30 Kasım 2008 Pazar

Ben olunca sayılır işte......

Bu gün beykozda Oktay ve Tuncay Erdemin arılığına davetliydik. Daha önce bensiz bensiz Ali Türk gitmişti bende sayılmaz demiştim. Onlarda sayalım diye beni davet ettiler tabi mecburende Ali türk de geldi:)) Adres bulmakta hiç zorlanmadık yol gösterici arkadaşlar görevlerini hakkıyla yerine getiriyorlardı.

İlk başta geldiğimiz evin bahçesinde akıllı bir çocuk Ali türkü engellemek için elinden geleni yaptı ama nafile bizimki bulabildiği tek meyveli ağac olan yabani cennet hurması ağacını kuruttu.



Daha sonra Oktay abilerin arılığına geçtik ilk geldiğimiz evin sahibi olan Saim abi bize körük nasıl yakılır dersi ile başladı işe. Adam benim dumanı çıkmayan körüğümü görmüş daha önce.


Literatüre geçecek bir tedavi yöntemi daha öğrendik. Arılarda kepeklenmeye karşı şampuan kullanılıyormuş bunuda öğrendik.

Ali Türk arılara oksalik asit uygukaması yaparken arıların sıkıştırılmasında kırlent yastık uygulamasınıda gördük. Oktay abi aman bunu yayınlamayın hanım görürse yanarım dedi ama ilkeli yayıncılık politikamız gereği yayınlıyoruz:))


Ekipteki herkes acemi arıcı kardeşim bir kovanın anasını bulamadılar. Tarafımdan formik asit pedi üzerinde bulundu meğer garibim oksalikte yanacağına fomik asiti tercih edderim deyip kendini atmış oraya bizimkiler kümelenmiş arı içinde arıyorlar onu fakat tecrübe başka şey tabi anında buldum ben


Kasım ayı aşımızıda beleşe getirdik bu arada tırnak yatağından uyguladılar bu sefer bayağı zıpladım ama Ali görüntüleyemedi:)


Dört kişi bir olup bir mangalı yakamadılar.

Ama İbrahim abi tam teşekküllü mangal yakıcısı olarak işe el koydu ve sonuç işte:))

Bu arada mangalda balıklar pişerken Ali Türk e yeşil sebze ağırlıklı kolesterol düşürücü diyet uyguladım. Sağolsun sözümden hiç çıkmaz..

Pişen balıklar kardeş payı yapıldı tabiki iki Aliye üç bana şeklinde hakkaniyetli bir şekilde paylaştırıldı.





Bu pazarı böyle değerlendirdik. Resimlerde çıkmayan (ben reklamı sevmem dedi) Aziz abimize mangal başında uğraşıp bizi doyuran ama solucan ilacı olmadan ben balık yemem diyen İbrahim abimize (ben ya bendede solucan var ilaç isterim dediysemde bana vermediler) ev sahibi ki sağolsun bizi çok iyi ağırladı Saim abimize Oktay ve Tuncay Erdem abilerimize ( ya herkese abi dıyorumda amma küçüldük yaşça be cebe sığacaz) çok teşekkür ederim. Gerçekten güzel bir gündü yeni arıcılar tanıdık arıcılık sohbeti doyulmazdı..

29 Kasım 2008 Cumartesi

Bir cumartesi böyle geçti......

Bu cumartesi öğlen saatlerinde hava güzeldi.Balkondaki kütük kutuda polen getirenler bile vardı. Fırsat deyip dört hafta önce verdiğim şeritleri aldım.

Daha sonra Ali Türkü aradım arkamdan ihtiyar mihtiyar lafları ediyormuş ifadesini aldım. (Hoş kendi sitesinde de yazmış demediğini ama.) Atladım gittim Sultanbeyliye 28 cm genişlikteki tahtalardan aldım sonra yakındır deyip Ali Türke uğradım. Baktım oturuyor marangozda çay içip kestane yiyor. Beni görünce aldı çekici çiviyi çalışıyor numarası yapacak aklınca ama tespit anında yapıldı tabii

Bide kapaklara don lastiği olarak bilinen lastikler zımbalamış hemde iç tarafa ne olduğunu anlamadım oda söylemedi:))

Hani çalışıyodun iki tane kapakmı yaptın yapa yapa diye bir taraftan fırça atıyodumki çekici parmağına vurdu:)) O an tarafımdan yakalandı...

Neyse biten kapakları yükledik benim arabaya doğru hacı abinin bahçeye gittik. Tek derdim sürekli ağlayıp duruyor gitti benim güzelim kapak diye ya (bana 37 nolu frolaynı sıfır kovan içinde verdi o sanıyor sadece yeni kapak gitti aman uyanmasın) sesi kesilsin. Artık sacı olmayan kapak kalmamış sayemde ohh ya dedi hacı abi iyiki geldinde bu işi bitirdik:)) Hemen orada ayak üstü bir yağlı boya resimlerini yaptım (öhö öhö) Bu arada meşhur can eriğinin tadına bakayım dedim hacı abi boğazıma sarıldı yiyemedik:)) Bu arada çalıştığım kurumdan verilen kışlık elbiseleri ve almış olduğum tahtaları vererek canımı kurtardım ve eve dönebildim:))

24 Kasım 2008 Pazartesi

Ana arı kutularının kek bölümü kapatıldı

Bu gün sabah hava sıcaklığı 4 dereceydi.



İşyerimdeki ana kutularındaki arıların arka kısımda bulunan kek bölümleri ısınma açısından problem yaratacaklardı ve tedbir alma zamanı da bayağı geçmişti. Bunu için bulduğum atık strafor parçasından kek bölümünü tamamen kaplayacak şekilde parçalar kestim.

Sonra bu parçaları o bölümlere koyarak kek bölümlerini tamamen doldurdum. Artık kutudaki arılarım sadece yaşam alanlarını ısıtacaklar.











23 Kasım 2008 Pazar

Canlı arıyı alttan görüntüleyebilmek:))

Bu gün evde olunca balkondaki kütük kutuyu gündüz gözüyle gözlemleme olanağı doğdu. Bilindiği gibi bizimkiler kanarya gibi beslemeye alındılar. Üstleride görüldüğü gibi naylon poşetle kapatıldıki yağmurdan felan etkilenme olmasın. Bilindiği gibi birileri kütüğü yağmurda bıraktı boyada yokmuş kütükte ne denir hayvanların kaderi böyleymiş. Ayrıca lastik ile altındaki ahşap kutuyada sabitlendi. Böylece fırtına vs etkileyemeyecek.



Arıların üst kısmına asetat kaplanmıştı. Bunun ne olduğunu bilmeyenler için gömleklerin konduğu poşetler de asetatdır desem anlaşılacak zira hayatımızın pek çok zamanında karşılaştığımız bir malzeme bu.Altındaki bölümü cam kadar net gösterir. Bakın benim arılar bu malzeme sayesinde ne pozlar veriyorlar bana. Hiç canlı bir arıyı alttan ve bu kadar yakından görmüşmüydünüz.



Aşağıda şerbetliğin ağız kısmında sırasını bekleyenleri görüyorsunuz.

Kütükde dört çıtaya arı basıyor durumlar iyi. Şerbetliğin ağzıda kürdanla kapatılınca daha önceki ilk yardım uygulamalarına artık ihtiyaç kalmadı anlayacağınız işsiz kaldık. Artık kanatsız arı görmüyorum üzerlerinde varroa görürmüyüm diye özellikle yakından bayağı çok görüntü aldım onuda göremedim. Bu perşembe dört hafta olacak ilaçları koyalı ve işlem tamam olduğu için günü gelince alacağım.

22 Kasım 2008 Cumartesi

Kapaklarda köpük izolasyon..

Daha önce iş yerindeki kutularda oldukca fazla rutubet vardı. Üstlerine kapadığım asetat üzerinde oldukca yoğun su damlacıkları mevcuttu. Ben bunu asetat yüzeyinin soğuk olması sonucu içerdeki havada bulunan su buharının yoğunlaşmasına bağlamıştım.





Geçen hafta bu iki kutunun kapağına içten 0,5 cm kalınlıkta poliüretan kaplamıştım. Bu gün açtığımda sonucun mükemmel olduğunu gördüm.



Artık İstanbulda hava sıcaklığının 4 dereceye kadar düşeceği hatta kar yağacağı haberleri üzerine kutulara plastik meyve sandıklarından şapkada yaptım yağmur ve karla direkt temas etmesinler diye...



20 Kasım 2008 Perşembe

Kanaryam Güzel Kuşum Ben Sana Vurulmuşum

İlk yardımın birinci kuralı güvenlik tedbirlerini almaktır. Bende ilk seferki boğulma olayına müdahale ettikten sonra bu defa arıların suluğa girmesini önlemek için kürdandan bariyer yaptım. İnekler şimdi girsinlerde görelim.


Nasıl ama arıları kanarya besler gibi besliyorum yahu:)

Keratalarda kanarya gibiler hani:)





19 Kasım 2008 Çarşamba

Habere baaak habere !.........

İş yerindeki kutularımdan birinin üzeri naylon ve ahşap kaplı idi bundaki rutubete bakın. Bu sabah açtım gri izolasyon levhası ve 0,5 mm köpük monte ettim kapağın içine. Buradaki rutubet üstteki naylon soğuk yüzey olunca içerideki su buharı yoğunlaşıyor. Bu görüntü balkonumdaki kütük kovanda oluşmuyor. Zira onun üst izolasyonu mükemmel. Cuma günü gene kontrol edilecek bakalım sonuc nasıl olacak.




Geçen hafta cuma günü otogardaki ANAPETEK firmasına gitmiştim oradaki Mehmet isimli arkadaş beni görünce doktor sunuz dimi sizi tanıyorum deyince kendimi sinema sanatcısı gibi hissetmiş:)) ve bunu da Ali Türk e ilettiğimde de sayemde koltuk yaptın be demişti. Tabi bendeki bu meşhur olmuşluğu çekemediği de ortaya çıkmıştı ( kendi duymasın) Oda bana bir emanet bırakmış onu almaya gittim bu gün valla adam gene tanıdı (tabi bende bu sefer Kadir İnanır bakışları mevcut) merhaba dedim. Arabayı kötü bir yere bırakmış olmamdan dolayı yapılan tüm ikram tekliflerini üzülerek kabul etmeyerek (bu işe en çok Ali üzülecek) emanetimi aldım ve firmadan ayrıldım. Tabi aceleyle birde fotoğraf alayım dedim benden ne kadar foto muhabiri olur resme bakın ve karar verin.

17 Kasım 2008 Pazartesi

Biz hafta sonu gezmedik çalıştık:))

Bu hafta sonu arılarımı yağmur ve kardan korumak amaçlı olarak sardık sarmaladık. Burada kullanılan malzeme su geçirmez örgü kumaş üzerine polyester kullanılmış bir malzeme. Aslında bunlar afiş olarak üretilmiş malzemeler. Kullanma sürelerinin sonunda hurdalığa giderlermiş. Bir arkadaşım tarafından bana iletildi sanki eni boyu kovanlara göre üretilmiş. Resimlerde görüldüğü gibi havalandırma sorunu yaratmayacak şekilde kovanların koruması yapıldı. Afişlerin yazılı kısımları alta gelecek şekilde uygulandı.








Kovanların sarılıp sarmalanmasından sonra bu sene ihtiyacım olan ve geçen hafta kestiğim ballıkların montajına başlandı.


Çıta oturma kanalları aşağıda görüldüğü gibi 2 cm yukseklik ve 1 cm derinlikte yapıldı.


Ballıklar tek parça ve 2 cm kalınlıkta ahşaptan imal edildi. Duvar tahtaları birbirlerine tutkallanıp 4 cm lik vida ile üç yerinden sabitlendi.


Bu hafta sonu toplam 12 ballık montajı tamamlanıp bodrumdaki yerlerini aldılar. Böylece ihtiyacım olan 20 ballık elimde daha önceden mevcut 8 ballıkla tamamlanmış oldu..



Şu anda 1 adet kuluçkalık ve 4 adet ruşet montajıda kutu olarak tamamlanmış durumda. Geriye 7 kovan kapağı, 4 ruşet kapağı ve 6 kuluçkalık montajı kaldı. Tamamlandığında çıta çakma işi kalıyor geriye.


Bazıları geçen sene olduğu gibi gezip duruyor. Bakalım bahara ne yapacak.

14 Kasım 2008 Cuma

Büyük Şef Ziyaretime geldi......

Bu gün Büyük Şef Murat Çakır iş yerime ziyaretime geldi. Naparız biz arıcılar uzun uzun malum sohbetlerden sonra kış günlerinde arılarına giydireceği özel kıyafetler ayarlamıştım onları verdim. Ayrılırken arılarım sana minnettardır dedi:)))


13 Kasım 2008 Perşembe

GERÇEK İLK YARDIM GÖRÜNTÜLERİ

Dün balkondaki kütük kutudaki arılarıma kuş suluğu ile üstteki delikten şerbet vermiştim. Şerbet bitince ağız kısmından içeri girmişler. Ben havasızlıktan boğuldular sandım önce bu arıları balkonda uçuş tahtası üzerine silkip bıraktım. Sonra aklıma geldi geçen sene Ali Türkün soğuk ve açlıktan öldü dediğim arılarını sıcak taşla ısıtıp bal şerbeti vermiştik ve kutu kendine gelmişti bunlarda soğuktan uyuşmuş olabilirler diye aldım bunları bir kavanoza koydum üstünü hava alsınlar diye delikli bir kumaşla kapadım ve kaloriferin üzerinde ısıttım daha ilk anda ortaya çıkan görüntüler aşağıda evet işte ilk yardım bu HAYAT KURTARICI GİRİŞİMLER ....... Ayrıca bir tencereye ılık su koydum kavanozu ağız kısmından ılık suya daldırıp daldırıp çıkardım yani üzerlerindeki şerbetide yıkadım. Sabaha kadar evde sıcak ortamda tutacağım sabah balkona silkelerim bakalım ne kadarı kurtulacak..İkinci film yarım saat sonra çekilen görüntülerdir..

Bu arılar gece kavanozda evde misafir edildiler. Sabah 06,30 gibi evden çıkmak zorunda olduğumdan dolayı karanlıkta uçuş tahtalarına silkeleyip bıraktım. Görüntü sabahın köründe bu kadar olabiliyor ama % 90 nını kurtardık öğlen saatleri gibi iç işlerinden aldığımız bilgiler 8-10 arının telef olduğu yönündeydi...

12 Kasım 2008 Çarşamba

İŞ YERİNDEKİ KUTULARIMI KONTROL ETTİM...

Bu gün iş yerimdeki kutuları kontrol ettim. Bu kutular 12 mm kalınlıkta ahşaptan kendi yaptığım kutular. Bunlardan birini 0,5 cm lik poliüretan levha ile kapladım. Bu izolasyonlu olanı çalışmasını gözlediğinizde daha iyi durumda olduğu görülüyor. Bu gün izolasyonsuz olanın asetatını kaldırıp yavru durumunu görmek istedim.



İki çerçeve full arılı olan bu kutuda bal stoğu ve yavru durumu çok iyi. Bu kutulara gün aşırı 10 ml koyu şerbet beslemesi yapıyorum bir süreliğine beslemeyi kesecem. Yavruyu azaltması lazım bence. Zaten bakım masraflarının fazlalığı ve eurodaki artış nedeniyle fiatıda arttı Ali Türk isteyecek olursa 600 kaat oldu (zaten bu fiatada başkası almaz) bildirilir.




Bu kutularda kanatsız arı görmemiş ve dahi varoaya da rastlamamıştım ama evdeki namı diğer HAZİNE SANDIĞI adlı kütük kutudaki kanatsız arı tespitimden sonra bunlara da varoa mücadelesi uygulamasına başlamıştım bu gün ilaç uygulanmasının üzerinden iki hafta geçti.




Unutmadan söyliyeyim arıcılık adabına uygun bir çalışma yaptım gördüğünüz gibi:)


11 Kasım 2008 Salı

Sarıcalardan kurtulmanın yolu....

Hani bu hayvanı beslesek diyorum

9 Kasım 2008 Pazar

PARA KAZANMANIN YOLUNU BULDUM...

Evet yanlış anlamadınız para kazanmanın yolu bu aslında. Bir liraya imal et yedi liraya sat şeklinde bir imalat alanı keşfettim. Bu iş için olmayınca olmaz şartlardan en önemlisi bir tane iyi arkadaşınız olacak. Nedenine gelince bu makinayı size beleş verecek. Yani sıfır yatırımla işe başlayacaksınız.

Sonra bu arkadaşınız hurda yada çıkma tabir edilen 28 cm eninde 2cm kalınlıkta 100 ila 150 cm uzunlukta tahtaların satıldığı tahtacının adresinide size bildirecek. Bu tahtalar büyük makina sandıklarından sökülen tahtalar içinden temizlerini seçtim aldım. Bir sene önce bir arıcı gelmiş bu tahtalardan bana bir ton ayır demiş dukkan sahibi de hazırlamış ama adamdan bir daha haber yok eh ne denir allah razı olsun ona niyet bize kısmet oldu anlayacağınız.

Bu cumartesi yazlıkta tazgahı kurdum 12 tane ballık 7 tane kulaçkalık 4 tanede beşlik ruşet duvar tahtalarını kestim. Elimde bulunan daha önceleri almış olduğum kovanların iç ölçülerine uygun olarak yaptım bunları hemde mılımetrık olarak. Geçen seneden yaptığım 7 adet kovan vardı duvarları çift tahtadan oluşmuştu ve tahtalar yaş olduğu için açma yapmıştı macun vs ile kapatmıştım aralıkları ama onlarda değişecek ve böylece kovanlarım ballık ve kuluçkalık olarak takım oldular.


Bu kovanların en guzel tarafı duvarları tek parça ahşaptan oldu. Bu çıta oturma kanallarıda itina ile hazırlandı.




Dediğim gibi ölçüler elimdeki kovanların iç ölçülerine sadık kalınarak hazırlandı. Katlar eldeki kuluçkalıklara konunca dış kısımdan 0,5 cm daha dar olacak ama ben taşımacılık yapmadığım için buda sorun teşkil etmeyecek.






Kesim sonrası parçalar itina ile bodruma istif edildi kış boyu bize iş lazım bunların montajıyla uğraşacağız.

Resim almak için bahçede bulunan Ali nin kısmet olup oturamadığı kanepe üzerinde parçaları yanyana koyup bir baktım nasıl duruyorlar diye. Eh bayağı iyi oldu.


Ben bu tahtaları 90 ytl ye aldım toplam 23 kasa çıktı 3 parça tahta da arttı bunları ana kutusu yaparım diye ayırdım. Bir kasanın fiatı 4 ytl den aza geldi bana. Piyasada 30 ytl civarına kasa satıldığı düşünülürse bakın siz ticarete gelde para kazanma işte hemde bu keriz pardon klavye sürçmesi oldu kriz ortamında... Bundan sonraki işim kapak imalatı olacak onun müşterisi hazır gebzede yanıp yakılıp duruyor gitti benim güzelim kapak diye. Şimdi ben para kazanmayımda kim kazansın malzeme ucuz, müşteri hazır eh daha ne olsun:))