31 Ocak 2010 Pazar

Hava ısındı..

Geçen haftaki karlı günlerin ardından cumartesi hava sıcaklığı yükseldi. Balkon fakiride duramadı attı kendini dışarı. Çok güzel yavru ve temizlik uçuşu vardı. Tabi bende çıktım balkona görüntüledim. O sırada hem çekim yapıyorum hem Ali Türkle telefonda konuşuyoruz. Abi diyor senin fakirde kapalı yavru varmış dedim nerden anladın:)

Önümüzdeki hafta size yeni bir cihaz tanıtımı yapacağım. İlham perimin sayesinde tasarladığım bu cihaz artık oksalik asit, perizin gibi ilaçların uygulanmasını çok kolaylaştıracak. Varroalar korksun artık bizden:)

29 Ocak 2010 Cuma

Oksalik asit buharı aleti (29 Ocak ilavesi var)

Bu gördüğünüz 5 mililitrelik çocukların şuruplarından çıkan bir kaşık.

Bu kaşığı oksalik asitle silme doldurduğunuzda 4 gr kadar alıyor.




Ben deneysel olarak kullanmak için 2 gr asit hazırladım. Bu işlemide 4 gr asiti göz kararı ikiye bölerek yaptım.










Bu alet ne kadar süre ısıtıldığında buharlaşma başlıyor, buharlaşma işlemi ne kadar sürüyor gibi sorulara görsel cevap bulmak için deneysel olarak bir çalışma yaptım. Aşağıda bu işlemin tamamının görüntülerini yayınlıyorum.



Denemede olumlu sonuçlar aldığımız cihazın borusunda daha sonra tıkanma meydana geldi. Salih ustamıza durumu aktarınca boruyu daha kalın bir bakır boruyla değiştirdi.
Son haliyle balkon fakirine uygulama yaptım. Aşağıdaki filmde yaptığım uygulamadan bir kesit göreceksiniz. Bu ısıtma işlemi yaklaşık 10 dakika sürdü. Cihazın hazne bölümüne 1,5-2 gr kadar toz oxalic asit koydum. Isıtma işlemini sonlandırdıktan sonra kovan giriş deliğini 10 dakika kadar kapalı tuttum.

Bu işleme başlamadan evel çıtaların altını kaplayacak kadar ki buda musluk genişliğinde oldu kağıt koydum. Yarın bakacağım ne kadar varoa dökülmüş.

Bence bu işlem tamam artık. Yalnız problem şuki bu cihazdan daha kolay ısınan ve kolay bulunur malzemeden ve herkesin imal edebileceği aletler tasarlayabilirsek sanırım pek bir tamam olacak.




Eveeeet bu gün ruşetin alt kısmına koyduğum kağıdı aldım. Açıklamam gerekirki bu kağıt boydan boya uzanamadı. Zira A4 diye tabir edilen kağıtlardan. Bu açıklamayı neden yapıyorum derseniz dökülen varroa sayısını yorumlarken buna dikkat etmem gerekiyor.

Kağıt üzerinde sayabildiğim 6 adet olan varroa sayısını bu kovan 3 çıtalı olduğu için zaten peşinen 3 ile çarpmalıyım. Ayrıca kağıdım arkadaki 1/3 lük bölüme ulaşamadığı içinde bulduğum bu sayının 1/3 fazlasını gerçek dökülen varroa sayısı olarak kabul etmeliyim. Yani saydığım varroa miktarını dörtle çarpmalıyım diye düşünüyorum. Buda 24 olacaktır. Bilmem ne dersiniz uygulama etkili olmuşmu:) Ayrıca bizim balkon fakiri daha önceleri kanatsız arı görülmesi sebebiyle perizin ve damlatma yöntemiyle oksalik asit uygulamasına muhatap olmuş idi. Bu dökülen varroaları da meraklılar ki onlar kendilerini bilirler onlar için görüntüledim:)

24 Ocak 2010 Pazar

Kar yağdı ve yeni oksalik asit vaporizerimiz...

Dün kar yağışı başladı ve güzelde tuttu. İstanbulda şehirin klimatize etkisine rağmen bu kadar tutması Ereğlide bayağı kar olduğunu düşündürüyor bana. Buda iyi oldu toprak suya doyacak.


Benim balkon fakiride balkonun kenarında olması nedeniyle kardan nasibini almış.

Uçuş tahtası temiz sökülen yavru yok. Ölü arıda yok. Bu durum arıların salkımda olması nedeniyle kovan içi temizliklerini yapamamalarından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.

Geçen hafta Gebzeye Selanikden gelen oksalik asit vaporizerini denemeye gitmiş idik. Bunun görüntülerini benim körükçüye (ki kendisi Salih abimiz iş yerimde çok değerli bir ustadır) durumu anlattım. Akıl akıldan üstündür derler o misal yav dedi minik çaydanlıklardan bulunsa olur. İbriğine bir boru takılır pürmüzle, ocakla ısıtılır asitin buharı borudan çıkar. Çay demlerken içindeki suyun buharı nasılsa ağızdan çıkıyor kapakdan atmıyor bundada kullanılabilir dedi.Ertesi gün gel bak bakalım nasıl olmuş deyince koştum yanına.Aliminyumdan tornada yapmış kapak gövdeye vidalı boruda kapağa vidalı. Borunun çapı 0,7 mm civarı. Ali Türkde uygulama sırasında kovan musluğundan aleti sokmakda zorlanmıştık. Bu iyi oldu.

Hazneye oksalik asit konuyor kapak kapatılıyor. Borunun ucu muslukdan kovan içine sokuluyor ve hazne pürmüzle ısıtılıyor. Bunun borudan yapılmışını bir blogda yayınlanan filmde izlemişdim adamlar önce dış ortamda test ediyorlar. Kaçıncı dakikada buhar çıkışı başlıyor ve bitiyor diye sonra kovanda denemişlerdi. Önümüzdeki hafta içi uygulamasını balkon fakirinde deneyeceğim sonuçları hep birlikde görürüz. Bu alet karakovanlarda varroa mücadelesi içinde kullanışlı olacak.




Bu gün (25 0cak pazartesi) Salih abiden sabah fırça yedim. İşi yapan biz hava atan sensin dedi, nerde benim fotoğrafım dedi:) boynumuzu büktük işte burdasın be ustacım:)


22 Ocak 2010 Cuma

Oksalik asit uygulaması..

Bu hafta oksalik asit uygulaması yaptım. Bunun için 350 cc lık su şişesine 73 gr toz şeker koydum. Bunun üzerine sıcak su ılave edip erittim. Malum 200 gr toz şeker 1 litreye tamamlanıp eritiliyor ya bende bunu üçde bir oranda azalttım.





Geçtiğimiz günlerde oksalik buharı veren aleti uygulamak için Ali nin yanına gittiğimde dedim biraz oksalik ver benimki Ereğlide kaldı balkonla iş yerindeki arılarıma uygularım. Bizimkide koymuş bir poşete dediki abi burda 10 gr dan fazla var. Sandım tartıp verdi meğer göz kararı vermiş evde tarttım 6 gr:) eh napalım başa gelen çekilir dedik ve 160 ml şerbete bu miktar asiti ilave ettik. Bu solusyon yaklaşık olarak %3,5 luk oldu.



Bu sene tasarladığım yaylı enjektörü de ilk kez balkonda kullandım. Bu yayın daha uzunu benim körükcüm:) Salih abimiz hazırladı sağolsun..





19 Ocak 2010 Salı

Oksalik asit uygulaması


Bu gün selanikten gelen oksalık asit buharı verme aletini Ali Türk ve Saim Gürel ile uygulamaya gittik. Arılık Seyithan abinin bahçede olması nedeniyle onu da görme fırsatı bulduk. Tabi hedefte her zamanki gibi Ali vardı. Adam onu görünce öpmedi bile:) İşin uygulama taraflarını bizim usta anlatsın ben magazin tarafını halledeyim dedim bakalım beğenecekmisiniz...

Daha sonra iş bitimi sohbet ediyoruz Seyithan abiye sordum dedim bu adam arıları hem ateşe hemde asite attı ne dersin diye:) Hacı abinin cevabını izleyin.....





17 Ocak 2010 Pazar

Tahtasepet verniklendi...Hazır

Bizim kovanın adı daha uygun olacağı düşüncesiyle "tahtasepet" kovana dönüştürüldü.
Nalburdan dış cephe ahşap koruma verniği, çam renginde ahşap macunu ve zımpara alındı.









Önce güzelce kaba zımparası yapıldı, macunlandı.


Macun kuruduktan sonra tekrar iyice zımparalandı.

Bir kat vernik sürülüp, ertesi gün kuruduktan sonra tekrar bir kat vernik daha sürüldü.


Artık geriye buna bir taban tahtası yapmak kaldı. Bu taban tahtasına birde güneş ve yağmurdan korumak amaçlı tente de monte edeceğim.

13 Ocak 2010 Çarşamba

Karapet kovan:)))

Eeee insan nerenin ekmeğini yerse oralı sayılır ya bizde trakyalıyız işte. Evveli sene ilk iş trakyalı Şenoldan sepet arı almıştım. Geçen senede Vecdi abiden karakovan geldı. Bu sene dedim bu ıkısı arasında bir sentez yapsak nasıl olur. Sonunda tasarladığımı uygulamaya koydum. Parçaları kesene kadar öldüm. Hem açılı olacak hemde konik öfff diye diye sonunda aparat yaparak hallettik. Toplam on parçalı tasarladım. Adınıda karakovanla sepetin karışımı olsun diye karapet koyduk:)

Önce yanyana dizerek kontrollerini de yaptım.



En son yerde dizip denemesini yapdım.


Sonra aldım geldım İstanbula.

Balkonda tutkalladım.
iki gün tutkalının kurumasını bekledim. Sonra el rendesi ile kaba rotuşlarını yaptım.

Karapetin içten görüntüsü bu..

Kaba rotuş tamam artık zımparalanıp su bazlı vernik ile verniklenecek..

Şimdi diyorum bitsede arılandırsak ama ne zaman:) hoş zamanı hiç önemli değil artık çözdük bu işi:)

11 Ocak 2010 Pazartesi

Bu hafta sonu kurtları döktük:))

Bu hafta sonu kurtlarımı döktüm. Cumartesi öğlene doğru Ereğliye gittim. Hava çok güzel, kazakla ceketsiz gezilebiliyor.

Tabi bu sıcak havada açılıp saçılan sadece ben değilim. Erik ağacı da çiçek açmış:)

Benim üst tarafımdaki çocuk parkının etrafını iki senedir yeşillendiriyoruz giderken beş tane kestane fidanı aldım onlarda dikildi. Tarihe geçecem, kestane balını kendi ormanında üreten ilk arıcı olma yolunda ilk adımı da attık:)

Evveli hafta diktiğim lavantalara bir miktar daha ilave yaptım.

Amacım çit yapmak ya eksik kalan yer tamamlandı.


Hava güzel ya bizim kızda vişne ağacında kek yedi:)

Arılar kek yemez belki ama bahçedeki kartopu adlı çiçek bu mevsimde çiçeklendiğinden onlarda buraya çalışıyorlar.


Kovanları şöyle bir dıştan dolandım. Hepsi nizamiye nöbetindeler. Giriş yasak zira içerde hayati önem arzeden malzemeler var..

Karasinek de hava ısınınca yiyecek aramaya çıkmış ama kapıdakiler erkeksen gel diyorlar.

Bunlar işi sağlama almışlar. Kapının önüne bir mefta bırakmışlar. Girmek için ısrarcı olanın sonu budur der gibi:)
Cumartesi bahçe işlerini anca bitirdim. İyiki de öyle yapmışım. Pazar sabahı özlediğimiz şekilde kahvaltı yaptık.

Pazar günü sürekli yağmur yağdı. Bende bodrumda marangozluk faaliyetlerime devam ettim.

9 Ocak 2010 Cumartesi

Kedi yöntemiyle arı besleme....

Evveli gün ve dün hava güzelmi güzel bende perşembe günü işyerimdeki kutudaki arılarıma gene invert şurupla meydan şerbetlemesi yapmıştım. Fakat dün sabah baktım tepsi yerde. Fabrikada köpekde olduğundan o yapmıştır dedim ve şerbeti çektilermi yoksa köpekmi halletti çözemedim. Sabah tekrar doldurup bıraktım. İçinde arı boğulmasın diye çam dalı parçaları koydum.



Arı nüfüsu aman maşallah dedirtiyor maşallah..



Daha önce de söylemiştim bu kutu benim depo kovan oğul vermesin diye bölme yapılan bir kutu anasını kendi yaptı ve o günden bu güne bu hale geldi.


Arılar şerbete tek tük gelmeye başladılar. Bu kutudan başka arı olmayınca çevrede kedi besler gibi besleme yapıyoruz. Tabi yöntemin adında da olsa kedi olunca köpekler rahat bırakmıyorlar:)