27 Ağustos 2007 Pazartesi

KENE İLE TANIŞTIK

Öğrenci iken Üroloji hocamız ürolog olacak ................k hayatında bir kere böbrek taşı düşürmüş olacak derdi. Bizde kene ısırmaları ile ilgili daha önce ahkam kesmiştik ya bu pazar zat-ı muhteremleriyle tanıştık. Bir baktım sağ ayak serçe parmağım ile dördüncü parmak arasına yapışmış. Doğru Çorlu devlet Hastanesi orada bizim kene tüp içinde tahlile gönderildi. 10 gün içinde bize bir şey olmazsa yırttık. Tekirdağ bölgesinde şimdiye kadar kenelerde virüse rastlanmamış ama :) bakalım. Fotoğraf makinam bu hafta yanımda yoktu.

ARILARA NASIL ŞERBET VERİYORUM

21 Ağustos 2007 Salı

ARI SOKMASI VE KALP KRİZİ

Türk kardioloji derneğinin 2002 temmuz ayında internet sitesinde yayınladığı bir yazıda çok sayıda arı tarafından sokulan bir hastanın labaratuar sonuçları olarak (kan tahlilleri ve EKG) kalp krizi bulguları bulunduğu belirtilmekte ve bu araştırmanın sonucu olarak doktorlara size başvuran çok sayıda arı tarafından sokulmuş hastalarınızı kalp krizi yönünden mutlaka inceleyin denilmektedir. Arıcı arkadaşların bilmesinde fayda var diye düşünüyorum. Yazının orjinalinin web adresi: http://www.tkd.org.tr/pages.asp?pg=:dergi/dergi_content&id=1087&dosya=102

20 Ağustos 2007 Pazartesi

İNSAN SAĞLIĞI

Dünya Tıp Birliği insan denekler üzerinde tıbbi araştırma yapan hekimlere ve bu araştırmalara katılan diğer kişilere rehberlik etmek amacıyla etik ilkeleri biraraya getiren Helsinki Bildirgesini oluşturmuştur. Bu bildirgeye şu linkten (http://www.dentistry.ankara.edu.tr/html/bapvuru.html) ulaşabilirsiniz.

Bu bildirgenin 15. maddesi derki; İnsan denekleri üzerinde yapılan tıbbi araştırmalar, yalnızca bilimsel niteliği olan kişiler tarafından ve klinik uzmanlığa sahip tıbbi kişilerin gözetimi altında yürütülmelidir. Deneğin kendisi çalışma için gönüllü olur vermiş olsa dahi, insan deneğin sorumluluğu daima tıbbi niteliği olan kişiye aittir.

İşte bu nedenlerle ben klinik uzmanlığı olmayan ve bilimsel niteliği olmayan bir tıp doktoru olarak Arı Sokmaları konusundaki yazılarımı yazarken mutlaka bilimsel bir kuruluş (üniversite) tarafından yapılmış olan araştırma sonuçlarını anlatan yazılara dayanarak yazıyor ve bu kuruluşların bu konudaki yazılarının elektronik ortamdaki adreslerini de kaynak olarak gösteriyorum.

Apiterapi den bahsedip arı sokması faydalıdır derseniz ve bu sözleri arıcılık (arı bakımı ve yetiştiriciliği) bilgi, tecrübe ve sadece bu konudaki kabul görmüş olan kimliğiniz altında yaparsanız ve dahi insanlar bunu; aman çok faydalıymış ben de kendimi arılara sokturuyum şeklinde anlarlarsa anafilaksi sonucu hayatını kaybeden insanların sorumluluğu üzerinizde kalır.

Size bir başka örnek olarak Penisilin adlı antibiyotiğin keşfinde peynir küfünden elde edildiğini pek çoğumuz biliriz. Bunu peynir küfü faydalıdır şeklinde anlatırsanız ve insanlarda aman ne iyi bol bol küflü peynir yiyelim şeklinde anlarlarsa bakın neler olur (http://journals.tubitak.gov.tr/biology/issues/biy-98-22-3/biy-22-3-10-95030.pdf)

Amacım kimseyi hedef almak değildir. Sadece insan sağlığını ve yaşamını korumak konusunda mesleki yemin etmiş biri olarak uyarıda bulunmaktır.

15 Ağustos 2007 Çarşamba

ARI SOKMALARI

Bir haftadır arı sokması nedir ne yapar konusunda ciddi yayınları taradım ve aşağıdaki bilgileri kaynaklarıyla birlikte size sunuyorum.

ARI ZEHİRİ
Bal arısı zehiri Mellitin, histamin, fosfolipaz A ve hyaluronidaz adlı maddelerden oluşmaktadır. (Kaynak:Altman, H., Giftpflanzen Gifttiere, BLV Verlagsgesellschaft, GmbH, München, 1995.).
Bu maddeler şu etkileri oluşturur:
Mellitin: Arı zehirinin temel maddesi olarak Hemolitik (kanama yapıcı) etkisi vardır. Fakat aynı zamanda kalbin çalışması üzerine hem canlandırıcı hem de felç edici özelliktedir.
Histamin: Acı oluşturur ve kan dolaşımı üzerinde kan basıncını düşürücü etkisi vardır. Fosfolipaz A ve Hyalurodinaz proteinlerdir ve antijenik (alerji yapıcı) etkileri vardır.

İnsanda her sokmada 0,1 mg kuru madde vücut içine girer. Aşağı yukarı 5 arı sokması toksik etki yapar. 40 sokuşta hastanın durumunda ağırlaşma görülür. Ölümle neticelenmesi
için 50'nin üzerinde sokmanın gerçekleşmesi gerekir. Fakat çok duyarlı şahıslarda bir arının sokması bile akut anafilaktik alerjik reaksiyona yol açar ve ölüm görülebilir.


Arı sokmalarında korkulması gereken ANAFLAKSİ adı verilen ve ölümle sonuçlanabilen olaydır. Burada ölüm; soluk borusunun tıkanması, tansiyon düşmesi ve kalp yetmezliği sonucu olmaktadır. 1919 senesinde Tıp Nobel ödülünü kazanan Charles Richet tarafından ortaya konmuştur. Monaco Prensi Albert zehirli bir deniz anası tarafından sokulan Portekizli bir harp esirinin hastalığı için Fransız araştırmacı Charles Richet ve Paul Portiler'i çağırmıştır. Richet Paris'e dönerken bu deniz anası zehirini de beraberinde götürmüş ve bunu köpeklere gittikçe artan miktarda vererek onları bu zehire karşı dirençli yapmayı denemiş, fakat 21 gün sonra 2.doz zehiri verdiğinde 25 dakika sonra köpeğin öldüğünü görmüştü. Tabii bu neticeyi beklemiyordu. O zaman bu olaya beklenen Prophloxis aksine "Anaphylaxis"
ismini verdi. Korunmanın kaldırılması anlamında kullanılan bir terimdir. oluşması için; bir duyarlılaşma peryoduna ve aynı antijenle (zehirle) ikinci kez karşılaşmaya gereksinim vardır. (kaynak: http://www.gata.edu.tr/dahilibilimler/ichastaliklari/files/kitaplar/144.pdf) Bir defa arı tarafından sokulan ve Kalp, dolaşım ve solunum sistemleri ile ilgili reaksiyon gösteren kişilerde, sonraki sokmalar için ağır reaksiyon riski mevcuttur.



GÖRÜLME SIKLIĞI
Arı sokmasına bağlı öldürücü anafilaksi görülme oranının %0.8 olduğu tahmin edilmektedir. penisiline bağlı öldürücü anafilaksi ise %0.002 veya, 7.5 milyon penisilin enjeksiyonunda bir olarak bildirilmiştir. Burada da görüldüğü gibi arı sokmasına bağlı ölümler penisilin alerjisi sonucu ölümlerden daha çok görülmektedir.

BELİRTİLER
Hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ağızda metalik tat hissi, gözlerde kaşıntı, gözlerde sulanma, göz çevresinde şişlik, ses kısıklığı, hırıltılı solunum, boğulma hissi, gırtlak bölgesinde şişlik, solunum güçlüğü, nabzın hızlı ve düzensiz atması hatta kalp durması, ciltte tüm vucutta yaygın kızarıklık, harita şeklinde kabartılar, terleme, bulantı kusma, karın ağrısı ve karında kramplar, ishal baş dönmesi, ölüm hissi, bayılma, sara krizi benzeri nöbetler görülebilir.


İLK YARDIM
Hastada yukarıdaki belirtilerin görülmesi halinde, hava yolunun açılması bacaklar havada olacak şekilde hastaya sırt üstü yatış (supin) pozisyonu verilmesi, arının soktuğu nokta kol ve bacaklarda ise sokma noktasının üstüne (vucut tarafına) turnike uygulanması ilk yardımın en önemli bölümüdür. Hastaya supin pozisyonunun verilmesi çok önemlidir. öldürücü anafilaksi tanımlanan 10 vakada hastaların yatar pozisyondan ayağa kalktıklarında veya ayakta oldukları dönemde öldükleri saptanmıştır.(Kaynak: Sicherer SH, Leung DY. Advances in allergic skin disease, anaphylaxis, and hypersensitivity reactions to foods, drugs,
and insect stings. J Allergy Clin Immunol 2004; 114:118-24.)

KORUNMA
Anafilaksi riski taşıyan insanlar durumlarını belirten kartlar taşımalı, gerektiğinde tıbbi alarm anlamında bilezikler ve kolyeler takmalı ve kendi kendilerine enjekte edebilecekleri kalem şeklinde epinefrin kitlerini (Epi-Pen) yanlarında bulundurmalıdır.
(Kaynak: http://www.htd.tip.hacettepe.edu.tr/doc/2005_2/98-104.doc)

ARICILAR İÇİN

Arıcılıkla uğraşan arkadaşlara derim ki maske mutlaka takılmalı ağız, boğaz ve şah damarı bölgesi mutlaka koruma altına alınmalı. Ben arı zehirinin toksik etkileri nedeniyle arıcı elbisesi ve eldiveni hala kullanmaktan yanayım. (nankörler genede sokuyorlar)

İnsan vucudu denilen makinanın yedek parçası yoktur. Yeniside henüz satılmamaktadır. Kazalara karşı riske atmayın ve hor kullanmayın.

13 Ağustos 2007 Pazartesi

ÇOCUK PARKIMIZ







Bu hafta sonu Marmara Ereğlisinde benim evin üst tarafına çocuk parkı yaptık. Bizim mahalleden Cemil beyle birlikte karar verdik yapmaya. İmar planında yeşil alan olarak ayrılmış olan alanı cebimizden para verip düzelttirip kum döktürdük. Sonra hurdacıdan ucuza aldığımız boruları kullanarak gene komşulardan Gürsel beyle (birinci sınıf kaynakçıdır kendisi) birlikte bir salıncak ve bir tahteravalli yaptık. Birde indirimden aldığımız bank koyduk. Parka Cemil beyin rahmetli oğlunun adını verdik. Nasıl olmuş? Boyası ve salıncağın sepetlerini haftaya tamamlayacağız.

8 Ağustos 2007 Çarşamba

ARICILIK SİTELERİ

Bu akşam Ali Türk'ün sayfasını okudum. Yazıda bahsi geçenlere arıcılık konusunda ben çok şey borçluyum. Nedenmi anlatayım;
Ben yanlış hatırlamıyorsam 2001 yılında bir komşumun arılarla uğraşmasını seyrederek be işe heveslendim. Aslında hayvanları çok seven biriyim. Tekirdağ Marmara Ereğlisinde bahçeli bir evim var ve her hafta sonunu orada geçiririyorum. Tavuk bile besledim orada ama hayvanlara eziyet ettiğim sonucuna varıp bıraktım. Zira bir haftalık yemlerini ve sularını önlerine doldurup zavallıları kapatıp hafta içi İstanbula dönüyordum. sonunda vaz geçtim. Ama arıların bana orada uğraşabileceğim yegane hayvanlar olduğunu anladığımda bir kovan arı satın aldım komşumdan. Ağustos ayıydı ve üç çerçevelik bir koloniydi. Komşumun anlattıklarıyla onları besledim. Okuduğum Muhsin hocanın kitabıyla 1/1 lik şurup hazırlamayı çok sonraları öğrendim varoya karşı ilaç kullanmayı ise okumakla olmadı gittim Tekirdağa hocayla tanışıp anlattırdım. Sonra geri kalanları oradan buradan duyduklarımızla yaptık ve o koloniyi kaybettik. Sonra bir tane kendisi geldi onunla uğraşmaya başladım. Bu arada sanal alemdeki yabancı siteler sonra yerli siteler şimdi rahatlamaya başladım okuduklarımın uygulamasını görerek daha iyi yerlere geldim bu nedenle emeği olanlara tekrar teşekkürler.
Ben arıcılıkla ilgili sitelerde benim mesleki alanımın eksikliğini gördüğüm için daha çok bu yönden bir şeyler yapmaya çalışıyorum.

OMURGA TRAVMALI YARALIYA YAKLAŞIM

5 Ağustos 2007 Pazar

BİZİM ARILARA BİR ŞEYLER OLMUŞ

Bu cumartesi iki katlı kovanları açmaya başladım birincinin ballıktaki peteklerin yarısı işlenmemiş ortadaki 4,5 tanede içler acısı yarı kabartılmış onunda yarısı dolu sırlanmış. Fakat kovanda 3,4 çerçevede arı var.
İkinci kovanı açtım ballıktaki 8 çerçeve full sırlanmış, fakat ballıkta hiç arı yok yani silkeleme bile yapmadık. Çerçeveyi çıkarıp üstündeki 5-10 arıyıda fırçayla uzaklaştırdık. Kuluçkalıktada 6-7 çerçevede arı var.
Kalan iki kovanı ise hiç açmadan işi bıraktım. Moralim bayağı bozuldu. Bunları fotoğraflayamadım makina yoktu haftaya fotoğraflayacağım bakalım diğer iki kovanda neler çıkacak.

1 Ağustos 2007 Çarşamba

GEZİCİ ARICI ARKADAŞLAR DİKKAT Kırım-Kongo kanamalı atesi


Bu hastalık bir virüs tarafından oluşan bir enfeksiyon hastalığıdır.

Kırım-Kongo kanamalı atesi dogal dengenin degisimiyle (iklim, bitki
örtüsü, yabani hayvan sayısındaki artıs vb.) dogrudan ilgili bir hastalıktır.
Nitekim hastalıgın ilk olarak tespit edildigi Kırım’da da hastalık dogal
dengelerdeki degisiklik sonucunda ortaya çıkmıstır. İnsanların girisi yasaklanan
ve tarıma kapatılan bölgeler, birkaç yıl sonra tekrar tarıma açıldıgında hastalık
görülmeye baslamıstır.

Söz konusu kene kurak ve yarı kurak bozkır iklimini sevmekte ve
genellikle bozkır ile diger iklimlerin kesisme yerlerinde, kuru taban örtüsüne
sahip bodur ormanlık (mese, geven vb.) alanlarda yaygın olarak görülmektedir.
Özellikle vadilerle çevrili daglık alanların yamaçları, yaban hayvanlarının daha
sık dolastıgı alanlar oldugundan keneler açısından hayli zengin bölgelerdir.
Hastalıgın tedavisinde uygulanabilecek etkililigi bilimsel olarak
ispatlanmıs bir ilaç ile yine etkinligi bilimsel çevrelerce kabul görmüs
uygulanabilir bir ası mevcut degildir. Bazı Dogu Avrupa ülkelerinde geçmiste
kullanılan KKKA asıları da uygulanabilir olarak görülmemistir.


KİŞİSEL KORUNMA TEDBİRLERİ
Kisisel korunma önlemleri KKKA riski olmasa bile, kenelerle bulasabilen
diger hastalıklardan da korunmak için her zaman uygulanması gereken
hususlardır.
• Kene riski olan yerlerde bulunuldugunda, vücudu tamamen örtecek
giysiler giyilmeli ve açık renkli elbiseler tercih edilmelidir.
• Kenelerin vücuda girebilecegi açıklıkların kapatılması önemlidir
(Pantolon paçalarının çorap içine konulması, çizme giyilmesi vb.).
• Kırsal alanlara gidildiginde vücudun açıkta kalan kısımlarına repellent
olarak bilinen böcek kovucu maddelerin sürülmesi, kenelerin birkaç
saat vücuda yaklasmalarını engellemektedir.
• Dıs elbiselere, yıkamaya da dayanıklı olan, etki süresi uzun kene
öldürücü ilaçlar (insektisit) sürülmesi etkili bir korunma aracı
olabilmektedir.
• Vücut kene yönünden sık sık kontrol edilmeli, kene varsa bir pens
veya cımbızla, kenenin deriye yapıstıgı yerden tutulup saga sola
oynatılarak çivi çıkarır gibi çıkarılmalıdır. Kene vücuttan ne kadar kısa
sürede çıkarılırsa hastalık riski de o kadar azalmaktadır.
Keneyi vücuttan uzaklastırma konusunda bilgi sahibi
olmayanlar dısında, vücuda yapısmıs kenenin uzaklastırılması için
saglık kurulusuna basvurmaya gerek bulunmamaktadır. Vücuttan
kene uzaklastırmak usulünce yapıldıgı takdirde kolayca ve risksiz
yapılabilecek bir islemdir. Kene çıkarıldıktan sonra kenenin
yapıstıgı yere tentürdiyot gibi antiseptik maddeler sürülmelidir.
Vücudundan kene yapısan kisiler 10 gün kadar ani baslayan
ates, bas agrısı, yogun halsizlik, bulantı ve kusma gibi sikâyetler
yönünden kendilerini izlemeli, böyle bir sikâyetin olması
durumunda en yakın saglık kurulusuna basvurmalıdır.
• Vücuttan uzaklastırılan keneler çamasır suyu, alkol veya insektisit
içine atılarak öldürülmelidir.
• Vücut üzerindeki keneler öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.
• Keneleri vücuttan uzaklastırmak amacıyla üzerlerine sigara basmak
veya kolonya ve gazyagı dökmek gibi yöntemlere basvurulmamalıdır.

nsanların veya hayvanların kanlarına korunmasız temas
edilmemelidir.