Hani ne konuşmuştuk, ne demiştik, ne sözler vermiştik birbirimize ne oldu şimdi niye ayrıldık gibi sözler benim çocukluk ve gençlik yıllarımın moda kitapları olan fotoromanlarda sıklıkla kullanılan ayrılıktan sonraki üzüntü ve pişmanlığı ifade eden sözlerdi. Geçtiğimiz cumartesi de dünya sevgililer günüydü ya böyle başladım işte söze.
Geçen sene msn sohbetlerinde kavgacı olmak, kendini ön plana çıkarmaya çalışmak ve başa oynamak gibi suçlamaları başkalarına yapanlar meğer aynaya bakıp konuşuyorlarmış. Şimdi ise bende başa oynuyorum niye derseniz aşağılarda kalmak hoşuma gitmiyor yukarlarda olanları görünce.
Geçtiğimiz günler boyunca invert şeker ve bununla arı beslenmesi konusu konuşuldu tartışıldı. Bazı arkadaşlarımız konuyu uzatmayın, zira birileri gündemden düştü ve gündeme gelmeye çalışıyorlar, amaçları bu, alet olmayın dediler. Ama gerçekten gündemden düşülünce çıkış yolu invert şurup imiş ki bir sitenin forum bölümünde konu bazı arkadaşlar tarafından yeniden gündeme getirildi.
Geçenlerde msn de sohbet ettiğim bir arkadaşıma ağabey diye hitap etmiştim.Bu arkadaşta yaşım 44 büyükmü gösteriyorum deyince bu hitap tarzını saygı ifadesi olarak kullandığımı söylemiştim. Ağabey olmak hoşturda dikkat ister on kere düşünüp bir kere konuşmak gerektirir. Bu vasıf da üstelik bir kere kaybedildimi bir daha geri alınması zordur. Ondan sonra üç beş kişiyle toplantı yaparsınız. Fil gibi iri hayvanların orasını burasını tutup tarife kalkarsanız; hayvandır bu tuttuğunuz yerden dolayı bakarsınız iç güdüleriyle davranır, hayvanın güçlü olmasından dolayı başa çıkamaz ele güne rezil olursunuz. Ayrıca çok kişi tarafından izleniyoruz bende izleyenlerden biri olarak yazıveririm işte bunları dikkatli olmak lazım.
Şimdi gelelim invert şurup konusuna. Ben mesleğim icabı insan sağlığı konusunda hassas olmak zorundayım. Hele acil servis hekimi olarak sıfır hatayla çalışmak zorundayım zira benim hatam ölümle sonlanır. Bu nedenle on kere düşünüp araştırıp sonra konuşurum. En son yazılan yazılar üzerine bir kere daha araştırmak amaçlı olarak Katalizör.net dergisinde çıkan bal konulu yazının sahibi Nadide hanıma ve yazısında kaynak olarak gösterdiği Dr. Mustafa Altınışık beyefendiye mail attım.
Dr Mustafa bey kimyacı olmadığını bu nedenle soruma cevap veremeyeceğini ancak invert serbetle ilgili internette yaptığı kısa araştırma sonucu iki linke ulaştığını söyleyip bana yollamış. Bu linklerden bir tanesi benim blog linkim, diğerini ise ilgili zatın reklamının olmasını istemediğim için yazmıyorum. Nadide hanıma seliwanof yöntemiyle hem sahte balda hemde doğal balda önce yuksek ısı ve asitle HMF oluşturulduğunu sonrada bununmu tespit edildiğini sordum evet dedı. Invert şurupla yaptırılan balda da hakiki balda da HMF oluşuyor fakat ınvert şurupla yaptırılan balda glukoz ve fruktoz oranı doğal bala göre daha yüksek olduğu için bu yöntemle daha yüksek HMF oluşuyor seliwanof yönteminde renk oluşuyor dedi.
TKV teknik arıcılık dergisinin eylül 1987 sayısında çıkan bir tez yazısında balların invert şeker (glukoz ve fruktoz toplamı) oranları var. Burada ayçiçek balında invert şeker oranı %80,3 , Kestane balında %68,7 ve çam balında ise %66,2 olduğu belirtilmiş. Şimdi bu seliwanof testinde ayçiçek balıyla çam balını kıyaslasak ayçiçek balı daha çok HMF oluşturacak ve sahte çıkacak.
Bana kanıt olarak sunulan yazıda invert şurupla beslenen arıların yaptığı balda HMF düzeyi diğer ballara (sakkaroz şerbeti ve doğal yolla beslenen) göre daha yüksek çıkmıştır ama buda kabul edilebilir düzeydedir.
Arılarımızı nasıl besleyeceğimiz konusu Mehmet Yüksel arkadaşımız sayesinde artık şablona dönüşmüştür. Yani hasattan sonra kış arılarını oluşturmak için teşvik, sonbaharda da stoklarını yaptırmak için koyu yükleme tarzı kovan başına 15 kg toz şeker hesabıyla yapılacaktır. Arılara kış beslemesi adı altında kek(suya giden arıların ölümleri ve yavru çürüklüğü) ve baharda teşvik beslemesi yapılmayacaktır. Bu nedenle zaten biz insanlar bu şeker balına ulaşamayacağız. Kalmayacak bizlere. Farzedelimki şeker balı yaptıracam diyenler olabilir onda da bir sakınca yok. Bu tip ballarda da HMF adı geçen araştırmaya göre kabul edilebilir sınırlarda çıkmıştır.
Gıda sektörü araştırma yazılarındaki verileri de daha önce yayınlamıştım HMF oluşumu su oranı 0,4 den aşağıda başlıyor(Kroh 1994) . Biz zaten en koyu şerbetimizi 0,5 oranında hazırlıyoruz Ayrıca sakkaroz şerbetleriyle yapılan kek ve poğaçalarda 300 derecenin altındaki pişirme sıcaklıklarında HMF oluşumu glukoz ve fruktoz şerbeti kullanılarak yapılan kek ve poğaçalara oranla 10-100 kat daha az oluşmaktadır (Ameur ve Ark 2006) burada da görüldüğü üzere bizim sakkaroz şerbetini 102 derecenin üzerine çıkaramadığımızdan dolayı sakınca yok.
En son dip not ise (buna doksandan yenen gol de denir) ben çok konuşulan ve kaynak gösterilen yazının tamamına ulaştım. Bu araştırmada kullanılan invert şurup hazırlanırken sakkaroz şurubu 88 derecede ve 2 saat süreyle ısıtımış ardından 7o dereceye soğutulup ph 2,15 olana kadar %0,1 lik HCL asit ilave edilmiş daha sonra da sodyum bikarbonat ilave edilerek nötralize edilmiştir. Yani burada kullanılan invert şurupla Ali Şekerli abimizin hazırladığı arasında hiç bir benzerlik bulunmamaktadır.Bu yazının sonuçlar ve tartışma bölümünde ise 27 . sayfadaki üçüncü paragrafta bu kadar yuksek HMF değeri çıkmasını araştırmacılar şurubun 88 derecede ve 2 saat boyunca ısıtılması ve asitler tarafından glukoz ve fruktozun dehidrate edilmesine bağlamışlardır.
Ayrıca önemli bir konu ise gerek sakkaroz şurubu ile beslenen ve gereksede yukarıda anlatılan şekilde hazırlanan invert şurupla beslenen koloniler her beslemede 0,8 litre ınvert surupla beslenmiş. Besleme işlemi 10 mayısla 15 haziran arasında her 3 gunde bir yapılmış. 15 haziran 30 temmuz arasında ise her gun besleme uygulanmış. Buradan da anlaşılacağı üzere arılardan bu iki gruba yüklü miktarda şerbet verilip bal olarak depolamaları sağlanmış. Tahlillerde bu ballardan yapılmıştır. Bu önemli ayrıntı da gösteriyorki bu çalışmada yapılan koloni beslemesi ile bizim invert şekeri kullanacağımız sonbahar beslemesi arasında hiç bir benzerlik yoktur. Zira bizim besleme tarzımızdaki amaç kış arılarının stoğunu hazırlamalarını sağlamaktır.
Ben bu sene sonbahar beslemesi olarak kendi hazırlayacağım invert şerbeti kullanacağım. Yukarıdaki verilere dayanarak bunun da sakıncalı olmadığını söylüyorum. Canı isteyen bu yöntemi uygular. Yok ben anlamam benim kafam basmadı gibi yorumlamayacağım mazeretlerle direnen arkadaşlar ise öyle devam etsinler. Ama lütfen fillerle arıları karıştırmasınlar.
Artık invert şerbet bloglarda tarihsel yerini almıştır. Şimdi sezon başlıyor çok ahkam kesenler artık bilgilerin paylaşılma zamanıdır. Geçen seneki gibi ben bunu biliyordum uyguluyordum gibi bilgi paylaşmama özelliklerini bu sene açığa vurmamaları için hadi bakalım iş başına diyorum. Geçen sene jenterde ana öldüren, koloniye yeni ana kabul ettiremeyenlere ana kutularındaki arıları kaçıp giden insanlara iş işten geçtikten sonra ortaya çıkıp bu iş böyle şöyle yapılır diye ahkam kesenler bakalım bu sene ne yapacaklar. Huylu huyundan vazgeçmezmiş ya bu senede paylaşmazlarsa da paylaşanları karalamasınlar yani gölge etmesinler.
2024 AĞUSTOS
2 ay önce
7 yorum:
DOKTORUM,eline saglık.yaptıgın araştırmaların sonucunu bizlerle paylaştıgın için.
Saglıcakla kal,saygılar.
SLM...
Sevgili doktorum.Hem serbest vuruş kararı vermiş hemde Zidan'vari vuruşla topu ağlarla buluşturmuşsunuz.Bize de seyir zevki sürmek düşer.Güzel vuruştu bee.
Saygıdeğer Doktorum,
Yaptığınız araştırmalar için teşekkür ederim. Tam bir bilim adamı olduğunuzu gösterdiniz. Belgelerle ve araştırma sonuçlarıyla konuştunuz.
Deneyenlerden gördüklerimizden dolayı zaten kullanacaktık. Artık rahat rahat kullanacağız.
İşlerinizde kolaylıklar dilerim.
GOOOLLLLLLL
Muhteşem abi verdiğin bilgiler için teşekkürler.Ben de konuyla ilgili almanyada bir enstitüye mail attım cevap gelirse sizlerle paylaşacağım.
Çalışmalarında başarılar dilerim selamlar
teşekkürler Muhteşem hocam,
artık bu kadar yazılanlardan sonra
her şey açıkğa çıktı kullanıp kullanmamakta kişilere kalmış.
Eline sağl...şey pardon (ali börek ikram etti de fazla yağlı imiş)ayağına sağlık iyi depik attın.
Bu ne biçim iş oldu anlamadım gitti. Olayları Konya Selçuk ünüversitesinin araştırma makalesiyle başka yerlere çekerek doğru tercüme etmeyip(kendi blogumda olaydı yalan tercüme eden derdim) insanları yanıltanlar nerede. Ölmediniz degilmi bir cevap verin hele.
Sonrasında ise bir başka yerde gaza gelip yazanlar ise ihaleyi bir kişinin üstüne yıkıp toz oldular. Asıl Timur'a fil iade etmeye giden gurup örnegi yaşandı::)) her neyse hayat devam ediyor, ,isteyen devam eder isteyende kenara çekilir, böyle mızıkçılık yapacaklar şimdiden ben ilerde kayış atabilirim diye ön kayıt yaptırsınlar.
Bu arada bunlar yazılıp çizilirken Ünüversite metninin tamamı elimizdedir bunuda söyleyelim.
Yorum Gönder