30 Mayıs 2011 Pazartesi

kabak, arı, ana arı, civciv ve gaz....:()

Bu hafta cumartesi hava kapalıydı ve bahçe işlerimi hallettim. Evde daha önce meyve kasasına diktiğim kabak ve domates tohumlarından çıkan fideleri giderken yanıma aldım. Domatesler garantili organik pembeler...

Kabaklar ise benim fuarda aldığım kestane kabağı, Mehmet Yüksel kardeşimin Almanyadan yolladığı dev kabak tohumu ve Ali şekerli abimizin kabak tohumlarından çıkmış olanlar. Fuardan aldığım adapazarı ziraatin tohumları firesiz çıktı.

Pazar günü hava açtı ve bende arıları açtım. Bu sene 9 kovanla bala girdim. 4 tanesinde uyguladığım koloni yönetimi çuvalladı ve oğula gittiler. Bir taneside bizimkinin yanında çıktı ve bizi aleme malamat etti:) kendisi der ya her şeyin hayırlısı işte...

kalan 5 kovanımda durumlar aşağıdaki gibi ballar sırlanmaya başlanmış. Çıtayı silkince zaten artık bal fışkırmıyor. Bu durumda balın olgunlaştığını gösteriyor. Önümüzdeki haftalarda sağarım artık.

Böyle iyi durumda olan kovanlara yıldız koyuyorum. Bizim usta taş tahta kullanıyormuş:)

kayıt kartlarını kapakların içine zımbalıyorum sanki daha kullanışlı olacak.

Sıra ana kutusu çıtalarımı kabarttığım kovana geldi veee... açtımki helal olsun sizlere dedirttiler. Hemen hemen 2 tanesi hariç hepsi kabarmış. Ana arı yumurtayı döşemiş. İşlem tamaaam..

Yavrulu çıtalar tek tek tarandı ve ana arandı.

Ana arı bulundu 3 adet arılı çıtayla beraber alındı ve bir kutuya nakledildi. Yanına 3 tanede ham petek onup alındı.

Ana kutusu nakledilecek ya yolda çıtalar kaymasın diye böyle çivilerle çakıldı. Aman belirteyim saldırgan bir arınız varsa bunu denemeyin zira bir anda arının üstünüze boşaldığını görürsünüz.

Analı kutu alındı uazağa götürülecek ki tarlacılar geri dönmesin. Ana kutularımın yenilerinde havalandırma alttaki 2 adet telli delik ve muslukdan sağlanıyor.

Arılarımın işi tamamlandı. Yeni ve eski civcivler birleştirmenin başarılı olduğu gözlemlenince aradaki tel bölme kaldırıldı.

Geçen senedden beri ana arının uyutulması işiyle uğraşıp duruyorum. Bir tek benim ustayı uyutamadım:) Geçtiğimiz hafta havalı tabancalarda kullanılan CO2 tüblerinin bir aparatla bu işte kullanılıp kulanılamayacağını araştırırken kendimi bu tip silahları üreten firmada buldum. Firma sahibi Nihat bey kardeşim, sayıca günümüzde az kalmış olan iyi niyetli temiz yürekli insanlardan birisi, sağolsun ilgilendi ve tabancaların tüp haznesine ilaveler yaparak bu aparatı geliştirdi. Kendisine teşekkürler. Bir tane yapıyorum deyince aman ha döverler beni vallahi üç tane olacak dedim gülüştük. Sağolsun bana, Ali ve Sadri abimize birer tane olmak üzere üç tane yaptı.

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Dört gün arılıkda ve bahçede işleri nispeten yola koydum...

Bu hafta malum dört gün tatil yaptım; arılığımda ve bahçemdeydim. İlk gün gözüme çarpan tuzaklarımdan birine oğul girmiş olmasıydı.


Bu seneki ana arı üretimi için kullanacağım plastik çıtaları yarım ballığa dizdim. Zaten bu çıtalar da yarım ballık çıtaların yarısı kadar. Bir yarım ballık bunlardan 20 tane alıyor.

Yarım ballığın altına uyduruk bir taban tahtası yapıp;

içine şerbetliğide koyup,

işlemi başlattım. Ertesi günü ham peteklerin kabartılmaya başlandığını da gördüm. Bu sene ana arı kutularımda bu çıtaları kullanacağım. Bu plastik çıtalar ana kutuları için çıta hazırlama derdime son verdiler.

Oğul önleme faaliyeti için yaptığım bölmelerden bu senenin f1 lerinden biri çıkmış yumurtayı da döşemiş.

Bu arada işlerimin arasında birde misafir ağırladık:( adamlar resimde görüldüğü gibi meksikalı kılığına girmiş olsalarda benim usta ve hacı abiden ibarettiler yani yemedik:) misafir bereketiyle gelir felan diye ayak yapsalarda herkes bilirki güdümsüz birileri arılığa geldimi ters giden bir şeyler olur. İşte öylede oldu ve bir oğul çıktı. Bizimkiler boğaz derdinde ben o sırada oğulun peşindeyim:( neyseki kaysı ağacına kondu da bende iki lokma bir şeyler yiyebildim.:)

masada yiyecek bir şeyler kalmayınca gitti oğulun başına:) dedim sıkıyosa bunu ye:)

Neyse oğulu kovana onlara aldırdım da bi işe yaradılar:) tabiki meme kontrolünü ustamla beraber yapıp işi tamamladık. Ertesi günü tüm kovanlar elden geçtiler ve meme yapmaya çalışanların ağızlarına biber sürüldü.

Bu sene Sadri abimizin kuluçkalığında çıkan civcivler büyümüşler ve kümese alınmışlardı. Son olarak Vecdi abimizin yolladığı yumurtalardan çıkan civcivler de adam sınıfına girip kümese nakloldular. Aralarında anlaşıp sevişene kadarda tel bölmeyle birbirlerinden ayrı tutuldular. Bu sene tavuklar, arılar ve bahçe işleri son hızla gidiyorlar. Bahar ayı olması nedeniylede ufak bir ihmal bir seneye mal oluyor malum. Allah sonumu hayretsin. İşlerimin bu kadar hızlı olması sebebiyle de sabah erkenden gelip kahvaltısını yapıp sohbetini kısa tutan misafirleri başımız üstünde taşımaya başladık:=) ve arkalarından seslenip erkekseniz temmuz sonu ağustos başı gibi gelin bal sağımına bekleriz dedik:=)

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Zor yerden oğul alınması...

Geçen sene yazlığımın yolu üzerinde söğüt ağacına konmuş bir oğul görmüş ve almıştım. Yakın çevrede bildiğim arı yoktu. En yakın ben ve bir arkaddaşımın arılığı vardıki ikiside nerdeyse 500 metre mesafede idiler. Neyse çok fazla düşünmeden kısmet deyip alıp arılığa getirmişdim. Aradan bir kaç ay geçti geçmedi komşu siteden bir arkadaş (ki tanışınca Özkan bey olduğunu öğrendim) geldi ve sizi internetten tanıyorum benimde iki arım var beraber bakalımmı deyince ve arılığını görünce oğul aldığım yerin hemen 50 metre altında ağaçların arasına gizlenmiş iki adet kovan olduğunu gördüm. Dedim insan buraya arı koyarmı:) niye dedi şaşkın şaşkın bakarak dedim bana hırsızlık yaptırdın bak:) ben şurdan oğul aldım, ne bıleyım senın burda arın var:( neyse oldu artık sana bır borcumuz var demişdim. Arada görüştük arıcılık konusunda hasbihal ettik körükçüm felan diye haber yaptm hoşgörüsüne sığınarak vee geçtiğimiz hafta bir oğul geldikiii ...bakın bakalım. Geldi inekler yabani böğürtlenin içine girdiler. Altına kovan girmez, daldan tutulup alınmaz:( bir yer... ama çözüm tükenmez bizde ve aldık işte hemde maskesiz:)
Bizimki bana ustalık belgesi vermez ama benim körükçüler benden önce usta oldular yansammı sevinsemmi anlamadım işte... İşin sevindirici tek yanı borcumuzu kapadık rahatladık:) bereketli olur inşallah.


Zor yerden oğul alınması görüntüleri mturunc

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Sezon tam gaz gidiyor bizde yanında...:/)

Bu hafta cuma akşamından arılığıma gittim. İlk iş terasdaki arı kontrol edildi. Keyfi yerinde..





Akşam olması nedeniyle yapacak iş bulamayınca bazı kovanlarda güneş etkisiyle oluşan açılmalar tamir edildiler.









Cumartesi günü sıradan kontrollerime başladım yaptığım bölmelerden biri ham petek vermemi kendi diliyle söyledi:)





Arılarımın durumları hedeflediğimden de iyi gidiyor.


Katlı kolonilerde meme kontrolü yaptım.





Bu kış sönen sepet kovanımın petekleri güvelenmeden kesilip alındı ve eritildi.





Konuştuğum eski arıcılar bir sepette ne olacak 3-4 çıta arı vardır derlerdi. Bakın bu peteklerden birini bozmadan çıkardım hemen hemen standart çıta buyukluğunde. Buyrun siz karar verin kaç çıta arı vardır bir sepette.







Bu hafta kovanlara koymuş olduğum erkek arı çıtalarından kapananları da bozdum. İçlerinde varoa kontrolü yaptım. Hiç göremedim bu moralimi düzeltti. Bulaşıklık fazla değilmiş.











Erkek gözlerinde varroa kontrolü mturunc

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Anneler günü, cumartesi ve pazar çalışmalarım..

Geçtiğimiz cumartesi günü kızımın okulunda yıl sonu törenleri vardı. Amaç bir yıl içinde neler yaptıklarını sergilemekdi. Gittik düzenlenen etkinlikleri izledik.


Bu törenin içine anneler günü sürprizi de ilave ettiler. Tüm anneler sahnede çocuklarından çiçek aldılar. Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.

Cumartesi akşamı arılığıma geçtim. Geçen hafta başladığım kümes pazar günü öğlene kadar tamamlandı. Dubleks bir yapı oldu. Üstte geceleyecekleri folluk bulunacak olan kapalı kısım yer alıyor. Yaklaşık 80 cm e 50 cm bir alan.

Alt kısım ise 200 cm e 100 cm ebadında ve 100 cm yukseklıkde tel kafesden ibaret. Üst bölümle alt kısım bir merdivenle birbirine bağlanıyor. Bakalım nasıl olacak seveceklermi. Kafes teli gözleri iri olduğu için (bahçe çiti teli kullandım) dıştan ayrıca sercelerin girmesini önlemek için de alçıpan sıva işinde kullanılan tülle kapladım.

Kümes işi bitince eski kovanlarımdan birine (ki geçen sene bu kovanda ciddi rutubet problemi yaşamışdım) alttan havalandırma açtım. Bu bölümü telle kapladım.

Bu seneki bölmelerimden biri ruşette sıkışmış ve şerbetlik altına dalak atmış aldım onu bu modifiye kovana naklettim.

Bu seneki polen toplama faaliyetine devam ettim. Bu kadar daha stoklarıma ilave ettim.

6 Mayıs 2011 Cuma

Kalfa her işi yapar, usta yatar:(

Bu gün sabah aradım bizimkini ağzının kenarıyla konuşuyor:( dedim ne o, ne oldu:( önümüzdeki hafta öte tarafa yatırım yapmak amaçlı olarak seyahata çıkacak ya planlarının önemli bölümünü bu gün izin alarak çalışmak üzerine yapmış...
Şefininde akabaları soba zehirlenmesi sonucu hayatını kabedince izin alamamış. Allah rahmet eylesin çok üzücü bir durum. Heleki ölenler babaannelerinin yanında büyüyen iki küçük yavru ve babanneleri olunca ....
Bizimki de izin mecburen suya düşünce karalar bağlamış, dedim üzülme, en kötü meme beslettiğin kovanlardan çıkan oğulları seyrederiz felan ama moral sıfırın altında... Dedim dur be ölmedik ya, hani sen dersin ya biz amele grubu değiliz bizim grup azdır ama özdür iş yapar. Ben gelirim kalfa olarak olaya el koyarım...
Ben bir şeyi söylersem yaparım...Öyle konuşalanları yazarsam lafları etmem yazarım...Öyle öğretildi bize...Ve tabiki dediğimi yaptım saat 13 30 da arılıkdaydım.
Ama hacı yok telefon ettim nerdesin abi:)demezmi namaz kılıyom:) yaw dedim elde telefon nasıl oluyor:( neyse başladık beklemeye yerde yabani sümbüller açmış. Fotoğrafladım:)

Bu arıda su içecek yerkalmadı ayakkabımdan içiyor:) dedim sen bilirsin..Ben kaydederim bakarsın gün gelir; yayınlarım diye seni tehdit ederim :) tabi yersen..

Hacı geldi işimiz zor yolumuz uzun:) hemen en önemli tedbiri aldık..Sonra işin yoksa ayaklarının fotolarını çek ve gece acıdan inle:)

Canım ustam benim bana eldiven almış:)

Elit astronot kılığına girdik. Malum aynı cins arıyla çalışacağım birazdan...

Hacı abiyle beraber bir giriştik 60 kutu arılandırıldı..Kutu deyince her biri üç gözlü:( Bu arada saat 17 00; Önünde zafer pozu vermekde Hacı abiye düştü yaşı gereği...

Saat 17 45 bizimki paydos etmiş geldi..Manzarayı görünce yüzünde gülücükler açıyor başladı şaklabanlıklara:) Ofisde görev tanımı yapıyor bizim ekibe..:(


Allah kimseyi gülmekden ayırmasın ama şakayı geçelim bizim ekip işte budur merak edenlere duyurulur. 2007 yılından bu yana bloglardaki yorumlardan bakın kimler varmış şimdi kimler kalmış... Neden bazıları gitmiş nedenmi alacaklarını akıllarınca almışlar ve gerek duymamışlar bu alemde dolaşmaya ama biz insan arıyorduk sanalda buldukda dost arıyorduk buldukda şimdi diyorumki yeri de yardık konuşulanları yayınlarım diyenler buyursunlar çekinmesinler ama o yarıkdan girmek kime yakışır onu da bilemeyiz

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Arıcılıkda işlere sonunda yetişebilir oldum...

Bu hafta sonu sadece pazar günü çalışabildim. Kanolalar tamamen açmış, her yer sapsarı. Hava sabahdan soğuk olmasına rağmen öğlenden itibaren düzeldi. Arılar çalışmaya başladı.





Bu benim geçen sene kat attığım sepet kovan. Araya ana ızgarası koyup, altada 10 adet temel peteği yerleştirip bırakmıştım. Ağustos başı gibi bal sağımında açtığımda alt kattaki tüm peteklerin kabartılmış olduğunu, ama dirhem bal konmadığını görmüştüm. Arada ızgara olduğu içinde anada inip yumurta atamamış, tüm bal yukarda birikince ve garibim sayemde oğulda veremeyince:) bloke denilen olay tam anlamıyla oluşmuş olacakki bu kış bu arı sizlere ömür. Ama bu uygulamamın bana şöyle bir faydası olduki ben arılarımdaki koloni yönetimi düşüncemi bu sepet sayesinde değiştirdim. Bu sene arılarıma kat atmıyorum kata çıkartıyorum. Bu benim için, sadece arılarına hafta sonları gidebilenler için uygun olacak. Arılar sıkışıp oğula gidemeyecekler. Bu konu http://www.aribakani.com/ adresindeki forumda etraflıca yazıldı ve tartışıldı.



Bu şekilde bu hafta arılarımın bakımları ve konrtrolleri yapıldı. Bala çalışan dokuz kolonimde tek bir ana memesi dahi görülmedi.

















Sadece kendi arılarımın kontrolü ilede kalmadım. Komşu sitede oturan ve iki kolonisi bulunan Özkan bey tam işin ortasında geldi ve benim arılara da bir bakabilirmiyiz:( demezmi ...Biz ustamızdan sonra demeyi öğrenmedik. Kendisi sağolsun her sıkıştığımda gelmiştir. Bu nedenle hemen gidip arılarını almış olduğu yeni kovanlara aktardık. Resimde aldım ama berbat çıkmışlar o nedenle yayınlamadım.

Aşağıda bu seneki tavuklarımı koyacağım kümesin gezinti bölümü görülmekde. Pazar günü öğlene kadarki serin havayı bunu yaparak değerlendirdim. 5X5 cm lik ahşap malzemeden 200X100X100 cm ölçülerinde bir kafes oldu. Yokluğumda köpeklere karşı önlem olarak bahçe çit teli ile kapladım. serçeler girmesin diyede ayrıca kümes teli ile kaplayacağım. Önümüzdeki hafta bitirip piliçleri koyarım artık. Köşe kısımları böyle metal parçalarıyla takviye edildi. Tabi bunun ilave gece kalacakları kaplı bir mekanıda olacak. Haftaya da onu halledeceğim.




Bu sene arılığımın ve çevrenin otlarını biçmek çocuk oyuncağı oldu benim için. Malum bütün kış uğraşıp buraları tesviye etmişdim. Şimdide sefasını sürüyorum çim biçme makınamın sepetini takmadan kısa sürede hallediyorum.









Eğer sistemli çalışırsanız ve tabi yeterli alet edevatta varsa işiniz kolaylaşıyor. Çim ekili olan alandaki bakamadığım çiçeklikleri de bu sene çim yaptım. Daha güzel görünecek.




Bu sene ilk defa polen tuzağı kullanıp polen topluyorum. Bunun içinde önden takmalı tuzaklar kullanıyorum. Tuzakların çalışmasını filmede aldım.









Tuzakların polen tutucu levhalarını haftada bir gün takıyorum. Tuzaklar giriş kısmları açık olarak diğer günlerde yerlerinde kalıyorlar. Buradaki amaç arıların musluğu yadırgamamaları.