Geçen sene çıta çakarken çıtanın gönyede çakılması için bayağı uğraştım. Bunu haber yapmamıştım ama Erzincalı arıcı Vecdi abimiz halimi görmüş olmalıki bana aşağıda resmi olan aparatı yollamış. Aparat bence güzel düşünülmüş. Hem standart çıta, hemde kısa ballık çıtası çakabilmek için gözler hazırlanmış.
Bu aparatta çıta çakarken gönyeden kaçık olması söz konusu olamaz. Önce aparatın gözlerine yanak çıtalarını yerleştirip üst çıtayı çakıyorsunuz daha sonra yerinden çıkarıp dışarıda alt çıtayı monte ediyorsunuz. Aparatın orta kısmında çivi vs. malzemelerin konabileceği bir göz de bulunmakta. Ayrıca tel makarasının takılabileceği bir metal bölümde aparatın tamamlayıcı aksesuarı olarak yerini almış.
Bu aparatı bana gönderen Vecdi abiye bir kez daha teşekkürler. Dizaynını ve üretimini yapan Kemal Taş isimli marangoz abimizede ayrıca teşekkürler.
30 Ocak 2009 Cuma
Ohh be bu sene çıtalar benden korksun....
28 Ocak 2009 Çarşamba
Hafta sonu gemiye polen yağdı....
Bu cumartesi İstanbulda hava güzeldi. Balkondaki gemiyi şöyle gündüz gözüyle inceledim. Başlıkta dediğim gibi adeta polen yağıyor.
25 Ocak 2009 Pazar
Erzincan Karakovan Geldi...
Bu gün Erzincanlı Vecdi Küçükyılmaz abimiz bize karakovan gönderdi. Bulgurludan gittim onları aldım. Sağolsun bir sürü zahmete girmiş. Bu arada Ali Türkü aradım dedim senin kovanda bende nasıl alacaksın. Abi dedi biliyosun ben hesapsız kasap misali malzeme sıkıntısı yasıyorum. Sana zahmet Sultanbeylıye uğra 5-10 tana tahta acele lazım. Töbe töbe ya sabır dıyerek yolu tuttuk Sultanbeylıde hurdacı arabada ne kadar boş yer varsa doldurdu. Meğer bizimki ben gıtmeden aramıs adamı ayarlamıs. Gebzeye vardığımda beni kapıda Hacı abi karşıladı. Hoş gelmişsin diyerek:) Bakmayın böyle güldüğüne bırazdan kopacak fırtınanın sessizliği bu görüntü. Kulağıma eğildi bu gün bir belediyeci dövecem ama bana yardım et ne olur. Yapma etme dediysem de benimde içimden bu fırsat kacmaz geçiyor:)
İşte Vecdi abinin yolladığı karakovan. Gerçekten çok güzel işçilikle yapılmış. Her iki tarafında kapak mevcut bir sene bir yönden diğer sene öbür yönden çalıştırılacak böylece de içindeki peteklerin her sene yenilenmesi sağlanmış olacak. Bu sene ıcıne en guzel arılarımdan bırını aktaracam arılıkta baş köşe onun. Ama kovana bakarkende hacı abıyle plan yapıldı. Sadece uygun zamanı beklıyoruz:)
Alinin kafasını soktu karakovana. Bir taraftan söyleniyor nedır senden cektığım be dıyerek. Adamcağız meğer ne kadar dolmuş taşmış. Ben görüntüye daha fazla dayanamadım arkamı döndüm. Sesler bağırtılar kesıldığınde baktım Alıyı kovana sığdırmıs. Kapaklar kapalı. Cemil ustada ne olacak alın goturun bunu bırakmayın burda dedı. Kovanla bırlıkte evıne bıraktık. Yenge Alinin bu şekli çok ıyı olmuş allah razı olsun dedı. Bunu artık ınvert şurupla beslerım dedı. Bakalım ne yapacak bizimki. Petek örsünde bu kış günü görün:)
24 Ocak 2009 Cumartesi
Plastik ana gözü....
Geçen seneki yaptığım ana üretme çalışmalarında edindiğim tecrübelerim bana şunları öğretti. Bal mumundan yapılan ana gözleri besleyici kolonilere verilmek üzere çıtalara monte edilirken ve kapanmış memeler alınırken problem yaratıyordu. Eğer saklama ortamları sıcaksa deforme oluyorlardı. Tüm bunlara karşın kısa süreliğine elime geçen jenter aletinin plastik memeleride oldukca kullanışlıydı. Bu nedenle plastik ana memesi yapmaya karar verdim. Bunun için bir tahtaya 11 mm capında ve 10 mm derinlikte matkapla bir delik açtım. El feneri ampulunun cam kısmının da 9 mm çapında olduğunu gördüm.Fener ampulunun cam kısmının yüzeyi parlak olacağı için de bu tam aradığım malzemeydi. Bu iki malzemeyi kalıp olarak kullandım. İlk önce tahtayı ıslattım ama deliğin içinde su kalmamasına özen gösterdim. Daha sonra sıcak plastik yapıştırıcısı ile deliği erimiş plastikle doldurdum.
Ampulude suya batırdım ve hızlı bir şekilde çıkartıp delikteki erimiş haldeki plastiğin içine bastırdım ve soğumasını bekledim. Bu arada çok önemli bir noktayı belirteyimki bu sıcak erimiş plastik tahminen 120-150 derece civarındadır. Ele teması halinde ciddi ve derin yanıklara neden olur. Bu nedenle denemek isteyen arkadaşların dikkatli olmaları çok önemlidir.
21 Ocak 2009 Çarşamba
Kutularda Bal Durumu.....
Bu sene kutularda kışlattığım üç ana arı var. Bunlardan biri gemide, diğerleri çalıştığım iş yerinin bahçesinde bulunuyor. Bahçede konuşlandırdığım kutular ahşaptan kendi yaptığım kutular. Bunlardan birini de dıştan 0,5 cm poliüretan köpükle kapladım. Buradaki amacım kışlama süreçlerini kıyaslamaktı. Bu gün sabah bahçedeki kutuları kontrol ettim. Poliüretan kaplı olan kutuda bal stoğu diğerlerine göre çok iyi.
20 Ocak 2009 Salı
Saim Gürel abimiz ziyaretime geldi....
Bu akşam bir telefon; abi nerdesin ? Dedim Üsküdardayım telefondaki Saim Gürel. Hal hatır faslından sonra abi seni ziyarete gelecem dedi ne demek buyur gel dedik ve evin önünde buluştuk. Çıktık eve benim vaktimin büyük bölümünü geçirdiğim balkonda laf lafı açtı sohbet arıcılık üzerine bitermi konular. Benim makinanın inekliği üzerinde 5-6 ressimden en neti bu. Abi ne ikram edeyim sana dedim tutturdu ben tartar kreması isterim diye. Ya etme bu yenmez baklava börek felan ne vereyim dediysemde illede tartar kreması diye tutturdu. Olay sonradan anlaşıldı havalar güzel giderken arılara takviye bir besleme yapacakmış. Piyasada tartar kreması bulamamış. İnvert şurup verecem dedi. Misafire hayır denirmi kabul ettik gereğini yerine getirdik. Arada telefonu çaldı Oktay abi telefona Saim Güreli beklerken ben çıkınca kısa bir kem küm durumları yaşadı ama onlada kısa bir süre sohbet ettik. Sohbet güzel giderken abi ayıptır koca adamsın milleti niye kandırıyosun GEMİ muhabbetleriyle demezmi. Abi dedim gemi balkonda hiç olurmu kandırmak bize yakışırmı felan demeye calısıyorum ama nafıle inanmıyor bırak abi balkonda gemimi olur felan diyor. Mecburen kalktık arka balkona geçtik gözüyle gördü inandı rahatladık. Şaka bir yana arıcılık böyle güzel dostluklara sebep olması nedeniyle gerçekten güzel bir uğraşı.
18 Ocak 2009 Pazar
Mehmet Yüksel Duymasın....
Benim her kış mevsimi marangozluk damarım kabarır. Bu sene Almanyadaki arıcı arkadaşımız Mehmet Yükselin kullandığı kovan tipinde bir kovanı deneme amaçlı olarak kullanacağım. Her ne kadar bu kovanlar için taşımalı arıcılığa uygun değil şeklinde sohbetlerle karşılaşsamda ben zaten sabit arıcılık yaptığımdan dolayı bu anlamda bir sorun yok. Ayrıca evimin terasında ikinci katın rüzgar alacak olması nedeniyle katlı kovanlar sorun yaratacak. Bu kovanların hoşuma giden diğer bir yönüde kuluçkalık ve ballığın yanyana olması dolayısıyla koloni kontrolu daha kolay olacak. Yada bana oyle gelıyor. Zira Mehmet Yükselde bu görüşüme fazla katılmıyor ama kuluçkalık kontrolu kat ındırme ve bindirme derdı olmayacağı için bence daha kolay olacak.İşin en zor kısmı ortadaki bölme tahtasını tasarlamak. Zira yapıp gördükçe başka fikirler oluşuyor insanın aklında. Önce 2 cm lik tahtaya çıta oturma kanalı açtım üzerine yukardan aşağıya uzanan işçi arıların geçeceği kanalları el frezesi ile hazırladım ve ana arı ızgarasını monte ettim.Ana arı ızgarasının üzerinede kontraplak dönerek kapattım. Bu kontraplak aynı zamanda ballık kısmının çıta oturma kanalını oluşturdu. Bu kovan ilk deneme olduğu için bazı kusurları oldu ama napalım zamanla duzeltecez artık.



15 Ocak 2009 Perşembe
Yazdan kalma bir gün...
Bu gün Silivride işim vardı. Öğlene doğru baktım hava sıcaklığı 17 derece. Arılara kalmış 30 km dururmuyum hiç.
14 Ocak 2009 Çarşamba
Bu sene yazın arkadaşım Dr. Cüneyt Erişen görevi gereği gittiği Şilede içi boşalmış bir kütük bulduğunu söylemek gafletinde bulunmuştu. Yazdan bu yana tabir yerindeyse başının etini yedim. Sonunda bu hafta sonu kütüğü getirdi.
Kestane ağacı olduğunu tahmin ettiğimiz bu ağaç iki günde ve yaklaşık 4-5 saatlik bir çalışmayla kaba olarak temizlendi. Boru gibi çok düz olmaması nedeniyle duvarların fazla incelmemesine özen gösterildi.
Ağacın lifleri boyuna çalışıldığı için işlemek olukca kolay oldu. Burada iskarpela kullandım. Daha sonrada ucu kıvrık bir başka iskarpelayı rende olarak kullandım.
12 Ocak 2009 Pazartesi
Arkadaş dediğin böyle olur.
Geçenlerde doğum günümü kutlamıştım hatırlarsınız. İş arkadaşım Dr. Cüneyt Erişen o günkü kısa arıcılık seminerimden :) etkilenmiş olacakki Şileden bakın bana ne getirdi. Bu içi doğal olarak boşalmış bir kütük. Biraz içten rendelenmesi gerekecek çok güzel bir malzeme..
Seneye nisan ayında gelecek olan oğullardan birinin yeri hazır sayılır:)
11 Ocak 2009 Pazar
Trakyalı Şenol abiniz görmesin
Bu gun hava güneşliydi. Dururlarmı hiç gemi personeli baktım anında dışardalar. Dedim bak Trakyalı Şenol abiniz görmesin. Sonra ne geziyonuz mahalle.......... gibi der .