30 Aralık 2009 Çarşamba

Geçtiğimiz hafta sonu çalışmalarımız...

Geçtiğimiz hafta sonu sadece 61 numara değil tüm gözbebeklerimiz elden geçti. Anlayacağınız bir ayı geçkindir oluşan özlem 2 güne sığdırıldı. 21 numaralı kızımızda da durumlar çok güzeldi. Sarıldı sarmalandı.



Benim depo kovan arslanlar gibi yola devam diyor. Hatırlarmısınız bilmem fabrikanın bahçesinde geçen sene bulunan 3 ana arı kutusu bu güne bir kutu (iş yerimde), bu depo ve 5 çıtalı ruşete dönüşüp geldi...

Mehmet Yüksel kovanı da arslanlar gibi. Bir ballı çıta 61 numaraya takviye olarak verıldı. 10 çıta olarak sarılıp sarmalandı.


Karakovan inat etti. Kılıç örecek aklınca, yok yeee dedik:)


kılıç kulak kırpıldı tabiki.



En son verilmiş olan invert şurup bitmiş ( bide bitmeseydi)


Bardaklar tekrar dolduruldu ve servis yapıldı..


Bahçede de yapılacak işler vardı. Benim orada lavanta çok güzel gelişti. Bu sene lavantadan çit oluşturmak için ilk girişimde bulundum.


Biberiyeyi ilk kez deneyeceğim. Onlarlada çit oluşturmayı hedefliyorum



Benim önemli sevgililerimden biride sepet arım. Oda rüzgarlar açısından korunaklı yere, duvarların arasına alındı.


Bu yer değiştirme işleminde arılara bir kandırmaca uygulandı. Bunu ilk Mehmet Yüksel arkadaşımız ortaya atmıştı. Almanyada sık kullanılan bir yöntemmiş. Arılar doğal ortamda bir ağaç kovuğundalar diye düşünelim. Ağaç yıkıldı ve kovanın girişi ağacın boyu kadar yer değiştirdi. Ne olacak arılar eski yerlerinemi gidecekler yok tabi bizde bu olayı simulasyon olarak yaptık giriş deliklerine ot vs koyduk tabi bu işlem arıların girişini engellemeyecek şekilde oldu.



Unutmadan yarın akşam bu seneyi bitiriyoruz. Herkese sevdikleriyle beraber mutlu ve huzurlu bir yeni yıl dilerim.

27 Aralık 2009 Pazar

Suni döllemeli karniol ana arı tehlike atlattı.......

Bu hafta cumartesi sabahdan Ereğliye arılarımın yanına gittim. Hava yazdan kalma derler ya öyleydi, ama arı uçuşu tek tükdü. Neyse aklımda terastaki arılarım var ilk iş oraya çıktım. Manzara berbat bizim saf 61 numaralı karniol ana arının kovan üstündeki kiremit görevi gören seramikler fırtınada uçmuş. Kapakda Gebze Ali Türk imalatı olduğundan sacı bulunmamakda. Bu özellikler bir araya gelirse ne olur dedim ve bodruma inip körüğü yakıp fırladım tekrar yukarı.



Arıların üzerindeki örtü bezi ıslanmış ama arılar canavar gibiler. Ben açınca kıpırdanma başladı. Birinci çıtayı çektim patır patır arılar dökülüyorlar. Dedim salkımda ve uyuşuklar elleme. Başka da çıta çekmedim. Çıtaların üst kısmında salkım oluşturmuşlar sıkıştırma durumları gayet iyi yapılmış (öhöm...)


Hemen örtü bezleri değiştirildi sarılıp sarmalandılar.



İki kat çuvaldan sonra benim iki senedir kullanmakta olduğum gri izolasyon malzemesi de kapatıldı. Fakat akşam oturuyorum kafama takıldı. Bunlar niye yukarıya salkım oluşturmuşlardı. Bal kemerleri olsa bunun olmaması gerekiyodu. Balın üzerine salkım yapmamaları gerekiyodu. Mehmet Yüksel kovanınında yaptığım kontrolde arılar aşağıda salkımdaydı dedim ve pazar gününün planı oluştu. Yarına çıtalar çekilecek ana, bal durumu görülecek...


Pazar günü 61 numaralı kovan tekrar açıldı. En dıştan içe doğru tek tek çıtalar kontrol edildi. Bal kemerleri var bencede idare ederler. Yavru faaliyeti sonlandırılmış. Kış moduna girmişler. Oksalik asit uygulaması için 0-5 derece arası bir hava beklenecek artık. Benim orada karniol arı rüşdünü ispatladı. Hem melezler hem saflar gayet uyumlu gidiyorlar. Sakinlikleri arıcılığın keyifle yapılmasını sağlıyor.




Bu arının anasıda bir başka. Arıyı açtığımda ille gidiyor çıta aralarına giriyor. Bir çeşit kendini sağlama alıyor. Bu nedenle zar zor görüntüleyebildim.


Bal durumları iyi dedim ama işi garantiye alalım diye bal durumu tepede olan Mehmet Yüksel kovandan bir adet full ballı bir çıta alındı. Onun görüntülerinide başka bir gün yayınlayacağım.





Bu ballı çıta dıştaki boş çerçevenin yerine girildi. Arı tekrar sarıldı kapakda izole edildi. Ama bu sefer iki kere izolasyon yapıldı sütten ağzımız yandı ya.


24 Aralık 2009 Perşembe

Huni ile arı açtık:)

Bu gün hava güzelmi güzel. Baktım bizim fakirin inekler uçuyorlar.



Dedim yakındır bu havaları özleriz mumla ararız. Hemen invert şerbeti hazırladım. Ağırlık olarak 2 şeker 1 su yani hacim olarak 1 şeker 1 su kullandım.


Şerbeti ocakda kaynayınca;
Çay kaşığının ucuyla tartar kreması ilave ettim. Geçen sefer limon suyu kullanmışdım. İnekler nazlandılar alırken.

En son kısık ateşde 20 dakika daha kaynadıkdan sonra ateşden indirdi ve soğuttum. Daha sonra şerbeti yanıma aldım kameramı kurdum bizimkileri açtım. Yaşlılık zor işte yanımıza açma demiri olacak bir şey almayı unutunca "HUNİ" ile arı açtık:) Geçen seferki görüntülere bakan arkadaşlardan bazıları nufusda azalma var demişlerdi bende yok demişdim. Bakın karar sizin...

20 Aralık 2009 Pazar

20 Aralık çalışmalarımız:)

Bu gün İstanbulda hava çok güzel, sıcaklık 18 dereceydi. Öğlene kadar siftindim durdum. Sonunda öğleden sonra evden çıktım. İlkin boğaz köprüsünden güneşli bir havada görüntü aldım.

Sonra bir iki yere uğrayıp eve geri döndüm. Baktım balkon fakiri oldukca gayretli bir halde çalışıyor. Biliyor inekler akşama hava bozacak önce yağmur sonra kar gelecekmiş o nedenle tüm çarşı pazar işlerini bitirmeye çalışıyorlar:)
Bu gün Mehmet Yüksel arılığına gitmiş kovan alt çekmecelerine düşen varroa ve mum kırıntılarını seyredip hasret gideriyo eh üzüldüm tabi, dedim sadece sen seyretme filme çek oda seyreder ve dediğimi yaptım...


18 Aralık 2009 Cuma

Çamaşır mandallı enjektör:)

Yakında hava sıcaklıkları 5 derecenin altına inecek, yavru durumu en alt duzeyde olacak ve bizde oksalic asit uygulaması yapacağız. Geçen senelerde bu işlem yapılırken kullanılan enjektöre asiti çekmek ve arıların üzerine damlatmak benim için sorundu, zira bu işlemi yaparken iki elimi kullanmak zorunda kalıyordum. Kovan örtüsü uzun süreli açık kalıyordu. Ayrıca asiti verirken pistonun hızlı hareket etmesi nedeniyle asitin arılara doğru püskürme şeklinde gitmesi de arıların hırçınlaşmasına neden oluyordu. Bu sene kafayı çalıştırdım ve enjektör, çamaşır mandalı yayı kullanarak kullanışlı bir enjektör eldde ettim.

Mandal yayını aşağıda görüldüğü gibi enjektörün içine yerleştirdim.

Bu oluşturduğum düzenek enjektörün tek elle kullanılmasını sağladı. Piston basılı olarak asitin içine sokup pistonu bırakın arının üzerine getirip bastırın. Bu şekilde enjektörün kullanımı oldukca kolaylaştı. Asitin enjektöre 1 ml kadar çekilmesini ve fışkırmamasını sağladı. Aşağıdaki filmde bu aparatın deneysel olarak kullanılışını izleyeceksiniz. Eee tabi yakında da arılıkta...Enjektör bir defada 1 ml kadar asit çekiyor bu yayın daha uzununu bulursam 3 ml çekenini de yaparım. Bunun sayesinde sol elle örtüyü kaldır sağ elle asiti ver ve kapat böylece hızlı ve kısa sürede oksalık asıt uygulaması yapmış olacağım...
Ali Türk; abi yardıma gel diyordu, ne gidecem al sana aparat ne demişler balık tutmayı öğret balık verme:)

13 Aralık 2009 Pazar

Daire testere ile güvenli ve düzgün ahşap kesme aparatı...

Sunta kesme için kullanılan daire testere ile ahşap kesiminde hem düz kesim, hemde alttaki tabla kısmının esnemesinden dolayı gönyede kesim yapamıyordum. Fakat bunuda çözdüm. Aşağıda bu iş için geliştirdiğim aparatı görmektesiniz. Bununla yaklaşık 33 cm genişlikte tahta kesilebiliyor. Yatar daire testere kullanırken ahşabın tozu ağzıma burnuma doluyordu bununla o problemi de çözdüm. Çalışmasını filmede aldım ee daha ne anlatayım anlayın canım:)















10 Aralık 2009 Perşembe

Yasmin' e nispet olsun diye.....

Almanyadaki arkadaşımız Mehmet Yüksel geçen haberinde bloğunda Yasmin isimli bir arıcı kardeşimizin filmini yayınladı. Allah allah dedim yav bizimkiler saldırıyor Yasminin arılar onla el ele tutuşmuş geziyorlar. Bu arada laf aramızda bizimki de sucuk salam işine girdi arıcılığı bırakdı dolayısıyla iş bize kaldı.Bende arkadaş neyimiz eksik dedim ve balkon fakiri, garibim elimin altında ya onu açıverdim. Hani Yasmin kardeşim okusada bu yazımı ve izlese filmimi kesin çatlar. Biz 15 derecenin altında açıyoruz arıyı hiç zıplama hoplama yok...Görelim bu havada açsın bakalım tabi yerseee:) Unutmadan o bilmiyor benim balkon fakiriyle filmdeki arıların kardeş olduklarını yani karniol cinsi olduklarını:)

7 Aralık 2009 Pazartesi

Kestaneleri önce itinayla çizip.......

Artık havalar da soğuk Ereğliyede gidemedik napalım evde. Bari dedim kestane sezonunu birilerinden önce açmış olayım. Kestaneleri önce itinayla çizip sonra 1 saat kadar su içinde bekletiyorum.




Fırının ızgara kısmında her iki yüzüde pişene kadar ters yüz ederek




Ağızları iyice açılana kadar pişiriyorum. Bizimkinin yüzünü çok merak ediyorum:)





Bu hafta sonu benim namı diğer ortak da bendeydi. Peşinde koşmaktan helak oldum:)adamın mutfakdan çıktığı yok en son su içerken de yakalandı ve görüntülendi:) Allah sonumuzu hayır ede:)Ama allahı var benimki Alininkinden iyidir yılda bir kere gelir beni göçertir ve gider:) Alinin sırtı 12 ay boyunca yerden kalkmıyor:)



4 Aralık 2009 Cuma

Biraz sıkıntı giderelim, birazda gıda takviyesi olsun dedik....

Bu gün balkona bir invert takviyesi yapalım dedim. Geçtim ocağın başına. Ağırlık olarak 2/1 şeker su şerbeti hazırlamak amacıyla 400 gr toz şeker ile

200 gram su tartılıp ocağa kondu.

Şerbet kaynadığında limon tuzu ilave edildi.

Şerbet kaynadığı anda 105 dereceydi. Bunu şunun için yayınlıyorum işte böyle koyu şerbet dahi kaynadığında ancak bu kadar dereceye çıkabiliyor. Bu konunun habire pişirilip tarafımdan sofraya getirildiği düşünülebilir. Ama düşüncem şuki bizler paylaşımlarla bir yerlere geldik fakat yeni yeni arıcılığa başlayacak olanlara yönelik bir şeyler yapmak gerekiyor....


Bu gün hava fena değil. Dururmuyum yarından sonra soğuma olacakmış bende fakire bir misafir olayım dedim. Dört gün önce Saim Gürelin arılarını açmıştık hatta bizim usta ayaktan şişlenmişti. İşte ona nispet olsun diye bu görüntüleri çektim.


Bu görüntülerin çekildiği sırada benim balkonda hava sıcaklığı 16,3 dereceydi..