30 Haziran 2010 Çarşamba

Bu gün gülmekten kırıldık:)

Bu gün Ali Türk e trakyada yer bakmaya gideceğiz. Başak şehirli Salih Ve Kemal abimizde bize katıldılar onlarda Aliyle beraber arı getirecekler. Ali yanında iki tane ana getirmiş önce arılara verelim sonra Ereğliye gideriz dedik ve arılığa gittik. Körük yakmaya ne gerek var canım açıp çıtaların üstüne verecez altı üstü:)

Ohhho ho kih kih bizimkinin haline bakın gardını almış boksör pozisyonunda, arılarda girişmiş sağlı sollu vuruyorlar:/ bense üzüntüden kahroldum ama ne yapabilirimki mecburen kaçdım ama bu görüntüleride aldımki arılardan davacı felan olur delil olsun adama dimi:)

Neyse dayak faslını fazla uzatmayalım adamın onuru gururu var:) atladık arabaya soluğu Sultanköyde aldık ve aşağıdaki biçilmiş tarlaya arıları koymaya karar verdiler. Köyde Salih abimizin bayağı sözü geçiyor.

Daha sonra benim bahçeye gittik. Baktım adam ağaç yapraklarını yiyor:)

Kemal abide bozuldu meyve kalmamış olmasına ama napalım dimi:) misafir umduğunu değil bulduğunu yer:)

Tabi onlara demedim Saim ve Nimet abilerin meyveleri hallettiğini:)

Fakat bizimkiler meğer numara yaparlarmış, benim kuşlar için bıraktığım meyveleri toplamışlar:( Neyse güzel bir gün geçirdik Kemal abimizin eniştesine takılmaları ve bizimde ondan taraf olmamızla süren sohbette gülmekden kırıldık.
Bizimki bu hafta balları sağıp arıları nakledecek. Bende cumadan tatile çıkıyorum İzmir seferihisara kayınçoma gideceğim bakalım eniştesini nasıl ağılayacak:) Ali balları sağınca dönerim artık :)

27 Haziran 2010 Pazar

Ayçiçeği açmaya başlaaaaadııı.....Elinizi çabuk tutuuuuun demeedi demeyin..

Bu hafta yazlığa giderken yol boyunca ayçiçeklerini inceledim. Ay çiçekleri tamam gibi. Zaten nektar da gelmeye başlamış. Hayırlısı bakalım neler olacak. Ben üç hafta kadar arıların yanına gidemeyeceğim. Malum biraz da il dışına çıkıp farklı yerlerin havasını almam lazım. Bu nedenle benim ineklere yetecek kadar ham ve kabarmış petek takviyeleri yaptım. Zaten bu verdiklerimi doldururlarsa tam volelik orta olacak:)



















Bu hafta dolaşırken Ereğlide terzi Ahmet olarak bilinen arıcı abimizin yanına gittim. İstanbuldan biri karnıol arıdan bahsetmış. Diyorki kanola arıyı bitiriyor. Dedim benımkıler bitmedı hala ful yavrulu cıtalarım var. Şaşırdı. Bir adet karnıol f1 analı koloni verdim kendine denesin diye. Dedim olur olmaz adamlardan ana alma. Damızlık anası garantili guvenilir saf karnıol olan uretıcıden al dedım.

Bu arada benım karakovan bu halde hayırlısı bakalım:) Bizimkine duyurulur...

Eeee ne demişler etme bulma dunyası. Beni işletir, Nimet abimizi işletir. Bir seferde keni tomgaya basar. Muglada Nimet Çavuşoğluyla dalga geçmiş. Adres tarifi konusunda. Bakında karar verin kendisinin tarifine. Tekirdağda benim evi tarif ediyor:)

21 Haziran 2010 Pazartesi

Bu hafta Tekirdağdan herkesin ilgisini çekecek bir haberle başlayalım. Ay çiçekleri yaklaşık bir metre civarındalar. Daha yeni kelle tutmaya başlamışlar. Haberiniz olsun ayçiçeğine daha vakit var. Kestaneciler moralinizi bozmayın daha ballar sırlanmadı diye.

Bu hafta bizim Mehmet Yüksel kovanının yavru düzeyi dolu dizgindi. Kapalı yavrular göz önüne alınarak ham petek takviyesi yapıldı.

Şu anda on iki çıtaya ulaştı inekler. Ayçiçeğinden önce ballık kısmı açılır sanırım.

Benim bu sene bölmelerde ürettiğim karniol f1 lerden biri. Boyarken kanat göz felan komple olmuş ama problem yok.


Katlı kovanlarda eski petekler kuluçkalıkdan ballığa aktarıldı. Kışa yeni petekler ile girmek lazm.

Balkon fakiri üç katlı temiz kabarmış petekler kuluçkalığa, kuluçkalıkdaki eski petekler ise ballığa alındı.


Evveli sene Trakyalı Şenol kardeşim bana bir sepet arı hediye etmişdi. Bende dururmuyu o sene bunu söndürmeyi başardım. Geçen sene bu sepet tekrar arılandırıldı ve şu an dışdan görünüm olarak çok iyi. Şunu açayım halini bir göreyim dedim ki vayki vay...:((Sepeti yerinden oynatmamla beraber bacaklarımda ayaklarımda müthiş bir yanma o ne sanki sepet üstüme yığıldı.. Bırakdım kaçdım ve bu sıcaklarda iki pantolon ve çift çoraplı olarak geri döndüm.:))Ayçiçeği geliyor birazda bana çalışabilmeleri için alt kısma bir ballık koydum. Ballığıda sağıma kadar açmamak üzere kabarmış petek ve ham petekle doldurdum.

Bizimkini çağıracam bunun sağımına:/)

Bu hafta itibarıyla savaşdan galip çıkmış komutan edasıyla dolanıyorum arılığımda. Nede olsa bu sene koloni yönetimim bence başarılıydı. Oğula bir arı hariç arı kaçırmadım ki sadece hafta sonu kontrolleriyle anca bu kadar oluyor. Bahar balımı sağdım ve arılara yalatılmış kabarmış peteklerim yeter sayıda olduğunu düşündüğüm ham peteklerimle ay çiçeğini bekliyorum.
Bu sene bahardan itibaren tel altlıklı kovanlarla çalışmaya başladım. Ali Türkün çekmecelerinde canlı varroalar gördüm. Benim altlıkların bazıları çekmeceli ama hiç birine çekmece koymadım. Kışın oksalik uygulamasından sonra varroa mücadelesi yapmadım. Tel altlıkların arıların üzerinden düşen canlı varroaların tekrar arıların üzerine çıkamamasını sağlaması bence varroa mücadelesi açısından çok önemli. Ayrıca sıcaklarda musluk önlerinde salkımlar oluşmadı. Arılarımda ise geçen senelere göre gelişme oranı çok çok yüksek ben bunu tel altlıklı kovanlarıma bağlıyorum. Gelecek senelerde bakalım neler göreceğiz.

17 Haziran 2010 Perşembe

Bu hafta eğlenceye doyduk :)...

Bu hafta pazartesi öğleden sonra Ali Türk ün yanına gittim. Sadri abimizde arıcı abilerimizden vede bizim kadar bu işin meraklısı. Allah sonunu hayretsin onunda bizimde.


Bir ara baktım ikisinin elinde bir naylon torba kovanın başındalar. Akıl sağlıklarına dua ettim gün boyu:) gülmeyin kardeşim bu durumun tıpda ilacıda yok napiyim:)

Geldim ve ben gelir gelmez zıp bir oğul çıkdı:) ben gülmekden yerdeyim ve bu görüntüyü alabildim. Gudubet adam gene geldin bak olanlara diyerek geliyor:) sanki ben gelmesem olmayacakdı kazma:) aslında nasıl olduğunu bir anlatsam yarılırsınız gülmekden ama Ali beni kesin vurur. O nedenle susmak menfatim gereğidir.:)

Bu da benimle çok özel anları paylaştı ama şu anda hayatta değil:( olsun napalım.

Dün akşamda sirk gelmiş bizim oralara aldım kızı gittik. Benim çocukluğumda ulaşılması zor şeylerdi. Bizimkide gülmekden kırıldı.
Tam gösterinin ortasında Ali aradı kapadım yüzüne arada aradım dedi nerdesin sirkteyim deyince desene seni kaybettik deyince yok be seyirci olarak geldim aklına yanlış şeyler getirme dedim :)
Atlar sirklerin olmassa olmazlarıdır.
İp cambazlarıda vazgeçilmezleridir. Aslında ekmeklerini taştan çıkaran insanlar onlar.

Trapescilerde yüreklerimizi ağzımıza getirdi.


14 Haziran 2010 Pazartesi

Bu hafta sonundan kalanlar...

Bu hafta lavanta çiçek açmış arılarda ziyarette kusur etmiyorlardı.


Bu senenin analarını boyuyorum. Bir günlüğünede kafeste tutuyorum.




Aceleniz ne be.. utanmadan hem boşluğa hem kafese dalak atmışlar diyecemki baktım bu geçen haftanın boyanan anası ve unutmuşuz kafesi almayı. Oda intikam olarak dalağa yumurta atmış:)


Benım ana arı uretım depomdakı boşluk bu sene karakovan balı uretım tesısı olmuşdu.

Sağdım kahvaltıda da hanı ıyı gıttı:)

Ortaya çıkan boşşlukda cıtalarla tamamlandı.

Bu arada bızım karakovan bal çekmeye devam ediyor. Nerden buluyorsa.

Mehmet Yüksel kovanıda hızını artırdı. Aklınca ıkazda bulunuyor bana hayırlısı..

Daha önce benimde bir körükcüm var demişdim ya İşte Yusuf abimiz aradı abi gel dedi. Benim şu arıyı birde sen gör. Dedim napalım bizimkide zamanında bana gelmişdi. Mecburen atladık gittik ohhh be özlemiim benim eski arıları sarındık sarmalandık nasıl yapmayalım yediler mubarekler:) dedim derdin ne abi ya değiştirelim anasını karnıolla şunun.












7 Haziran 2010 Pazartesi

Ohhh be işler yoluna girdi:/

Eveet bu cuma öğlen saatlerinde arılıktaydım. Hafta sonu yağmurlu olacağını düşünerek yaktım körüğü. İşe moral düzeltici bir gözlemle başladım. Kontroller bittiğinde ise standart kovanlarımda oğula meyleden ve anasız kovan olmadığını görmek bana ohhh be dedirtti. Bizimki benle dalga geçiyo neymiş ben hobici olmuşum. Bak gel sende ol öyle gecenin beşlerine kadar ıslanıp uğraşma bul kendine bir ..... arıcı, ver arıları ona, sonrası.......? şimdi demiyim uyanır muyanır.:/
Benim balkon safı keyifli geçen hafta kestiğim memenin yerine yenisi yapılmamış.

Buda geçen haftalarda birleştirdiğim kovanım. On çıtada sıkışık halde. Yavrulu çerçeve durumları göz önüne alınarak kat attım.


Geçen sene iş yerimde kışlayan kutuya kat atmışdım. Onu yazlığa getirip kaderine terk ettim.
Oda cuma günü oğul verdi. Yav dedim bu kadar arı nerenden çıkdı. Bende onu su kovasıyla aldım:) Geçen sefer karakovana bir avuç arı silkelemişdim bu seferde ruşete bir kova arı döktüm:)


Bu aldığım oğul yaklaşık iki çerçeve kadar arısı olan bir oğul. Elimde de bir bölmem daha var yaklaşık üç çerçeve arılı dururmuyum birleştirdim ikisini.


Cumartesi gecesi iki katlı ruşette bir gece bekleyen iki koloni 10 çıtalı bir kovana alındı. Koloninin biri bir yana diğeri bir yana kondu. Pazar günü ise fazla çıtalar alınıp iki koloni birbirine yanaştırıldı. Arılarda kırma olmadı. Yaklaşık beş çıtalı bir kolonim oldu. Aşağıdaki film montajında bazı bölümler hızlandırılmış mod da oynatılarak montaj yapılmışdır. Bizimki soracak abi nasıl yapdın diye alacağı cevap ise şu diplomayı bir görelim:/

Pazar günü hava serin, kapalı aldım tırpanı arılık kısmının otlarını biçiyorum. Baktım sepet kovanın önünde bir kümelenme var dedim ne var bunların elinde yakdım körüğü. Bir şeyde yokmuş ama el demirine karşı popolarını kaldırıp iğnelerini gösteriyormuş gibiydiler. Bende başladım oynamaya ve kaydetmeye. Hatta bir tanesi korkak çıkdı hem iğne gösteriyor hemde sepete doğru kaçıyordu. İçeriye sanki "abiiii yetiiiiş" diye seslendiki bir aslan parçası bir fırladı ve çullandı demire:)