Mart başından beri dünyayı kasıp kavuran, iki yüz binden fazla kişinin ölümüne yol açan bir salgın covid 19.
Ülkemizde de üç bin küsür kişi hayatını kaybetti.
Böyle oturup yazmak kolay, ateş düştüğü yeri yakıyor. Aileler perişan, ocaklar sönmüş insanlar cenazelerini kaldırıp yaslarını yaşayamıyorlar maalesef çok zor
Tıpkı 17 Ağustos da olduğu gibi allı güllü kendini bilim adamı zanneden (ciddi bilim adamlarını tenzih ediyorum) bir sürü kişi yok şu ilacı kullanın, yok bu vitamini kullanın diyorlar.
Virüs laboratuvardan kaçmışmış, efendim biyolojik silahmış neler neler.
Herkes umut tacirliğine soyunmuş rengarenk papyonlu, yakasında kralvari nişanlar asılı olan ....lar ve görüntülerinin altında Prof. Dr. Bilmem kim :)))
Yahu ben eksikmi kalayım dedim ve işte oturdum bilgisayarımın başına yazıyorum:))
Ama gözlemlerimi yazıyorum bakın bakalım ne diyeceksiniz.
Yukarıdaki resim göçmen kuşların ülkemizdeki göç yollarını gösteriyor.
Aşağıdaki resim ise Avrupa’da ki göç yollarını göstermekte. Resimlerin üzerine tıklayın büyütüp bakın daha güzel görünecektir.
Yaşamları boyunca bu yolları izleyerek yazın kuzeye, kışın ise güneye doğru göç eden bu hayvanlar hayatın tadını çıkarıyorlar. Neden böyle söyledim derseniz insanoğlundan çok önce yazlık ve kışlık evde yaşam biçimini keşfetmişlerde ondan.
Aşağıdaki resim ise covid -19 vakalarının Amerikada, Avrupa kıtasında ve ülkemizdeki yoğunluğa göre renklendirilmiş dağılımını gösteriyor. Onun altındaki resimde ise sokağa çıkma yasağının olduğu illerin haritası görülüyor.
Bakın bakalım covid-19 yoğunluk haritasındaki en yoğun bölgeler göçmen kuşların göç yollarına uyuyormu uymuyormu. Pandemiyi nispeten hafif atlatan ülkeler ise bu göç yolları güzergahında olmayan ülkeler.
Ben hobi olarak çocukluğumdan beri tavuk beslerim. Her yıl İlk baharda ve sonbaharda tavuklarım hastalanır ve hemen hemen yarısı ölürdü. Şurda 15-20 yıldır da tamamen tesadüfi olarak yemlik ve sulukları serçe ve diğer kuşların ulaşamayacağı kapalı kümes kısmına koymaya başladım. Bunun sonucu tavuk ölümleri arkadaşlarımda devam etmesine rağmen bende olmamaya başladı. Bu tecrübeme dayanarak arkadaşlarıma suluklarını kapalı kümes kısmına koymalarını serçelerin ulaşmasını önlemelerini tavsiye ediyorum. Zira bu göçmen kuşlar bağışık olmaları nedeni ile kendileri ölmüyor ama tavuklarla ortak kaptan su yem yemeleri sonucu bu virüsü onlara bulaştırarak bu ölümlere sebep oluyorlar. Tavuklarımın yarısı ölüyor dedim ya yukarıda; sağ kalan diğer yarısı işte sürü bağışıklığı denilen olay sonucu bağışıklık kazanıp hayatta kalıyor.
Bu göçmen kuşlardaki virüsler genellikle insanlarda öldürücü düzeyde hastalık yapamıyor ama arada bir ( dünya sağlık örgütü her on yılda bir diyor) insanlarda da ölüme yol açacak şekilde mutasyona uğruyor. Şu anda da bence bunu yaşıyoruz. Bu kuşlar şu anda gidecekleri yerlere gitti ve yerleştiler ama virüs artık İnsanlara bulaştı ve bu günlerde insandan insana bulaşarak yayılmaya devam ediyor. Bundan sonra tam bir izolasyon uygulanması sonucu kişilerin birbirlerine bulaştırmasının Durmasıyla bitecek ve kurtulacağız. Hani hayat eve sığar deniyor ya doğru.
Peki sonbaharda bu kuşlar güneye göç ederken de aynı şeyleri yaşayacakmıyız; belki bu geçecek olan süre zarfında virüs gene mutasyona uğrayıp bizi etkilemeyecek bir şekle dönüşecek, belkide olduğu gibi geri dönecek ama toplumun büyük çoğunluğu farkında olarak yada olmayarak bağışıklık kazandığı için günümüzdeki boyutta sıkıntı yaşamayacağız yada daha da iyisi aşı bulunacak ve kurtulacağız bu dertten.
1918 yillarında yaşanmış olan ve dünyada hızla yayılan İspanyol gribi de bence böyle göçmen kuşlarla yayıldı. Nerden biliyorsun diyenlere develer üzerinde seyahat ve ticaret yapılan bir tarihte bir virüs bu günkü kadar hızlı yayılmış ise bunun başka izahı olamaz.
Ee tamam bunları bilmekle elimize ne geçti diyen olursa aşı üretmeye çalışan, ilaç bulmaya çalışan insanlar bence kuşları da bir incelesin derim.
İdare edin işte papyonum nişanlarım felan yok ama :)))
Bu umut tacirlerine taktım abi. Zira yaşadığımız zamanda yapılabilecek en büyük ahlaksızlık bu.
2 yorum:
Değişik ama güzel bir tespit. Hele tavukları kuşlardan korumak çok mantıkı. Ayrıca bu blogları devam ettırdığınız için çok teşekkur ediyorum. Kımse yorum yapmıyor dıye lütfen bloglardan küsmeyelim yazmaktan vaz geçmeyelim.
Mstf bey merhaba
Bloğumu kendim ileri zamanlarda geçmişte ne yapmıştım sorusuna kolay cevap bulayım diye devam ettiriyorum. Herkese açık paylaşıyorum ki tecrübelerimden faydalanmak isteyen olursa yararlansın. Sizin gibi arada bir arkadaş güzel dileklerde bulununca da mutlu oluyorum işte küsmek yok :))
Yorum Gönder