28 Eylül 2014 Pazar

Kümes karadenizlilerin işgali altında :))

Kış yüzünü gösterdi :)) derler ya işte yağmur ve fırtına elimizi çabuk tutmak lazım zaman geldi de geçiyor.
Kışlık stoklar bizimkilerde henüz tamamlanmadı .
Bu nedenle cuma gününden meşhur invert şurubumuzu hazırladık. Malum sakkarozu invert etmek için krem tartar kullanıyoruz.
Önce 2,5 litre suyu bir tencerede kaynatıyoruz. Buna 5 kg toz şeker ilave ediyoruz. Burada çok önemli bir nokta var ki oda; dibi tutmasın diye eriyene  kadar sürekli karıştırıyoruz. Eridikten sonra karıştırmaya gerek yok sadece kaynayıncaya kadar bekliyoruz. Kaynayınca bu ölçüdeki şuruba bir tatlı kaşığı krem tartar katıp köpürmesi bitene kadar daha bekleyip altını kapatıyoruz.


İnvert şurubumuz artık hazır soğuduktan sonra bidonlara doldurup arılığa götürebiliriz.


İnvert şurubumuzda 2,5 litre yani suyun yoğunluğu 1 olduğu için 2,5 kg su var. 5 kg de toz şeker var. Tarttığımızda 7 kg geliyor. Yarım litre kadar su kaynatma işlemi sırasında buharlaşmış. Toz şekerin 5 kg ı 2,5 litre gelmektedir. Şurubumuzun 4,5 litresi 7 kg olduğuna göre 1 litresi 1,5 kg gelmektedir. Bu hesabı piyasada satılan baklava şuruplarıyla kıyaslamak için yaptım.Onların 1 litresi 1,3 kg gelmekteymiş (ambalajlarında öyle yazıyor) yani benim hazırladığım bu şurup kurumadde oranı olarak onlardan çok daha iyi durumda yani daha fazla toz şeker içermekte. Kışlık stokları arıların oluşturmaları için bence en uygunu bu. Zaten bende bu nedenle sadece bu ölçülerde kendi yaptığım invert şurubu kullanıyorum. Bu şurup hacim bakımından birebir diye tabir edilen şuruptur.


Ben kayık tipi şerbetlik kullanıyorum. Çuvalı köşesinden aralayıp, koloniyi çok rahatsız etmeden şurubu veriyorum.


Ben daha çuvalı kapatmadan ilk müşteriler göründü:)


Kümesteki yaşlı tavuklardan kalan üç tanesi daha bu hafta kesildi. Şu anda kümesde oy çokluğu karadenizli piliçlerde:) bakalım ileriki zamanlarda neler göreceğiz. Yusuf  Şimşak kardeşimin hediyesi olan bu piliçler şimdiden oldukça iriler. Yumurtaya başlamadılar ama sesleri kartlaştı. 


20 Eylül 2014 Cumartesi

Bu hafta daha çok gezdim..

Bu hafta bal erittim. Malum ayçiçek balı donuyor. Aslında doğal bal donuyor demek daha doğru olur. Bende donan balımı 45 derece civarında 2-3 gün benmari usulu bekletip eritiyorum. aşağıdaki termostatlı bal eritme kazanımın yapılışını daha önce paylaşmıştım.


Eriyen ballar kavanozlandı. Eş dost ve arkadaşlara ulaşacaklar.


Cuma günü arılığıma gittim. Sardunya çiçeğinden polen ve nektar alan arıyı ilk defa gördüm.


Hazır gelmişken Cemil abimle (acayip horoz keser) beraber yaşlı horoz ve tavuklardan birini midemize doğru yola çıkardık.


Sonra sıra geldi geçen hafta saldırgan kolonime verdiğim anayı kontrole.


Malum kek kısmı kapalı kafeste idi ve bir hafta bekledi.


Tüm çıtalar arıları silkelenip meme kontrolü yapıldı 


Bulunan memeler temizlendi. Daha sonra kafesin kek kısmı açıldı ve kekli olarak koloniye verildi. Arılar anayı kendi çıkaracaklar. Yüksek olasılıkla kabul edecekler. Haftaya göreceğiz bakalım.


Bu günde ustama misafir oldum:)) karşılama töreni neskafe ikramıyla başladı.



Öğlen yemeğinde menü malesef buydu:(((


Akşama doğru vijdan azabından olsa gerekki kavun yedirdi:))


Hayvansever adamın hali başka komsunun tavuklarıda nasiplendi.:))


Ben kafama göre arılıkda çalışırken (çöp toplamak ve etrafa saçılmış haldeki çıtaları muhafaza altına almak) bir ara baktım bu napıyor diye:(( işte tüm gün yaptığı iş bu neye yarayacaksa:))





14 Eylül 2014 Pazar

Yenen kazıkların bileşkesi.......

Düşünün arkadaşlarınızı arılığınıza çağırmışsınız akşama kadar çalışıp yorulmuşsunuz ve sıra ikrama geliyor. Aldığınız karpuzu kesiyorsunuz kelek çıkıyor:(.... şimdi bizimki diyecekki ben yıllarca manavlık yaptım olmaz öyle şey, benim aldığım karpuz kelek çıkmaz, ben karpuzdan anlarım.:)) Kaç yıl manavlık yaptın kardeşim 5, 10 neyse işte... Geçenlerde bir ortak arkadaş Muhteşem abiye söyle şu şahısları silsin güncellemelerden demiş :(( dedim onun yaşı kaç da bana böyle konuşabiliyor, neticede silmedim onları ve bu gün ne gördük.......sadece kendisi anlasın diye bu kadar yazıyorum. Ali bey 50 yıldır insanların arasında yaşıyorsun bak adamımız kelek çıktı gördünmü karpuz kelek çıkmış ne olurki. Tecrübe bu işte; yani "yenen kazıkların bileşkesi" 


Çalıştığım iş yerinde kankam dediklerimden biri hayatını değiştirecek bir işe müracaat etti. Yıllarca aramadığım önemli mevkide bir arakadaşımı sırf onun için aradım ve işi halloldu. Karşılığı ne oldu derseniz (beni yeni aldığı atına bindirecekti)  üç kuruşluk bir yeni yetmeye beni sattı:(( biz saçları değirmende ağarttık sandı herhalde çeşitli triplere girdi ama eline.... neyse işte öyle:((( bu kadarcık yazmayla oda kendisini anlar artık...Aşağıdaki fotoğrafı eylül ayında benim vişne ağacı çiçek açtı diye yazmak amaçlı yüklemiştim, memlekette ne lale ler kötüledikleri adamlarla kol kola gezmeye ve "abi" dediklerini satmaya  başladı bırakında eylülde açsın vişne ne olurki . Biz tecrübe sahibi olmaya devam ediyoruz.


Bırakalım bunları gelelim biz arıcılığımıza. Bu hafta kıymetlilerime varoa için laktik asit uygulaması yaptım.


Elimdeki laktik asit %85 lik bundan 100 mililitre bir kaba koydum.


Sonra üzerine su ekleyerek 500 mililitreye tamamladım. Bunu çıtaları tek tek çekip fıs fısla arıların üzerine Püskürttüm.


Bunlarda körüklük yakıt olarak hazırladığım kartonlarım. Rulo haline getirip körüğün kovasına koyup alttan tutuşturuyorum işlem tamam.


Bu hafta bazı kıymetli f1 lerimi boyamam lazım. Neden derseniz bunların seneye yaşadıklarına emin olmamız lazım zira erkeklerine ihtiyacımız var. Malum erkekler anneannelerinin kopyalarıdır. Bunun için kafeslerin kek kısımlarını beleş bir kek :) ile doldurdum hazırladım.


Ana arıları bulabildiğim mavi oje ile boyayıp kafese koydum. Kafeslerin kek kısımları açık arılar ertesi güne kalmaz çıkarırlar. Diyeceksiniz niye böyle yaptın boyar boyamaz salarsam ana arıyı üzerindeki elimin ve ojenin kokusu nedeniyle keserler. Siz siz olun hemen salmayın boyadığınız anayı.


Aşağıdaki kafeste ise kek kısmını bantla kapadım ki anayı çıkaramasınlar. Zira bu ana bu senenin f1 i ve saldırgan bir koloninin anasını sıktım ve bunu yerine verdim. Bir hafta sonra meme kontrolü yapıp varsa memeleri temizleyip bantlı kısmı açacağım. Sonra kendileri çıkaracaklar. Bu durumlarda kafese bu yeni ananın alındığı kolonideki işçi arılardan bakıcı arılar ve kek kısmınada kek koyuyorum ki anayı beslesinler. Zira bu yeni anayı veridiği koloni nadirde olsa besleyemiyebiliyor.


Kafesi kek kısmı aşağıya gelecek şekilde koloniye yerleştiriyorum. Bunun sebebi kovan içi sıcaklığından dolayı kek akarak ana arıyı boğmasın.


Geçenlerde birileri durgun göz aşısı demişti. Hatta bunun için özel aşı bıçağı ilede hava atmıştı. Buyrun kardeşim bakın olmuşmu:)) seneye görecez sonuçları:)) aşı macunu olarakda bantın üstüne çekomastik kullandım:))



Bu haftada bu kadar haftaya kadar sağlıcakla kalın.


7 Eylül 2014 Pazar

Bu hafta dolu dolu geçti ve yorulduk. Hafta içi dinleniriz artık:)

 Geçtiğimiz çarşamba sevgili ustam beni ve Sadri abiyi arılığına davet etti. Derdi neydi anlayamadık. Menüde karpuz ve bisküvi vardı:)) 


Bir yerden yumurta yollamışlar bize onları gösterdi. Ama durumu iyi değil galiba:(( yumurtaları bir sağdan sola sayıyor bir soldan sağa sayıyordu. Allah yardımcısıı olsun ne diyelim. Bir ara ne yapaaksın onca yumurtayı yarısınıda bize paylaştırsan diyecektimki bakışlarından ürküp cümleyi tamamlayamadım:))


Geçen haftalarda balını koklatmayan çıraklardan felan bahseden bizim usta kalfanın balını bakın nasılda kokluyor :))


Arılık selfisi böyle olur deyip poz verdik. :))


Dört adet ana arıyı ben gelmeden önce naaptıysalar anlayamadım kafeslerinin kek kısmını açarak kutulara saldılar. Eskiden benden gizledikleri uygulamalar genellikle uzun sürer ve bana yakalanırlardı. Anlaşılan işin ustası olmuşlar iyice ki artık yakalayamaz oldum:))


Cumartesi akşamıda apiterapi konusunda konuşmacıyım:(( dinleyenlere bakın kıtlıkdan çıkmış mübarekler.


Şaka bir yana güzel bir gündü.


Benim çocukluğumdaki en favori oyuncaklarımı birer birer kızıma yapıyorum. Tornetten sonra sapanda yaptırdı:)) canlıya atmak yok kaydıyla yaptım boş tarlalar artık minin taşlarla dolacak:))


Komşum cemil abimin ağaçlarını bu bitler sarmış. Yakın plan çekince şaşırdım hiç bu kadar yakından karşılaşmamıştık ineklerle.


Hayatın hiç bir anının aslında tekrarı yok. Özellikle tehlikelere karşı bu kesin bir kural ve sonuçlar üzücü olabiliyor. Bu nedenle işlerimizde tedbirli olmak çok önemli. Bende bu hafta 5 metre yükseğe çıkıp tamir ve boya yapacağımdan dolayı "paraşütçü tipi bir emniyet kemeri" aldım. Önden böyle;


Arkadan böyle görünüyor.


Merdiveni bulunduğu yere sıkı sıkıya bağlayıp sabitlediğim gibi kendimide emniyet kemerimle sabitledim. Diyeceksiniz derdin ne birini tutup yaptırsana:(( yaw üç keredir yaptırıyorum senesi dolmadan sıva ve boyalar dökülüyor. Bu sene artık kendim yaptım.


Bu hafta Arıkent firmasının 6 standart çıtalık ruşetlerinden aldım. Kendileri yarım çıta konabilsin diye yan kısımlarada çıta kanalı açmışlar ve dörder çıtalık üç bölme oluşturulabileccek şekilde bölme tahtası kanallarıda açmışlar.


Bölme tahtası kanalları 1 cm daha derin açılsa bölme tahtası kulaksız olabilirmiş. Ancak bunada çözüm buldum ve kulak ilavesi yaparak sorunu çözdüm.


Yağlı boya ile bir güzel boyadım.


Benim el yapımı ruşetlerimde bulunan damızlıklarımı bu yeni ruşetlere aktardım.


Şu anda nektar geliri yok. Altı çıta dolu dolu bir koloni ve ben hala şort ve t-şort ile arı açıyorum. Bu arılar ile çalışmak hakikaten keyifli..


Terasa dizince yan yana pek de havalı durdular.

1 Eylül 2014 Pazartesi

Hoyda breee..:)))

Bu sene ustamın bana yolladığı sırık domatesler boyumu geçtiler. İnanmayanlar görsün diyerek ölçüde aldık :) Başlıkta güreşte rakibini tuşa getirenlerce söylenen bir bağırış şekli olduğundan bize yakıştı diye düşündük tabiki :))


210 cm i geçtiler. Burada bir konuyu belirtmekte fayda var, benimkiler her gün gübrelenip sulanmıyorlar:)))


Ayrıca domatesler geçmeyede başladılar. Bizde tuta muta hastalığı felanda olmadı.


Geçen sene budama işini taşerona yaptırmıştım bu sene elmalar dalları kırıyor herkese tavsiye ederim.


Bahçe bölümü böyle iken arılarımında artık kış bakımlarını yapmaktayım. Neler yapıyorum derseniz kuluçkalıkta anaya yumurta atacağı yeterli alan açıyorum. Malum şu anda atılan yumurtalar artık kış arılarını oluşturacaklar.


Teşvik beslemesine devam ediyorum.


Ana üretiminde kutu arılandırmada kulandığım depo kovanımda aynı bakımlardan geçmekte. Bu sene buna ihtiyaç olmadı zira bölmelerim dışında ana üretmedim. 


Geçen hafta anasını göremediğim ve günlük yumurta hatta açık larva kalmamış olan bir kolonime yumurtalı açık larvalı çıta vermiştim. 


Hiç meme yapmamışlar ana yumurtaları döşemiş geziyor. Böyle yapmasaydım ve bu koloni anasız kalmış olsaydı son kapalı yavruda çıktıktan sonra yalancıya kaçma olasılığı yüksek olacaktı. Böyle davranarak bu riski önlemiş oldum.


Kolonilerimin güçleri maşallah yerinde. Bundan sonra teşvik ve kış stoklarını yaptırma amaçlı beslemeyle önümüzdeki senenin hayallerini kuracağız.


Hünnap ekmiştim bu bahar. Üzerinde ilk defa çiçek gördüm. Hayırlısı bakalım ne diyelim.


El demirlerimi sprey boya ile kırmızıya boyuyorum. İkide bir kaybedip sonrada otların arsında bulmaktan bıktım. Bundan sonra daha kolay bulunacaklar.