakmak fişinden aldığım elektrığı tellere tek tek değirmekle işlem tamamlanıyor. Burada elektrığı verince mumun tele temas eden kısmı eriyor ve tel hafiften görünür hale gelınce elektırığı kesıyorum. Hem hızlı hemde kalıtelı bır sekılde mum takma işlemını gerceklestırmıs oluyorum.

Bu sene ben tellerı dıkıne cekıyorum. Böylece sağımda kırılma olayı yaşamıyacağımı dusunuyorum. Yanak çıtalarına yakın kısımlardakı tellerı onceleri çıtadan 5 cm gıbı mesafelerde uygulamıstım fakat kovan ıcı sıcaklıktan dolayı buralarda kıvrılmalar olduğunu gördum. Bu sefer 2 cm mesafeden uygulamaya basladım bakalım haftaya gene kıvrılma olacakmı goreceğız. Bu sistemde peteği üst çıtaya yapıştırmaya gerek yok. Arı zaten o işi yapıyor.

Öğleden sonra hava ısınınca gene yanlış kat atma teknığı uygulamalarına devam ettım. Kanola açmış, yakınlarada kanolalar ekılmış onu gordum. Arı coştu yanlış manlış dinlemıyor acayıp çalışıyor.



Geçen hafta kovanlara erkek arı cıtasıda vermıştım kabartmaya baslamışlar. Yanlız burada bir sorun oluştu bunun yanındakı kabarmıs peteğıde sısırmıs ve bozmuşlar. Tembıhledım ıneklerı bır daha yapmayın dıye.

Ayrıca bu sene kış boyu balkonda kuruyan Vecdi abimizin gönderdiği karakovana bir kat su bazlı vernik uyguladım. Ön ve arka kapakları söktüm. Zira ağaç yaştı kururken çekme sonucu menteşelerde potluklar oluştu. İnanılacak gibi değil ama oldu. Yerlerine menteşeler düzeltildikten sonra takılacaklar. Bu karakovanın içine 3,5 cm arayla kibrit kutusu büyüklüğünde temel petek parçalarını giriş deliğine paralel olarak takacağım. Böylece eski arıcıların kalkancı diye tabir ettikleri şekilde petek örecekler. Bunun bal sağımında kolaylık sağlaması çok önemli.

20 Nisan 2009 Pazartesi

Ot yolmakmı zor körüküçülükmü:))

Bu hafta sonu hava 20 li derecelerde güneşli ve rüzgarsızdı. Cumartesi gününü bahçeye ayırdım. Acayip ot temizliği yaptım. Bir ara hacı abiyle telefonda konuşuyoruz. Dedim ot yolmaktan öldüm mahvoldum. Adam benden dertli keşke bende ot yolsaydımda bununla uğraşmasaydım:) Akşam yemekten sonra 21.00 gibi yorgunluktan kanepede sızmış kalmışım. Pazar günü malzemeleri hazırlayıp öğlen 13.00 gibi arılara giriştim.
Çıraklık dönemi ürünü olan yedi adet kovanı bu sene kışın yaptığım kalfalık dönemi kovanlarıma aktarma işiyle çabalamaya başladım. Önce çıtalar tek tek kontrol edilerek yeni kovana aktarıldı ve eski kovanın yerine kondu.
Eski kovanın içinde kalan arılar ise iki kovan ağız ağıza getirelerek eski kovanın içine duman verilip kalan arılarında yeni yere girmeleri sağlandı.
Bazı kovanlara ise hemkat atıldı hemde yeni kovana aktarıldılar.

Kovanlarımdan bir tanesi 9 çıta arılı olmasına rağmen ana memesi yapmışlar. Memeleri kontrol ettim içleri doluydu. Yani ana arıyı teşvik yada tehdit amaçlı olarak yapılmamışlardı. Dedim bu oğula gitmeyi kafaya koydu bari böleyim ve böldüm.
8 çıta arılı olan kovanlarıma kat attım. Kat atarken araya bu sene ilk olarak Ali Şekerli abimizin tanıttığı altlıkları kullandım. Bu altlıkların en güzel yanı ana arı ızgarasıyla çıta altları birbirine temas etmiyor ve arı ezilmesi olmuyor. Ayrıca yukarı alınan kapalı yavrulu çıtalardan çıkan erkek arılar katta kapalı kalmıyor ve ölüp ızgaranın tıkanmasına neden olmuyor. Bunların ağzına çıkış deliği şeklinde dızayn edilmiş bir aparatta takılabılıyor. Buradan hem erkekler çıkabiliyor hem diğer işçi arılar buradan çalışıyor hemde yazın kovan içi havalandırılmasına yardımcı oluyor.

Bazı kovanlarımı üste böldüm bunları ilk defa iki analı olarak çalıştıracağım Araya bir örtü tahtası yada bezi koymak yeterli olabılıyor. Bu altlıkların faydalarından bir taneside bu işte.

Bu sene yakın çevrede kanola eken olmamış yaklaşık 1-2 km uzaklarda üç tane kadar alana kanola ekilmiş. Ama arılık sesten inliyordu. Bu sene inşallah arılarım geçen senelere göre daha güçlü olacaklar.
En son olarak iki hafta önce kat attığım kovanı kontrol edeyim dedim. Açtığımda gözlerime inanamadım. Aaaaaa demişim farkında olmadan içine oğul girmiş:)))


Bu hafta sonu benim için hem yoğun hem yorucu hemde bol delikliydi. Saydığım kadarı 25 tane olan ve sayamadığım bir o kadar daha deliklerim olacak şekilde bol şişlendim. Hava lodos ve basıktı. Böyle havalarda birde arıları uzun süre kurcalayınca affetmiyorlar. O kadar sarılıp sarmalandım ama nafile. Fakat arıcı olmuşuz artık arının soktuğu yer şişmiyor. Eğer korunmasaydım herhalde bu yazımın başlığı dünyadaki son uğraşlarım olurdu:)
Arada bir bizimkiyle telefonla konuşuyoruz. Hacı abiside iki kelamsız bırakmaz beni sağolsun. Söylediğine göre bizim usta maske takmış da fermuarını çekmeyi unutmuş. Bu fırsatı değerlendiren bir arı BURUNDAN :)) şişlemiş. Hacı abi diyorki fotoğraf makınasını cebinden çıkarmıyor. Sokulduğu anı fotoğraflayamadım. Yüzünü görmeliydin:)) Tabi bende hacı abiye körük sıkma konusunda ince ayrıntılar verdim. Çaktırmadan kovanları tekmele filan gibi.

15 Nisan 2009 Çarşamba

Depo kutu faaliyete tam gaz devam ediyor...

Hatırlarsınız bu sene üç kutuda arı kışlatmıştım. Bunların ikisini Ali Türke satmıştım (gel harman gel) kalan anayla beraber uc kutunun arılarını bırlestırmıstım ve bir depo kutu kovan yapmıştım. Bu gun hava guzel olunca öğlen paydosunda gidip depoyu adam akıllı kontrol ettim. Vermiş olduğum iki temel petekli çıtayı kabartmışlar hatta birine invert şerbeti depolamışlar.

Keratalar daha önce biraz sert gibiydiler. Meğer açlıktanmış. Stokları tamamlayınca kuzu kesildiler. Bu hırçınlıklarını ananın eşleştiği erkeğe bağlamıştım ama haksızlık etmişim kabahat bendeymiş aç bırakmışım inekleri. Yoksa bu ana 37 nin kızıdır meğer anasına çekmiş çekmesinede biz hata yapıyormuşuz.

Yaklaşık 12 çıta arı mevcuduna ulaşmışlar. Durumları çok iyi.

İki adet kabarmış petekli çıta yavruluların hemen dışına verildi. Ana yumurtaya devam edebilsin diye.

Bu arada depo toplam 18 çıtalı olarak temel petekli çıta ile tamamlandı. Sanıyorum 2 hafta sonra kat atarım buna. Bu kovan kutuların arılandırılmasında bana kolaylık sağlayacak. Anasını aldığım devamını istemediğim kutunun arılarıda buradaki arılarla birleştirilecek.

Depoyu da invert şerbetle beslemeye devam ediyorum. Örtü tahtası üzerine konan hazır şerbetlikler bu kovana cuk oturdu artık bolluktan yeteeeer diyecekler. Örtü bezi ve tahtası olarak poliüretan kullanıyorum.


13 Nisan 2009 Pazartesi

Biz gezmedik çalıştık.....

Ben çalışmaya devam ediyorum. Neymiş alabalık yemişlerde felanda yok kardeşim (yav midemin gurultusu duyuluyor bunları derken) ben çalışacam dedim. İlk önce temel petekli çıtalar hazırlamam lazım. Bu sene telleri dikine çekiyorum ve dört telli olacak çıtalar. Geçen sene petek kırılmaları yaşamıştım bu sene olmayacak düşüncesindeyim.

Yaklaşık 20 tane daha hazırladık. Fotoğraf makinemizi unutmadık ya gördüğüm her şeyin fotoğrafını çekiyorum.

Geçen hafta yok bu kovanda arı yokmuş yok içine oğul girermiş demişlerdi ya o nedenle sık sık yaptığım fakat hiç yayınlamadığım şeyi yapıyorum. Alttaki resim dumansız açtığım bir kovanın görüntüsü. Benim arılarım işte böyle (uysal deniyormuş böylelerine)

İlk görüntüden sonra çıtaları üstten yalarcasına giden bir duman verdim ve fotoladım oda ne arılar yok oldu.

Buda başka bir kovan onuda dumansız açtım. Üstüme hiç zıplayan yok.

Hokus pokus onda da arılar birden yok oldular. Şimdi alttaki görüntüye bakıp bu kovana oğul girermi derseniz valla girermi girer ama bu oğullar körük kullanıyomu acaba onu bilmek lazım. Şimdi yukarda 5 ve 6 çıta arılı iki kovanımı iki farklı şekilde görüntüledim. Burada amaç güçlü arı görüntüsü vermekse buyurun. Yok yaptıklarımı paylaşmaksa ki ben onu yaptım. Ben kat atıyorsam paylaşıyorum yayınladığım görüntü alttaki gibi duman verildikten sonraki yani arıların çıtaların altına indikleri halidir. Eğer ben üstteki görüntüyü paylaşsaydım yeni başlayanlar hep üstteki görüntüyü bekleyip kat atmakta ve ilave çerçeve vermekte gecikecekler ondan sonra ortalık oğul haberlerinden geçilmez olacaktı. Bunu da niye söylüyorum geçen seneye kadar ben öyleydim. Geçen seneye kadar koloni yönetimini becerememişsin hakim olamamışsın dediklerinde yav ben gördüklerimi uyguladım niye böyle oldu derdim bari benden sonra gelenler demesinler.

Ama özellikle belirtmem gerekiyorki benim arılarım böylesine uysal olmasına karşın maskesiz arı açmıyorum. Neden derseniz ben işim gereği sayısını hatırlamadığım kadar insanın konuşurken yüzüme bakarken öldüklerine şahit oldum. Demek istiyorumki ölüm aslında biz insanlara çok hemde çok yakın ihmal ise ölümü bir anda çok daha fazla yakınlaştırıyor. Benim çok sevdiğim söz kahramanların hepsi ölüdür sözüdür. Ama ölüyü cenaze törenlerinde kefenlenmiş tabuta konmuş şekilde gören insanlara hep uzak gelmiştir ölüm, bir şey olmaz dedirtmiştir. İşte bunlardan dolayı şah damarımdan şişlenmeyi göze alamıyorum. Yoksa benim bünyemde alıştı artık şişme olmuyor.

Kızıma bu sene üç tane civciv almıştım. Evde bayağı büyüdüler, güvercin kadar oldular. Ama ev kokudan geçilmez oldu. Dedim kızım bunları verelim bir yerlere olmaz horoz ötüp hanımefendiyi uyandıracakmış tavuk yumurtlayacakmış bende yumurta parası vermeyecekmişim. Sonuçta tahtadan bir kümes yaptık bahçeye. Dış duvarlarını ve üstünü brandayla kapladık soğuktan rüzgardan etkilenmesinler diye.

önlerine 5 litrelik su şişesinden iki tane suluk yaptık 5 kilo yemi yemliklerine koyduk bıraktık. Tavuk besleme merakımda olduğu için biliyorum bu miktarlar hafta sonuna kadar idare edecek onları.

6 Nisan 2009 Pazartesi

BU HAFTA SONU NELER OLDU NELER....

Bu hafta sonu başıma neler geldi neler. Bir sürü malzeme var arılığa gitmesi gereken o nedenle çalıştığım iş yerinin minübüsünü aldım. Malzemeler yüklendi ev halkı da ilave olarak alındı ve yola çıkıldı. Marmara Ereğlisine varıldığında aman tanrım oda ne evin anahtarı kendi arabamda kalmamışmı:(( HaniAli boşa demiyor bana ...... diye haklı adam buda yapılırmı. Anahtarları arabada tutarmısın oh oldu bana. Geri dön 80 km, çilingir çağır 3 adet kilit değişecek çok masraflı, la havle dedik ve geri dönüp anahtarları aldık. İlk minübüsle uzun yol deneyimim böylece gerçekleşti. Gece saat 23.30 da Ereğliye tekrar vardım haşat vaziyette yatağa girdiğimden sonrasını hatırlamıyorum. Cumartesi günü bahçedeki otların temizliği ile geçti 5 el arabası yığılı ot temizledim akşama kadar. Göya akşam temel petek takıcam ve pazar günü arıların bakımı yapılacak. Felaket hamlamışım kanepede 21.00 da sızmışım gece sabah 07.00 kalkıp başladım tel gerip temel petek takmaya. Ama olsun hava öğlene kadar anca ısındı bende 22 tane temel petek takılı çerçeve hazırladım bu arada. Kabarmış ve temel petek takılı çerçeveler arıların yanına taşındı. İnvert şurup taşındı. Maske hazır körük yakıldı. Herşey tamam oda ne fotoğraf makinem nerde? olamaz yav ben hakikaten .... yım onuda unutmuşmuyum:(( Çözüm yok derken hanımın telefonunun kamerası aklıma geldi. onuda kullanmayı bilmiyoruz derken kısa bir kurs aldık ama sonuçta üç tane görüntü elde edebildik. İşte bu hafta sonuna böyle başlayıp devam ettik. Bunda da var bir hayır deyip beterin beteri var dedik ve arıları başladık açmaya.


Gözlerimiz az görüyor ama allahtan kulaklarımız hala iyi duyuyor. Daha bizimkiler petek istemeden biz onlara birer ikişer temel petek hediye ettik. Malum genç arılara iş vermek lazım. Bunlar işsiz kalırlarsa oğul eğilimi başlayacak. Eskiler hep derlerdi oğul arısı iyi petek kabartır diye. İşte bu nedenle oğul arısında genç nufus fazlaymış diye düşünüp onları işsiz bırakmamak lazım ki oğula kalkmasınlar.

Geçen hafta 8-9 çıta olan kovanlardan biri baktım hafif hafif sesleniyor bana kat at diye hemen bu ince ve teknik sesi duyup gerekeni yaptık. alt katı yukardaki şekilde dışlara temel petek vererek doldurduk. Araya ana arı ızgarası koyup üst kısmıda aşağıdaki şekilde düzenledik.


Fotoğrafını çekemediğim bir kovan ise ki bu kovan geçen sene temmuzda ana değiştirmişti. Son kontrolde 6-7 çıta arısı vardı. Baktım ana memelerini sallamışlar. Arı nufusu iyi fakat günlük yumurta ve ana yok. Hemen bu kovanı böldüm her bölmede iki ana gözü bıraktım. Bu kovan oğul vermiş olsa nufus bayağı azalırdı ki hiç azalmamış demekki anayı halletmişler bunlarda ne olduysa artık. Belkide ben en son kontrolde hallettim. Bu kovan acayip saldırgandı mermi gibi çıkıp üzerime atlıyordu arıları bu nedenle iyi oldu bu durum. Yeni anayla belki bu durumda ortadan kalkar artık.