30 Ağustos 2011 Salı

Bayrama böyle girdik....

Benim kovanlarımın bazılarının altları çekmeceli değildir. Komple söküp tel kaplamışımdır. Özellikle baharda kapatmak gerekmekte, ayrıca varoa mücadelesi yaparken de altına kağıt koymak gerekmektedir. İşte bu işlemler için tek başına kovanı kaldır altına kontraplak koy oldukça zor. Ne zamandır kendime kolay kullanılabilen bir vinç yapmak istiyordum. Hatta Ali şekerli abimizle sohbet ederken bayağı bir araştırma yaptık bu konuda. Sonunda  bu bayram tatilinde bu işide bitirdim. Artık siz karar verin bumu yoksa Ali şekerli abimizinkimi güzel:/)
Önce hurdacıdan profiller aldım. Diyeceksiniz derdin ne yeni niye almadın yenisinin boyu 6 metre arabaya sığacak ölçüde de kesmiyorlar:(
80 cm uzunlukdaki profillerden aşağıda gördüğünüz yapı tarafımdan ortaya çıkarıldı:)
en üstteki profilede saplamalar kaynatıp ırgat adı verilen tekneleri kıyıya çekmekde kullanılan aparat monte edildi.
Fazla söze ne gerek var benim vinç çalışıyor. Buyrun izleyin.

Arife günü sabah bizimkini bir yol arayayım dedim. Demezmi arıları taşımaya geliyoruz. Gökten para yağsa bizim kafamıza taş düşer zaten:( Gelir gelmez soluğu kümesin yanında aldı gözü horozda:) ama allah için benim horoz hiç yüz vermedi:)



Benim karga vs için bulundurduğum sapanımı alan Hacı abi dedi tamam vuracam artık bunu:( bizimkide elinde armut hele bir atta gör diyerek savunma pozisyonuna geçti.:/)
Adam oruçdan helak olmuş sonunda fazla dayanamadı gölgeye yıkıldı kaldı. Bir bakayım bayıldımı ne oldu buna felan deyip yanına giddecektimki hacı abi bırak bakarsın kurtuluruz mudahale etme dedi napalım büyük sözü dinlemek lazım../)
Fazla uyumadı adam kalktı bostanda ne var felan lafları ediyor dedim bak şurda yabani armut var gel oraya gidelim:) yedi iftara kadar armut yabani üzüm toplattım da bostan aklına gelmedi..

İftardan sonra ilk başlarda bir üşüme geldi adam nerden buldu bir çarşaf aldı sırtına müddür beyin yeşil kürkü türküsü söyleyip gezdi:/)
Benim tek eksiğim arı yüklemesi yapmamışım ustalık belgemi ondan dolayı alamazmışım:/( dedim tamam. Arıları hacıyla ben taşıdım bizimki arabada diziyor. Meğer dizmek tecrübe gerektirirmiş. Uzatmayayım dedim belgeyi alırım artık dimi:? cevap olarak olmaaaz bide arabadan indirmen lazım demezmi:/( ne dediğimi artık söylemiyeyim:( sonunda gece 23 00 gibi yolladım adamları ohh dedim bu senede kurtulduk:)
Siz genede bakmayın böyle yazdıklarıma gülerek bayrama girelim dedim. İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş derler ya ustamda bana arı taşıtır. Napalım sevilmek bazen böyle zor oluyor. 
Herkese iyi bayramlar.



27 Ağustos 2011 Cumartesi

Dokuz gün be dile kolay tatile baaak..:/)

Bayram dolayısıyla önümüzdeki hafta gene tatiliz:) bende soluğu arılığımda aldım. Dün öğlen gibi geldim ve kızım ilk iş folluğa koştu:/)...Soruyorum kaç çocuk daha doğrusu kaç şanslı çocuk varki follukdan yumurta alabiliyor günümüzde...Beş altı sene önceydi galiba bir adamcağız oğluyla otobüste giderken koyun sürüsünü gören çocuk babaaa köpeklere bak ne kadar çok demiş:/) benim kız yumurtayı koyunu köpeği biliyor:/)bu çok önemli. Her şeyi o çocuk gibi kitapdan televizyondan öğrenirseniz bir kasabadaki ilk okul mezunu bir adam karşınıza geçer yapamadıklarınızı kendisinin yapabildiğini söyler kalakalırsınız. Ben eğitimliyim, hatta kariyerde yaptım nasıl olur, olamaz, yapamazsınız dersiniz göremediğiniz şey otobüsteki çocuğun köpek zannettiği koyunlar gibi çok şey olduğunuzu zannetmeniz ama hiç bir şey yapamayan biri olduğunuzu göremeyişinizdir. Hayatın içinde öğrenilmeyen yada yaşamın pekiştirmediği hiç bir eğitim eğitim değildir. İşte bu nedenle beş tavuk, ,üç beş arı ve bir kedi besliyorum.
Bir önceki sene Gökçe ada (imroz) gezimin bana öğrettiği eskisi olmayanın yenisi olmaz atasözümüz ve ne kadar tüketen bir toplum olduğumuz idi. Eskiyen bir kanepemi sabırla zımparaladım ve cilaladım. Ha unutmadan bu bilgide kitaplarda yok yaşamın içinde var.
Kızım bu gün baba eski lastiğimiz varmı dedi:/( otomobil lastiği olacakmış:/( dedim hayırdır meyer tv de izlemiş salıncak yapacakmış. Dedim lastik yok ama aletlerimiz var gel tahtadan yapalım. Yaptık:) Mutluluğuna diyecek yok.
Buda benim depo ana kutusu. Yeni sisteme çabuk adapte oldu inekler.
Farkında olmadıkları tek şey ballarını iki kere petek gözlerine koyup sırladıkları. Napalım bu arılarda tv gazete ve para  yok. Ekonomiyi bilmiyorlar:/(

Alttaki resimde Ali Şekerli abim beni çok sever bende onu. Biz onla yarışırız kabak yetiştiririz (bu sene erken havlu attı) çeşitli aletler yaparız. Buda benim zihni sinir projem bakalım ne çıkacak:)
Son olarak trafikde sakin araba kullanırım. Beni sıkıştıranlara arkadan yaklaşıp sellektör yapanlara uymam çünkü onlar serseridirler....Fakat geçenlerde biri hem arabama zarar verdi hemde hakaretlerinde ileri gitti mahkemelik olduk. Unutmadan tazminat davalarında avukatlık ücreti tespitinde adet o ki tazminatın %20 sini  alıyorlar. Yani siz davacı olursanız bir şey ödemeden kazanılacak oan tazminatın % 80 nini alıyorsunuz. Unutmadan bu bilgide üniversitede anlatılmadı hayatın içinde öğrendim. 
Herkese iyi bayramlar...


22 Ağustos 2011 Pazartesi

Tatlı yorgunluk....

Mehmet Yüksel kardeşim mutlu tavuklar diye haber yapar ya hep; işte bunlarda benim mutlu tavuklarım:) niye mutlu; geziyorlar sıkış tepiş bir ortamda kapalı olarak yaşamıyorlar.
Bu cuma öğlen gibi bahçeme vardığımda baktım gece yattıkları yerde bir yumurta. Hemde Vecdi abimizin yolladığı yumurtalardan çıkan, siyah Erzincan ekotipi :) tavuklar yumurtaya başlamış...
Tabiki yumurta, haftalardır yumurtlamışlarmı diye her gün kontrol eden kişinin midesindeki yerini aldı:)
Yumurtayı resimdeki gibi kırıp içini boşallttım.
İçini hemen hemen aynı renkte alçı ile doldurdum bunu folluk olarak hazırlayacağım yerde bırakacağım böylece başka yerlere yumurtlamalarıa mani olacağım.
Karıncalarla başa çıkamayınca ana arı eşleşme kutularımı sehpaya aldım. Ayaklarına yağ sürüp karıncaların yukarı tırmanmalarına engel olacağım. Bu sehpa şimdilik böyle kışın bütün kutularım bunun üzerine alınacaklar.
Bir önceki hafta Arıcı arkadaşım Salih kardeşimin arılarını kontrol etmiş hatta birinin ballarını almıştık. Bu balları çıta bal olarak tükettiler diğerinin ballarını ise süzmeye karar vermiştik. Bu hafta dedim ekip zaten kalabalık sende gel şu süzme işini halledelim:) cumartesi sabahdan bizim bodrum temizlendi makina ve ekipman yerlerine yerleştirildi.
Arada telefonlaşıyoruz o daha çıkarken ben balları alıp bodruma taşımaya başladım. Arıları kovan önüne koyduğum çuval yada kontraplaklar üzerine silkiyorum. Kovan içine silkerseniz kattaki alınmamış çıtaya tırmanan arılar defalarca silkeleniyor ki buda sinirlenmelere neden oluyor. Bu yöntem en iyisi.
Silkilen arılar kuzu sürüsü gibi muslukdan içeri giriyorlar.
Ben işi nerdeyse yarıladım ki baktım körükcüm tepede göründü:) Kalan balları birlikte aldık. Bagajda 10 çıta balı, kavun karpuz vs. nevalesiyle gelmiş. Böyle çalışmaya gelene onların orda ekmeği elinde derlermiş. Ne diyelim bundan iyisi şamda kayısı:) Adam hem ballarımızı süzdü hem karnımızı doyurup gitti:) hani belki birileri duyar dedim ama ama nerdeee :)
Önce onun çıtaları süzdümki kaçmak için kapı olsun adama,  hakkını yememek lazım benim ballar süzülene kadar çalıştı. Sık sık bu süzme makinası kaç para felan diyordu:( sanırım seneye kendine makina alacak ve gelmeyecek. İş bittiğinde gece saat 22.00 idi:(
Salih abimizin ballarını kavanozlara doldurduk. Benim balları ise tenekelere. Teneke doldururken içinde hava kalmaması çok önemli aksi halde fermentasyon yani sirkeleşme başlıyor. Bunun için dolum aşamasında aşağıda görüldüğü şekilde doldurma deliği yüksekte kalacak şekilde altına bir tahta parçası koyup çalışıyorum. En son noktada ise sapını hafifçe kaldırıp o vaziyette doldurmaya devam ediyorum ve tapasını kapatırken hiç hava kalmamasına özen gösteriyorum.
Gece yatmam 01 00 i buldu ertesi gün yani pazar günü süzülen çerçeveler arılara dağıtıldı yalasınlar diye. Bu hafta dinenirim artık:(

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Ana arı kutularımda tamamıyle plastik yanak çıtalı sisteme dönüş yaptım.

Bu hafta sonu benim depo kovan yeni çıtalı son sistem kutusuna aktarıldı.
Eski çıtalarda kalmış olan ballar sıkıldı ve bir kutu içinde arılara geri verildi. Böylece ana arı kutularım için çıta hazırlama denen kabusum sona ermiş oldu:)
Pazar günü ise tüm kovanlar elden geçirildi.

Bala çalışan katlı kolonilerde ise kabaca bal miktarı kontrolu ve tespiti yapıldı.

Aşağıdaki filmde ise düzensiz petek ve çıta kullanımı sonucunda şekli bozuk olarak şişirilen bir petek traşlandı ve kolonide düzenleme yapıldı. Tabiki nektar akmının kesildiği bu dönemde gene şort tişortla çalıştım. Bu işler öyle sakal okşamaya pek benzimiyor. Karniol arısının özelliği.




Tavuklarımın bakımıda önemli. Özellikle suları dört gün boyunca suluklarında kalıyor. Havaların sıcaklığı nedeniyle de yosun tutma mıktarında artış gözlemleyince dezenfeksiyon işlemi uyguladım. Önce güzelce yıkadım sonra her yerine çamaşır suyu fısfısladım yarım saat kadar bekledikten sonra durulayıp sularını doldurup verdim.
Beyaz ve kahverengi kırçıllı olan tavuğum sıcaklarda kanatlar ve ağız açık serinlemeye çalışıyor.



12 Ağustos 2011 Cuma

Köyü olmayan tek ilçe....

Evet Bozcaada Çanakkale iline bağlı olan ve köyü olmayan tek ilçeymiş.:/) bende bu tatilde öğrendim. Pazartesi akşamı adaya ulaştığımızda şöyle bir gezip ön bilgi edindik. Önemli bilgilerden biri burada yemek yerken kazıklanabilirsiniz. Örneğin bir balık lokantasında sipagetti 15 tl fiatını görünce uyandık:( benim tespitim merkezde ucuz ev yemekleri yiyebileceğiniz yegane yer hafızın yeri denen lokanta.
Bunlar tarihi ada evlerinin altlarındaki sıradan balık lokantaları, pansionlar ve hediyelik eşya satan dükkanlar.
Yemekden sonra gene merkezde çay içebileceğiniz tahta sandalyeli çay bahçeleri de mevcut. Benim çocukluğumda çok sık gidilirdi böyle yerlere o günlere gittim.

Ada da birbirinden güzel pek çok koy var. Tertemiz iç beni diyen berraklıkda suyu olan kumsalları mevcut.
Ayazma plajı bunlardan en meşhur olanı.

Suyu soğuk olsada kendinizi denize girmekten alamıyorsunuz. Tabi yanınızda sevgilinizde varsa onunla kumdan kale yapmak paha biçilmez:/)
Adada her yer sapsarı olmuş. Tabi arıcı gözüyle bakılınca böyle. Yoksa üzüm bağları ve çamlıklar yemyeşil bir örtüsü var adanın. Ancak arının nektar kaynağı olabilecek bitkiler sapsarı sadece bu mor eflatun çiçekler vardı etrafda.
Adada iki yerde arı kovanları gördüm hepsi tek katlı fenni kovanlar yada karakovanlardı.

Ada oldukca rüzgarlı elektirik enerjisi karşılanması amaçlı olarak rüzgar gülleri kurulmuş.

Adanın domates reçeli meşhur. Saltonun domates reçeli en eski ve meşhur olanı benden söylemesi. Üzüm bağları ve şarapcılıkda oldukça eski ve gelişmiş.

9 Ağustos 2011 Salı

Ustam beni tatile yolladı:/)

Geçtiğimiz pazar günü bizimki arıyor? abi bu ara nektar akımı kesildi kovanlar birbirini yoklar muslukları daraltırmısın..:/( ne denir tamam dedik kalfayız ya çekeceklerimiz varmış deyip gittik hem onun hemde Saim abimizin musluklar daraltıldı. Sadece tel tabanlıklı olanlar tabiki. Alt çekmecelerde şöyle 2-3 parmak kadar çekildiki havalandırma sıkıntısı olmasın. Bu altlıkların en önemli avantajlarından biride bu işte. Gözüyle görsün içi rahat etsin diyede filme aldık.


Dönüşte benim ana kutularımın depo görevini gören yani zaman zaman gerektikçe ballı yada yavrulu çıta takviyesi yaptığım büyük kutuyu kontrol ettim. Hatırlarsanız bunun eski tip çıtalarını yeni plastik yanaklı tip çıtaya çeviriyordum.
Yavrular çıkmış, ballar yukarı taşınmış.
Üst katta yeni çıtalarda bal kemerleri sırlanmış,

Yavru durumuda gayet iyi. Dönüşte alttaki eski kutuyu kaldırabilirim.
Bu arada bir baktım usta telefonda:/) abi seni bu sene çok yordum masraflar benden bi tatil yap demezmi:/) ikiletmeden yola çıktım:) zaten kafamda bozcaadayı görmekte vardı beleş bir tatile çıkmış olduk böylece...
Bizim kız daha ilk günden kendini havuza attı.
Kaldığımız otelin çatı altlarına yuva yapmış olan kırlangıç kuşlarıda bizi izleyip ustana dua et der gibi bakıyordu:)