Bu cumartesi dostlarım arılığıma geldiler. İlk resim olarak yaptığımız ilk iş arı açmak olunca bunu koydum.
On çıta arılı koloniyi görenlerden maşallah sesleri yükseldi.
Yusuf kardeşimle piliç muhabbeti başladı. Benim bu seneki feriklerimi o vermişti sağolsun. Irklar konusunda kısa bilgilendirmeye tabi tutulduk. Bende bir ferik varki kedi gibi evcil insandan kaçmıyor. İlhami abide onu sevmeye doyamadı.
Terasımdaki damızlıklarımı da görücüye çıkardım. Ana boyalı olmasına rağmen bulmakta zorlandık zira bu mevsimde anayı oldukça iyi saklıyorlar. Bizim usta ya bu ananın kızlarında iki renk var deyince kısa bilgilendirme yaptım kendisine:)) Damızlık ana denince akla bal verimi, sakinlik, çok yavru yapma, hijyen vs gibi daha pek çok özellikle ilgili genleri çift dominat yani baskın olan analar kastedilmeli dedim. Neden deyincede bunun f1 lerinde bu saydığım özelliklerin baskın olarak ortaya çıkması gerektiği ve bu nedenle öyle olması gerektiğini söyledim. Sarı yada siyah renk özelliğinin bir arıcı için önemli olamayacağını söyledim. Damızlıkların suni tohumlama ile üretildiği için bal üretiminde kullanılamayacağı ayrıca sebebi tam izah edilememekle birlikte melez azmanlığı denen ve arılarda bal üretiminde yaşanan bir özellik nedeniyle kullanımda ana arıların f1 olması gerektiğinden bahsettim.
Damızlık analarda bu önemli genlerin muhakkak dominant x dominant çifti şeklinde olması gerektiğini dominant x resesif çifti olursa görünen özellik dominantın öne çıkması olmasına rağmen f1 lerde resesif x resesif çaprazlanmasında ortaya istenen özelliğin çıkamayacağını yada istenmeyen özelliklerin çıkabileceğini belirttim. İşte bu nedenle gerçek bir damızlık ana özelliği taşıyan bir ana arının erkekleri bire bir ana arının özelliklerini taşır yani erkek arı; ana arının yarısıdır dedim. Ayrıca f1 anaların erkeklerinde spermden gelen kromozomlar yani genler devreye girmemiş olduklarından dolayı f1 lerin erkekleri de birebir damızlık ananın erkekleri gibidirler diye söyledim.Bu nedenle arıcılar f1 ana arılarla çalışmalı ama f2 yada f3 kulanmamalılar diye belirttim.
Bu sene aşısız dut ağacıma yaptığım durgun göz aşısından birindeki göz bayağı irilemiş. Tutturduk galiba:)) bu aşı gözünün dutu başparmak büyüklüğünde dutları olan ağaç inşallah tutar.
Bütün gün sohbete doyamadık. Epeydir bir araya gelememiş olmanın doluluğu olsa gerek.
Tabi aradaa kaçamak hırsızlık olaylarını da yakalamadık değil:))
Çatıdaki yedek f1 lerimden birini sıkıştırırken Sadri abi yapmayın böyle sıkıştırırsanız bu koloni kışı çıkaramaz felan derken bayağı üzüntülüydü:))
Ana ne saklanırmış beş kişi ara ara bulduk:))
Terasımdaki manzara hakikaten güzeldir. Çorlu ilçesi görünür.
saçları değirmende ağartmadık diyen Sadri abimiz kestane nasıl çizilir onuda ayak üstü anlattı:))
Tabi maşayı elimden eksik etmedim yoksa ekip laklak etmekten iş yapamıyor:))
Ustanın pintisime denk geldik bir kavanoz kestane şekerini beş kişi kokladık.:))
Masa tenisi maçını bir sayıyla kaybettik. Yaşça küçük ve ev sahibi olmanın gereği buydu zaten:)
Bizim kart horozun yenmeden önceki son hali buydu.
Mangal işi Sadri abimize kaldı. Hepsini yemeğe kalkınca biz itiraz ettik. Gelmeyin yakarım felan diye dirensede elinden zorla alıp paylaştık.
Sofrada boğazda kavga var misali herkes doyma derdinde:)) Pilavın en güzel yeri yani dibini sıyırma işi Yusuf kardeşime nasip oldu:)) yatılı okulda okuduğum yıllarda bu önemliydi:))
Sadri abimizin eşinin ellerine sağlık tatlı güzel olmuş.
Kestane ustasına bakın hele:)) pişen kestane böyle açılmalıymış:))
Dostlarımın ayaklarına sağlık. İyiki geldiniz. Kendi adıma çok güzel bir gündü.