27 Ekim 2013 Pazar

Sarıcalarla mücadele ve bizim usta..:((

Bu hafta sonu bahçeme gideceğim, gecenin geç saatlerinde bizim ustayla beraber gitmeye karar verdik. Yoldan alışverişimizi yapıp bahçeye gittik ve ilk icraat aşağıda görülüyor yorumsuz yayınlıyorum.


Kahvaltı faslından sonra sarıca arı mücadelesine başladık. Duyumlarımıza göre babasından gizli ilaç alıp sonrada hüsran yaşayanlar varmış :) olay basit ilaçlı gazozu alıyorsunuz..


8-9 mm çapında alt taraflara yakın bir yere delik açtığınız bir pet şişeye az miktar dolduruyorsunuz.


terasa bile uyguladım 


portakal aromalı gazozun  kokusuna dayanamayan sarıcalar cup içerde. Türk filmlerinin unutulmaz kötü niyetli figürü " Nuri Alço" dan esinlenip adını böyle koyduk:)


Hava güzeldi güzel yavru uçuşu vardı.


Arıların bakımını ve kontrolünü tamamlayıp yeme içme kısmına geçtik. Dalında son kalan iğdelerin tadına baktık.


Adam ne arasa buluyor örneğin elma..


Bunu bıraktı ki büyüsün :)


Biberler ve ayva ..


kirli su içmeye alışmış olan arılara temiz su verdik..:(


Enginarlar yeşerdi. Köklerini açıp tavuk gübresi verdik.


Yediklerimizin yerine yeni arpacık soğanlar diktik.


Adamda ayak 45 numara :) terlik uyduramadık ve çoraplar çamur oldu :( 
yıkamadan eve gidemedi nedense :))


Şakalaşıp gülerek güzel bir gün geçirdik. Arıcılık hakikaten güzel bir hobi.

19 Ekim 2013 Cumartesi

Terzi Ahmet abimizin 6 adet katlı kovanı çalınmış.

Tekirdağ Marmara Ereğlisi nin eski arıcılarından Terzi Ahmet abimizin 6 adet katlı kovanı çalınmış. Bu gün telefon ile aradı haber yaparsan sevinirim. Olur ya bulunur bir yerlerde de haber verirler dedi. Eh bizede bunları yazmak kaldı.


16 Ekim 2013 Çarşamba

Bayramınız kutlu olsun.

Bu bayram dokuz gün tatil olunca cumartesiden soluğu arılığımda aldım. Yazlıkçıların giderken bıraktıkları kediler ve köpekler malesef her sene olduğu gibi aç. Bizede beslemek düşüyor.


Arılar tek tek elden geçtiler. Yeterli düzeyde gıda stoğu olanlar ve olmayanlar işaretlendi. Artık defter tutmuyorum direk koloni üzerine işaretleme yapıyorum, bu benim için daha kullanışlı oldu.


Zayıf koloniler sıkıştırılıp sarıldı. çuvalın dış kısmında şerbetlik kullanıyorum havanın güzel zamanında çuvalın altından geçip şerbeti alabiliyorlar. Tabi bu uygulamanın son aşaması tarafımdan görüntülenememiş olmasıyla sadece tarif etmekle yetinildi.


Güçlü olanların ise sıkıştırılmalarına gerek duyulmadı. Aslında ben sıkıştırma işini pek uygulayan biri değilim. Tecrübelerim bulunduğum bölgede bu işlemin koloni çok zayıf değilse gerekli olmadığını bana söylüyor.


Tavuk kümesinin yazlık konumdaki kapısı özellikle gece sıcaklıklarının düşmesiyle kışlık konuma getirildi.


Artık önlerinde gezinme bölümleri olduğu için sıkıntı yaşamayacaklarını umuyorum.


Balkondaki kıymetli kolonimde ise besin stoğu iyi durumda. Bu kolonim katlı kışlayacak bakalım nasıl olacak.


kuluçkalık üç çıta yavrulu.


Bu kutu yarım standart çıta ebadındaki çıtalardan oluşuyor ve her katta altı çıta bulunuyor. Bu kutudan bir adette yazlığımda var. Kışlama durumunu bu sene göreceğim, bakalım neler yapacak. Öyle sanıyorum ki bu kutu; sanırım ana arı kutusu olarak şimdiye kadar kullandıklarım içinde en iyi kışlayanı olacak .


Besleme işi sadece arılarla sınırlı değil, mahallenin kedileri de balkonu mesken tuttu.


Bu haftalıkda bu kadar çalışıp İstanbul a salı gecesi döndüm. Malum hafta sonu trafik keşmekeşi vs. gözüm bahçemde kalmayı yemedi. Herkese iyi bayramlar.

6 Ekim 2013 Pazar

Önce Akbaba Köyünde Festivalde, sonra bahçemdeydim....

Cumartesi günü Beykoz Akbaba Köyü Kestane Balı Festivalindeydik.
İlçe Tarım Müdürü, köy muhtarı ve İlçe Tarımdan Bahri bey gene en çok koşuşturan isimlerdi.
Bu kişilerin ülke arıcılığına çok hizmetleri dokunmuştur. Düzenlenen ana arı üreticiliği kursları, arıcılık kursları ile arıcıların pek çoğunda hakları vardır. Kendilerine bir kez daha teşekkürler.


Festivalin bahçe kısmında gene bildik arıcı ve arı malzemesi standları vardı. Yusuf Şimşak kardeşimi bir arıcının kestane balını tadmaya çalışırken yakaladım:) 


Balcı Kayserili olsa gerekki :) bir damla bal kaşığa ancak geliyor ve anlayabilirsen anla..sonuç...Yusuf un yüze bakın..:)


Ama Saim abimiz öylemi ?..bonkör adam kaşık değil kepçeyle tadtırdı:)


Babamda kepçeyle balın tadına bakarsa ehh beğenir tabii..:)


Saim kardeşim bu arada habire numune kabına takviye yapıyordu :)


Biz ne bonkör adam, tanımamışız, diye içimizden geçirirken meğer Saim abimizin derdi başkaymış. Geçen sene yüklü bir paraya aldığı maskeyi okutacağı birini ararmış meğer ve ne yazıkki ilk bende denedi...tabiki kafaya uymadı:)


Yusuf kardeşime küçük geldi :)


Arı evi genel müdürü Ercan bey; ben tereciyim yemezler dedi :) ve Saim abimiz napalım bu senede ben kullanırım dedi..Anlayacağınız festivalde güzel bir havada, güzel bir gün geçirdik.


Pazar günü ise soluğu bahçede aldım ki hava tekrar ısınmaya başladı. Bahçemim kış gübrelemesini hallettim.


Bu serpme makinesi ile her yere eşit miktarda gübre atmak mümkün.


Gübrelemenin üzerine birde sulama geçtim ki gübre erisin.


Öğlene doğru güneş tepeye çıkıp ortalık ısınınca arılarımı besledim


arılarda temizlik uçuşuyla meşguldüler.


Anlayacağınız keyfim yerindeydi ve iş bitimi çay kaşarlı tost behçeden taze soğandan oluşan öğle yemeği ile  ohh değmeyin   keyfime oldu :)