Bu sene ilk ve belkide son gezimizi yaptık. Gebzeli ve İstanbullu arıcılar buluşup yola koyulduk. Şöförümüz iki kere yolu kaybedip milleti sabahın köründe uğraştırmış olsada genede hakkını yemeyelim çakı gibiydi:)
Sabahın köründe ilk durak Vize Şenol kardeşim yaw sizi tanıdığım güne ....:) diyerek geldi. Bir gün önceden Ali sanmış ben haber verdim. Ben sandım Ali haber verdi. Sonuçda adamın iki ayağı bir pabuca girdi. İşlerini devredecek adam bulduda yola çıktık:)
Bu Şenol un iti:=) acayip ısırırmış. Beni görünce tırsdı.. Dişlerimi bir gösterdim ne dediğini demiyim:)
Allah dr unda hayırlısını versın der bizimki ya doğru. Midesi ağrıyor verdim eline sütü:)
Sonuçda Pınarhisara vardık. İlk iş kahvede aile fotoğrafı çekildi.
Bizimki çamur herif. Yaptı gene numarasını:) Kış günü muhtar bey ve Bülent Kınalı kardeşimiz menemen yaptılar. Menemen gelince ben hormonlu domatesden olanını yemem deyince Muhtar abi ben senin..... dedi gerisini duymadık:)
Şenol kardeşim menemeni görünce böyle kalakaldı:)
Tabi sağlığa zararlı olacağı için bizimkinin ellerini Aliosman abi tuttu biz menemeni yedik.
Muhtar abimizin kahvesnin önünde klasik her sene çektirdiğimiz veda fotoğrafı ilePınarhisardan çıktık.
O kadar yeme dedik dinlemedi:) olacağı buydu. Şenolcum Hacı abi bile oynadı senle :/)
Yol boyu ıslah çalışmaları yapılan dereler gördük. Yaw geçen sene buaraları sel altındaydı..
Edirnede yolda yürüyen tanıdık bir sima:/) dedik nereye kardeş yürüme bin arabaya:/) varmı kaçmak biz adamı yakalarız böyle.
Veeee... nınınnn kabak tatlısı geldi.... Bizimkine dedim şekeri yükseltir:/) koesterole tavan yaptırır:) yemezmi yedi. Hemde tıksırıncaya kadar:)
Abi menemen az geldi be yaw diyenlerde yedi:)
Ardından Ali Şekerli abimizin arılığına geçtik.