29 Kasım 2015 Pazar

Arılar salkımda, ben bahçede..:)

İlk kez geçen sene başladığım kıvırcık yetiştirme işi bu sene daha güzel gidiyor. Üç tanesini İstanbulda balkonumda saksılara diktim. Bu günlerde alt yapraklarından yemeğe başladım.


Fidelerimi Gebze Kadıllı köyündeki fidecilerden alıyorum. Adamlar civardaki seracılara satmak amaçlı üretim yapıyorlar. İki yıldır ne aldıysam kandırılmadım. Domates, biber, kıvırcık ve çilek aklıma gelmeyenlerde dahil hep söylenen ürünü elde ettim. Daha önceleri yol kenarlarındaki göya köylülerin yöresel ürünlerinin fidelerini alıyordum. Dolayısıyla ülkemize has bu tarz kandırılma olaylarını sık yaşıyordum. Nasıl bir kandırılmaydı bu derseniz örneğin; iri sofralık kırmızı domates diye aldığınız fide minik minik domatesler veriyor. Zira hibrit domatesden tohum elde ederseniz bu sonuç ortaya çıkıyor. Onca uğraşınız bahçenizden toplayıp yemek için kurduğunuz hayal hüsranla sonlanıyordu. İnsani özelliklerden yoksun üç kuruşluk biri tarafından kandırılmış olmanın siniri de cabası tabi.


Kıvırcıklarımın bir kısmını bu cumartesi örtü altına aldım. İnşaat demiri ve borulardan sera iskeleti yapıp iki tarafından naylonu toprağa gömdüm. Diğer iki taraf ki benim bulunduğum  yerde rüzgar almayan güney ve batı tarafı 5x5 cm lik çıtaya zımbalanıp hareketli hale getirildi. Bu çıtalı kısım açılarak sulama ve ürün toplama gerçekleştirilecek. Burada bir şey belirteyim ki seranın her yeri kapalı olmamalıymış. Aksi halde mantar hastalığı oluşuyormuş. Bir diğer önemli noktada şu ki bitkilerde hayvanlar gibi canlı ve beslenmeleri gerekiyor. Yani gübrelemek gerekiyor. Bunu da neden söyledim derseniz organik üretim yapacağım diyen bazı benim gibi balkon bahçeciliği yapmaya çalışanlar ürünlerini gübrelemiyorlar  ondan sonrada benimkiler niye büyümedi oluyor.


Bunlarda pazılarım onlarda yoldalar .


Gelelim geçen hafta başlattığım fare mücadelesine. İnekler yemleri kemirmişler bu güzel haber ve tavukların olduğu alana çıkarmamışlar bu en güzel haber. Ancak hala fare var. Bakalım zamanla neler olacak.


Bizimkiler yağmur soğuk felan dinlemedi gezdiler otladılar. 
Tüy değiştirme tamamlandı ancak hala yumurta yok.

 

Arılarda tek tük uçuş varsada geneli sessizdi. Fiziksel olarak yorulmama rağmen psikolojik olarak dinlendiğim bir yer bahçem. O nedenle hava sıcaklığı behçemle uğraşmamı engellemeyecek seviyelerde olduğu sürece gidiyorum.


23 Kasım 2015 Pazartesi

Aç it duvar yıkarmış

Başlıktaki atasözü doğru çıktı. Kümesimin altı mahalledeki aç köpekler tarafından 50-60 cm derinlikte kazılmış. Akıllarınca içeri girecekler.


Zaten açsın, daha ne efor sarfedesin anlamamki. Hoş aklı olsa yaparmı hayvan işte.


Bu hafta aklımdaki asıl mesele fare idi. Sanırım bölgedeki tüm fareler haber almış olmalıki 2-3 hafta yeten yem geçtiğimiz hafta yetmez oldu. Açlık sınırında yakalamıştım kümesi. Düşündüm taşındım bu tür ilaç tavuklara zarar verme olasılığı en düşük olanıydı. Zira farelerin zahirli maddeyi yemliğe yada tavukların ulaşacağı yere taşımaları ihtimali yüksekti.


Pasta şeklinde olan ilacı elle temas etmeden bakır teller yardımıyle ızgaraların altına bağladım. Elle temas dedimde eldiven kullandım insan eli kokusunu hemen alıyorlarmış ve uzak duruyorlarmış.


İlaçlar ızgaradan 5 cm daha altta olduklarından tavukların uzanması mümkün değil. Bakalım haftaya sonuçları göreceğiz.


Hava sıcaktı ancak arılar sadece temizlik uçuşundaydılar.


Kapı önü savunmaları tamdı.


Kutularım da keyifliydi Bende hiç birinin keyfini bozmamak adına bu haftada arı açmadım.


Kıvırcık konusuna değinmeyeyim diyorum olmuyor.


Fason kıvırcık işine girdiğini iddia eden arkadaşa bak benimkiler bu kadar oldular diyorum:)) Bir iki hafta sonra yerim.


Pazılarımda yolda bu sene kış sebzeleri açısından son anda yakaladığım ekim dönemini iyi değerlendirdim sayılır.


15 Kasım 2015 Pazar

Modifiye bal eritme kazanı..

Bu hafta yeni bal eritme kazanıma ilave yaptım. Bu seneden itibaren sağdığım balları 8 litrelik kavanozlara koymaya karar verdim. Tenekeler laklı olmalarına rağmen paslanabiliyor. Evveli sene bunu yaşadım. Kavanozlarda kullanmak amaçlı geçenlerde yeni bir bal eritme kazanı yapmıştım.Geçen sefer yeni kazanımda ilk erittiğim kavanozlarda alt kısımlarda erime olmadığını görmüştüm. Bunun nedenini anlamak için termometremin probunu kavanozun alt kısmına koyunca sıcaklığın 30 dereceler civarında olduğunu, üst kısımda ise 45 derecelerde bulunduğunu gördüm.


Suyun kab içinde devirdaim yapmasını sağlamak, dolayısıyle ısının alt ve üst kısımlarda aynı derecede olmasını temin etmek amacıyla basit bir akvaryum motoru kullandım. 

Motor 60 watt lık bir şey. Çalıştırınca suyu aşağıdan emip yukarı basıyor. Pompa çalışır vaziteeyken termometrenin probu kavanozun altındayken ve üstündeyken sıcaklık aynı ve istediğim derecede yani 45 derecede sabitlendi. Burada bir tespitte daha bulunmak doğru olacakki oda evelki bal eritme kazanımda ısıtıcı teneke kutunun alt kısmında bulunmaktaydı. Burada ise kavanozun altından 4-5 parmak daha yukarda bulunuyor. Her ne olursa olsun bence bal eritme kazanlarınızın hem alt kısmından hem üst kısmından sıcaklık ölçümleri yapmakta fayda var. Hep söylenir ama yaşayarak görmek farklı bir şeymiş demekki. Sıcak su yukarda soğuk su aşağıda toplanıyormuş  :))


Havalar sıcak gidince çimlerde uzadılar..:( tabi iş çıktı ve biçtik.


Ancak kıvırcıklarım bayağı bir geliştiler.


Kümes tabanımdaki ızgaraları yarım metrekare kadar eksik almıştım onuda tamamladım.


Hayvanların ayaklarının takılıp yaralanacakları açıklıklar kalmadı.


Bu hafta arı uçuşu pek yoktu. Bende gereksiz yere arı açmadım.


Havanın güzel olması tavuklarıma yaradı bol bol böcek ve yeşillik yediler.


Bu ay sarmısak ekme ayıymış. 250 gram iri başlı sarmısaklardan seçerek aldım 


Beşer cm arayla ektim bakalım neler olacak.


Bu haftada böyleydi işte...:))


8 Kasım 2015 Pazar

Arıcılık, bahçe, tavuklar kısaca dinlenip geldik:))

Bu haftada gene bahçemde ve arılarımlaydım. 
Bizim tavuklar havaların soğumasıyla birlikte kışlıklarını giydiler.
Bende uzaktan gülerek hadi yolun birbirinizi diyorum.
Şaka bir yana yumurtayıda kestiler. Tüy değiştirme zamanları. 


Kümesde uzun zamandır temizlenmemişti.


Bir farede kümese ortak olunca ızgara çıtaları kemirilerek kullanılmaz hale geldi.


Bu hafta yemciden kümes için üretilmiş plastik tabanlıklardan aldım,


Yerden yüksekliği oldukça iyi ve ayaklar sağlam tasarlanmış


Tahta ızgaralar atılıp kümes tabanı iyice temizlendi.


Yeni tabanlıklar döşendi. 
Aklımada geldi ama eksik almışım işte haftaya bir paket daha alacağım.


Bu hafta sıcaklık düşüktü pek arı uçuşu yoktu. 
Ancak yarım çıtalı kışlattığım kutuları açtım.


Onların bölme tahtalarına köpük yapıştırdım.


Sıkıştırma işlemini bu köpük takviyeli bölme tahtalarıyle yaptım.


Aklımın ve tecrübelerimin el verdiği kadarıyle sıkıştırma işlemini hallettim.


Hani güzelde oldular.


Bizimki geçtiğimiz günlerde strafor bölme tahtalarını boyamıştı.
Arılar boyanmamış yerleri kemiriyorlar diye şikayetçiydi:))
Yaw arkadaş böyle naylon poşete koyaydın ya :))


Bak ne güzel bölme tahtası oldu sıkıysa kemirsinler:))
Akıl bu işte :))


Sadece arı ve tavuklara bakım yapacak değiliz ya.
Kendimizi de ihmal etmedik tabiki.