Bu cumartesi varroa mücadelesi için üçüncü addımı da attım.. Artık kalırlarsa besleyecem kerataları:) bu amaçla ilaçlı suyumuzu hazırladık, 5 cc lik enjektörümüzü aldık.. Tabi körükte yakıldı.. Sıradan başladık kontrole, unutmadan söyliyeyim bu hafta kameraman kullandım çekimleri o yaptı. Şile taraflarında ismi bizde kalsın bir arıcı acayip şişlenmiş hatta o kadar sokulmuşki iftar sonrası üşüme nöbeti tutmuş.. Bizde böyle çalıştık tek bir delik bile yok:))
31 Ağustos 2009 Pazartesi
Son ilaçlama:))
26 Ağustos 2009 Çarşamba
İlk f1 anayı boyadım pembe domates tohumlarını kurumaya bıraktım...
Bu sene 61 numaralı saf karnıolumuz geldı ya. Bizde hemen basladık ana üretmeye diyecem mübarek gün yalan söylemekte günah o nedenle itiraf edeyim bir tane f1 ürettim. Alıştık ya boyamaya aparat yapalım dedik. Kullanılmış silikon kartuşundan bir bölüm kestim ve bunun üzerine sıvacıların kullandığı tülü yapıştırdım. Tülü silikon kartuşunun ağzına yapıştırmak için sıcak plastik yapıştırıcı kullandım.
Bu arada iyice olgunlaşmış vede bir kısmı kuşlar tarafından didiklenmiş bir pembe domates tohumluk olarak alındı. Tohumları çıkarılıp sinek teline sarılarak çeşmede güzelce yıkandı. Gazete kağıdı üzerine yayılıp kurumaya bırakıldı. Eskiden tohumlar çiftçiler tarafından bu şekilde her sene hazırlanırdı. Şimdi ise hibrit denilen tohumları her sene tohum firmalarından almak zorundasınız. Bu arada tabiki bazı yerli sebze vs.lerin türleri de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. İşte pembe domates yetiştirilmesi çabaları da yerli türler yok olmasın diye yapılan çalışmalardan sadece biri. Bende internette görüp daha sonra Ereğlide bir bahçıvandan aldım fidelerini. Gerçekten ince kabuklu ve lezzetli. Demet kardeşim tuzlayıp yiyeceksin demiş. Hiç gerek yok tuzlamaya zira bunlar sanki kendinden tuzlu.
24 Ağustos 2009 Pazartesi
Ballar dondu eritelim dedik...
Ballar bu sene hemen dondu. Hatta bir kısmı donuktu sağım sırasında. Bunun nedeni ise kanola balını süzmeden ayçiçeğine girmek zorunda kalışımızdır. Eee şimdi bu balların eritilmesi lazım ya hemen Ali Şekerli abimizin daha önce tarif ettiği bal eritme kazanının bir benzerini de ben yaptım. Bunun için bir ısıtıcı ve termostat aldım. Bir tahtaya ki uzunluğunu kullanacağım kovaya sığacak şekilde seçtim, bu tahtaya ısıtıcı takacağım bir delik açtım.
21 Ağustos 2009 Cuma
Geçen hafta ve bu haftadan kalan haberler...
Geçen haftadan kalan haberlerin bazılarını da geçelim dedik. 61 numaralı saf karnıolumuz basmış yavruyu salınıp geziyor.
19 Ağustos 2009 Çarşamba
Kayserili deyip geçme anasını boyar babasına satar:)))
Gectıgımız hafta bu sene ıkı katlı olarak kıslatmayı planladığım bır kovanım vardı onu tepeden tırnağa kontrol ettım. Once ust kattakı cercevelerı elden gecırdım. Basmıs yavruyu ust kat ıyı. Indım alt kata baktım orada hıc yavru yok bal kemerlı cerceveler var. Hemen alt ust yer değiştırdım. Bunun ıcın bır kuluckalık kovan aldım ust katı ındırdım buna. Sonra bosalan kata da eskı alt katı koydum.
17 Ağustos 2009 Pazartesi
Amaç KIŞ ARILARInı oluşturmak ve kışa güçlü kolonilerle girmek...
En son haberımde sağolsun arkadaşlar gelmişler el birliği ile benim balları süzüp gitmişlerdi. Bende ohhh gel keyfım gel hastayız ya idare etmiştik. Ertesi günü bizimkinin (Ali yani:)) yanına gittim. Orada karadeniz usulu ballı çerçeveler çadıra el arabasıyla nasıl taşınır onuda oğrendım. Boş arabayla giderken maskeli olunacak.... Arabaya ballı çerçeveler yuklenıp çadıra gelinirken maske acılacak....:))
3 Ağustos 2009 Pazartesi
Bal sağımı yaptık:))
Eveeet cumartesi günü 12.00 ye doğru Ali,Seyithan ab, ve başakşehirli Salih abimizin kayınbiraderi Kemal abimiz geldiler. Hediye olarak bir frolayn daha geldi... Yahu hal hatır felan soralım gel şöyle dedimsede bizimki boğaz derdinde daldı bahçeye..