31 Ekim 2008 Cuma

HİPOKRAT YEMİNİME BAĞLIYIM KUSURUMA BAKMAYIN....

Arkadaşlar diyeceksinizki ne gerek şimdi bu lafı ettin. Ben insanlara mesleğimi ayırım yapmaksızın uygulayacağıma dair yemin etmiş biriyim. Şimdi arıcılıkla ilgili sanal alemde yapılan ve insan sağlığını olumsuz etkileyen tüm yanlışlıklara karşı uyarı görevimi de birilerini üzeceğim, kıracağım endişesi olmadan rahatlıkla yaptım ve yapmaya da devam edeceğim. Daha önce şu an çok sevdiğim bir ağabeyim kendini kameralar karşısında arılara sokturdu eleştirdim daha sonraları bir ilaç sırf maaliyetin düşürülmesi bahanesiyle yasal olmayan yollardan piyasaya verildi yazı yazdım bunlar hep ileri günlerde insan sağlığını olumsuz etkileyecek girişimlerdi o nedenle karşı durdum ve uyarı görevimi dilim döndüğünce yapmaya çalıştım.

Buradaki konu ise arıların kışın kekle beslenmesi yavru çürüklüğü yapmaz merak etmeyin denmesi büyük bir hatadır. Zira bir arıcı kışın arısına salkımdayken kek verdiği zaman yavru çürüklüğü olursa malum olduğu üzere yasak olmasına rağmen antibiotik kullanacak ve bu durum ilaçların bala karışması, bu hastalığın gerek mıkroorganızmaları ve gerekse de sporları ile bulaşmış balların ınsanımızca, çocuklarımızca yenmesi gibi sonuçlar doğuracağı endişesiyle bu konuya da değinme gereği duydum. Bu konuda Almanya arıcılar birliğinin uygulamalarını Mehmet Yüksel kardeşimiz aracılığı ile hep birlikte takip etmekteyiz. Bu kaynak bilimsel bir kaynak olmamasına karşın yapılan uygulamalar şimdilik elle tutulabilir ve uygulandığında insan sağlığı açısından bir endişe yaratmayacak uygulamalardır.

Sanal alemde kabul görmüş bir arıcı olan ve çevresindeki ekibindeki insanlara oldukça faydalı biri olduğunu duyduğum bir arıcı abimiz beslenme ile ilgili şu linkleri vererek siz arılarınızı besleyin yavru çürüklüğü olmaz korkmayın demektedir. Arkadaşlar kimse bunu bu araştırmalara bakarak söyleyemez zira tekrar söylüyorum ürettiğimiz balı çocuklarımıza yedirmekteyiz.

Ayrıca ben bu arıcılık grubunda herkesten çok şey öğrenmiş arıcılık bilgimin çok alt düzeylerde olduğunu söylemekten çekinmeyen biri olarak şunuda söylemek zorundayımki bilimsel yazıları okuyabilmek yorumlayabilmek temel bir eğitim gerektirir p<000 a="" al="" alemdeki="" amac="" anla="" anlaml="" anlatmaya="" anlayabilmekte="" anlayamaca="" ar="" asla="" ay="" ballar="" ben="" bir="" birde="" bu="" bulunmakt="" c="" d="" da="" daha="" de="" delil="" dilim="" e="" g="" gene="" gibi="" gruba="" href="http://www.zooteknidernegi.org/dergi/makale/2003_44_2_47-54.pdf" ildir="" ile="" im="" insanlara="" itim="" izane="" k="" katk="" kimseyi="" l="" labilir="" lamaya="" lar="" larda="" lkede="" m.="" m="" mledir.="" mlesini="" n="" na="" nce="" nceleri="" nd="" ne="" nedenle="" nelik="" o="" olarak="" oldu="" r.="" r="" rahatl="" rendi="" retilen="" rmak="" sa="" sadece="" sanal="" sonucunda="" sunmakta="" t="" temel="" u="" unlu="" unun="" uygulamalar="" ve="" y="" yanl="" yaz="" yazd="" yenilebilmesini="" zmek="">http://www.zooteknidernegi.org/dergi/makale/2003_44_2_47-54.pdf
SAYFA 49 SON PARAĞRAF
Bu çalışma, kolonileri şeker şurubu
ile beslemeye ek olarak polen ve farklı vitaminler ile desteklenmiş diyetlerle beslemenin
yavru üretimi ve bal verimi üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür.


http://www.zooteknidernegi.org/dergi/makale/2003_44_2_47-54.pdf
SAYFA 50 İKİNCİ PARAĞRAF
Koloniler 1999 yılı
Ekim ayında 10 gün ara ile 3 kez yemlenmiştir. Beslemeye Kasım, Aralık ve Ocak
aylarında ara verilmiş
, 11 Şubat 2000 tarihinde tekrar 10 gün ara ile beslemeye
başlanmış 13 Mayıs’ a kadar 10 kez toplam 13 kez besleme yapılmıştır.

Bu araştırmada yukarıda gorulduğu gibi sırf şekerle yapılan besleme ile polen ve vitamin takviyeli beslemenin kıyaslanması yapılmakta ve bununda bal verimine anlamlı bir etkide bulunmadığı söylenmektedir. Belki oğul üretmek veya paket arıcılığı yapmak için tercih edilebileceği söylenmektedir.
Kolonıler kasım aralık ocak ayında beslenmemiştir beslenmesi durumunda neler olacağı bu yazıda geçmemektedir. Yavru çürüklüğü olmaz denmemektedir

http://194.27.44.15/~ziraat/ziraat_dergi/2001/09-N.SahinlerveS.pdf
SAYFA 1


Bu çalisma, bal arisi (Apis mellifera L.) kolonilerini ek yemlerle beslemenin arili
çerçeve sayisi, yavrulu alan ve koloni agirligi üzerine etkilerini belirlemek amaciyla
16/02/1999 ile 03/05/1999 tarihleri arasinda yapilmistir.

SAYFA 7
Arastirma sonucunda koloni gelisimini hizlandirmak ve kolonilerin ana nektar
akimina güçlü kadrolarla girmelerini saglamak amaciyla proteinli ek yemler ve seker
surubuyla beslenmesi gerekliligi sonucuna varilmistir.

Bu yazıda da kışın besleme yapılırsa ne olur anlatılmamıştır. Besleme 16 şubatla 3 mayıs tarihleri arasında yapılmıştır ve yer çukurovadır Burada kışın besleme yaparsanız yavru çürüklüğü olmaz denmemektedir.

KUTULARDA BESLEME YAPILDI

Daha önce bir hacim su iki hacim şekerden oluşan karışıma 117 derecede limon tuzu ilave etmiştim. Bu karışım soğuduğu zaman ınvert kek olmuştu. Dün akşam şunu gördümki şeker hacmini az tutarsak karışımın ısısı 117 dereceye çıkmıyor. Bu nedenle ısı 117 dereceye çıkıncaya kadar karışıma şeker ilave ettim ısı ıstenen duzeye gelıncede lımon tuzunu ekleyıp bir süre karıştırdıktan sonra kaynar su ilavesiyle karışımın şerbet halınde kalmasını sağladım. Anlayacağınız önce şekeri 117 derecede lımon tuzu ile invert edip sonra su oranını yükseltip şerbeti hazırladım. Çalıştığım fabrikanın bahçesindeki kışlatmak üzere getirdiğim kutulara bu sabah takviye olarak verdim.

Kutuların üstlerini çalışma kolaylığı olması açısından asetatla kaplamıştım.

Şerbeti 20 ml lik enjektöre çekerek bu asetat üzerinden açtığım deliklerden kek bölümüne verdim





Buda Faruk abim beni çok sever:))) fabrikanın her şeyi ondan sorulur beni bile ondan sorarlar. Ama fabrikanın bahçesine kutuları getirdiğimden beri bana bakışları değişti:) nerden bulduk bu herifi der gibi bakar oldu allah sonumu hayır etsin.

30 Ekim 2008 Perşembe

MAÇIN UZATMA DAKİKALARINDA DÖRT GOL ATTIM....

Geçenlerde bizim balkondaki namı diğer GEMİ den kanatsız arı çıktığını görmüş ve yayınlamıştım. Aslında bu kutuyu hazırlarken işin en önemli noktası olan varroa mucadelesini de yapmıştım. Ama nasıl olduysa bu iş başımıza geldi.
Fatih kardeşimde yorum atmıştı abi gol yemişsin, şu anda da maçın uzatmalarını oynuyorsun bakalım son dakika golü atabilecekmisin demişti.
Şimdi ilk ve orta okul yıllarında mahallede futbol oynarken top kalecinin bacaklarının arasından geçip gol olursa bu gol iki sayılır diye şakalaşırdık. Ben 10 çerçeveli bir kovana 4 adet olarak verilen (adı herkesce malum olan) şeritlerden yarım şerit uyguladım bu kutuya. Bu yarım şeriti de uzunlamasına ıkıye bölüp iki ayrı çıta arasına uyguladım. Şimdi futboldaki bizim hesaba göre çıta arasına yapılan bu iki uygulama dört gol sayılır yaaa fatih kardeş gördünmü bak uzatmalarda nasıl ve kaç gol olabiliyor. Akşam eve geldiğimde hava karardığı için görüntü de karanlık oluyor idare edin artık

29 Ekim 2008 Çarşamba

Cumhuriyet Bayramı ve arılarım....

Bu gün Cumhuriyet Bayramı olunca yüreğimizde ve havada bayram coşkusu vardı. Sıcaklık 18 derece dedim arılarada bayram yaptıralım ve gittim. Alinin oturamadığı kanepede körüğün dumanını tüttürüp bir çay keyfi yapıp açtım arıları..

Ustadan fırça yedik bir kaç tanesini aç bak ballarına nufusa ona göre şerbetle besle dedi kek neyi verme bu saatten sonra arıyı yavruya yatırırsan yavru çürüklüğüyle uğraşırsın karışmam bak dedi hatta öldürmekle tehdit de etti nerden ustamızsın dediysek ama genede boynumuzu büküp dediğini yaptık ve ilk kapağı kaldırdık. Heriflere üçgen hava deliği bırakmışız onlar yuvarlak yapmışlar yaranamamışız deyip örtüyü kaldırdık.


ortaya yakın bir çıtanın bal kemeri buydu. Kovan ağırlığıda halliceydi bide beslemeyi düşündük usta haklı çıktı kendi duymasın:))



Hızımızı alamadık bir başka kovan açalım dedik bunu da daha önce sıkıştırmıştım altı çıtalı bir kovandı üstten baktım bal kemerleri var ve çıta üstleri ağarmış en dıştaki çıtaya baktım

onun dış kısmına bile bal koyuyorlar daha çıta çekmeye gerek duymadım

Kovanlarımın üstünü şeker çuvalı ile örtüyor onun üstünede bu malzemeyi serip zımbalıyorum su geçirmiyor ve süngerimsi bir yapısı var aslında ısı izolasyonu için üretilmiş bir malzeme bu. Bir topu 20 kovanıma yetiyor on ytl civarına satılıyor nalburlarda.

Alttaki resimde sıkıştırılmış hali görülüyor kovanın.

İşte bir 29 Ekimde böyle değerlendirildi tarafımızdan. Bizim kız halasıyla Kutlamalara gitmiş bu haberi yaparken dönmemişlerdi ah be çocuk olmak varmış ama bizimde öyle bizi gezdirecek bir halamızda olmadıki ama kızımıza bakıp seviniyoruz işte...

CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN


28 Ekim 2008 Salı

FABRİKADAN SONRA EVDEKİ ARILAR...

Bu gün yarım gün çalışma olması dolayısıyla öğlen eve geldim. Balkondaki namı diğer GEMİ deki arılar çok güzel polen taşıyorlardı. Keratayı havada ve inişte yakalamayı başardım:)))






Birde üzücü haber vardı Yerde gezen kanatsız bir arı gördüm. İlk iş bu kutu ilaçlanacak ve varoa mücadelesi yapılacak.

BU GÜN FABRİKAYA GETİRDİĞİM ARILARI AÇTIM...

Hafta sonu çalıştığım firmanın bahçesine getirdiğim iki kutudaki arılarımı açtım. Nüfus iyi bal durumları iyi durumdalar. Çerçeve üstlerinde peteklerde ağarma mevcut.



Kutuların bundan sonra kolay beslenmesi için üzerlerine asetat kapladım. Bu asetat üzerinden enjektör aracılığı bal şerbeti ile besleme yapacam. Böylece soğuk havalarda kutu içi ısı kaybı nispeten az olacak ve duman vermeden besleme yapabileceğim. Bu kutudaki anaları hatırlarsanız film çekmek için üretmiştim şimdilik durumları iyi bunlar 37 nolu karniol ananın kızları. Bahara böyle çıksınlar baharda kovanlandıracağım bunları ve göreceğiz neler yapacaklar. Almanyada Mehmet Yüksel in orda yaptıklarını yaparlarsa ki büyük olasılıkla yapacaklar keyfime değmeyin artık. Aşırı uysal arılar çalışmasıda çok keyifli bunlarla... Bu gün bir arkadaş yeni taşınan arı açılmaz diyor 4 günden önce açmamak lazımmış tabi adam karniol arıyı bilmiyor birini de ona verecem uysal arı görsün...

23 Ekim 2008 Perşembe

İNVERT KEK GÜZEL GİDİYOR....

Bu gun Ali Türk geldı sınav belgesını aldı. Biraz gezdık ılgımızı ne cekecek işte... Bauhaus da bula bula sepet bulduk...

Benim kız Ali yi görünce böyle kalakaldı haksızda sayılmaz hani:)))



Dün akşam üstü bizim kara kutu kovan namı diğer GEMİ deki köy güzeli ananın üzeri asetatla kaplanmış ve kendi hazırladığım invert kek ise bir gün önce verilmişti. Bu keki yanlışlıkla yaptım aslında ben 1:2 invert şurup hazırlayacaktım. Bu amaçla düz uzun bir bardağın 1/3 ü kadarına önce su koydum. Sonra su tamamen yukselene kadar toz şeker ilave ettim. Böylece hacim olarak 1 kısım su 2 kısım toz şekerden oluşan şerbet hazırlamış oldum. Cezvede ısı 118 derece olana kadar karıştırarak ısıttım. Karışım sıvı haldeydi. Bu karışımada 118 derecede iken mercimekten biraz büyükce limon tuzu ( sitrik asit) ilave ettim ve tahta kaşıkla karıştırmaya devam ettim cezveyi hem karıştırdım hemde soğuk su içinde soğutum. Soğumaya başlayınca beyazlaştı ve katılaştı. Kıvamı tam istediğim kek kıvamına geldi. Fondon şekeri kıvamını tutturdum. Bunu poşet içinde ortasına yarım kibrit kutusu büyüklüğünde delik açıp deliği alta gelecek şekilde arılara verdim.








Bu akşam gördüğüm manzara ise buydu. Keki çok güzel alıyorlar. İki sabahtır yaptığım kontrollerde ise atılma olmadığını tespit ettim. Bu keki bu formülde tekrar deneyecem aynı kıvamı bir kaç denemede de tutturursam hassas terazide tartarak büyük miktarlarda uygulayacağım.





Şu anda gemide 5 çıta mevcut. 3 çıta arıyla kaplı vaziyette aslında 4 çıta da denebilir. Asetat üzerinden kontrol yaptığım için böyle diyorum. Hava uygun olduğu bir gün açacağım ama KÖY GÜZELİ ne zarar vermemek içinde fazla açmayıp asetat üstünden kontrol ve yayınları sürdüreceğim. GEMİ deki arıların bu son kekleri bundan sonra hava soğuyacağı için sadece balla besleyeceğim. Tabi buda KÖY GÜZELİ nin fiatını yükseltecek ali abiye duyurulur:)))


22 Ekim 2008 Çarşamba

KÜTÜK ANA ARI KUTUSU HUZURLARINIZDAAA......

Evet artık birilerini bekleyemecem ben yayına geçtim o ne yaparsa yapsın. Bildiğiniz gibi bir kütük kovan yapmıştım tasarımı bana ait. Dışı kütük içi ana arı üretim kutusu çıtalarına uygun. Sonunda kışın ikamet edeceği yere geldi aslında iki haftadırda orada ama yayınlamamıştım. Benim evin balkonunda hanımın çamaşır asmasına engel olmayacak şekilde yerleştiler. Bana kışın arı özlemimi gidermem için görevlendirdim onları.

Yeni yerlerinde ilk iş kovan içi temizliğine giriştiler. Amma talaş kalmış da haberim yok tek tek ağızlarıyla dışarı atıyolar. Bölgeyede alıştılar özellikle sabahları acayip polen getiriyorlar. Bende her akşam bal şurubu ile besliyorum onları.

Bu kütük 5 çıtalı oldu üstlerine asetat çektim kütük içi ısısın düşürmeden kışın görüntü alabilmek için iyi oldu bu. Kapağın altında da izolasyon malzemesi kaplı. Ayrıca haber yapacam invert şeker şerbeti yapayım derken invert kek yaptım kıvamı tam istediğim gibi oldu onuda verdim keratalara.




Ali Osman Çalık abi bu kutudaki ana arının isim babası oldu adını KÖY GÜZELİ koydu ama kulağına okumadı daha bakalım hayırlı olur inşallah....

ALİ KUŞ :))))

Benim iş yerimde arkadaşlar ben internette arıcılık sitelerini gezerken ne yaptığımı sorarlar o sırada Aytaç abimiz var hemen atlar ve ne yapacak arıcılık kuşçuluk işte der benim yerime:))) Bu günlerde ismi lazım değil bir arkadaşta motorsiklet ehliyeti alacam diye tutturdu tabi angaryası bize kaldı. Kurs aldığı sürücü kursunun doktoru olan Aytaç abi bu gün kurs müdürü ile telefonda konuşuyor bizimkinin sınav giriş belgesi gelmiş oradanda bir eleman Aytaç abiye bazı evraklar getirecek aman dedim şu belgeyide getirsin. Aytaç abi telefonda dediki " ya İbrahim hocam şu Ali Kuş varya onun da sınav giriş belgesini gönderiver" tabi ben gülmekten yıkıldım. Sizlerle payşayım istedim:))))


Şimdi belgede yazıyo ama herkes şahit olsun diye buraya yazıyom saat en geç 10.30 da sınav salonunda olunacak aksi halde sınava alınmazmış birde evden çıkarken oğlanın kurşun kalemi, kalemtıraşı ve silgisi yürütülüp yanına alınacak. Duyduk duymadık demeyin:))))

20 Ekim 2008 Pazartesi

İŞLER YOLUNDA

Bu hafta arıları dışardan kontrol ettim. Kovan açmadım, hava 15-16 derece görünse de rüzgarlı idi. Ayrıca bence besleme işi ve sıkıştırma işimi geçen hafta tamamlamıştım. Şu ana kadar sadece dört kez kek vererek besleme yaptım. Yaklaşık 75 kg kadar kek karmıştım bunun 50-55 kg sunu kullanmışım. Sağımdan hemen sonrada iki kere şerbet beslemesi uygulamıştım. Bu günlerde en çok konuşulan konu olan sonbahar beslemesi eksiklerimin olmasına rağmen tamamlandı gibi bu arılar kışı rahat çıkaracak nufus ve bal stoğuna sahipler. Varrooa ilaçlaması da ramazan ayı boyunca yapılmıştı işte bu nedenlerle içim rahat bir şekilde kovan açmadım bu hafta. Sadece dışardan seyrettim...
Kovanlara hala polen gelişi devam ediyor. Etrafta hardal çiçekleri açmışlar ve arılar tarafından bolca ziyaret ediliyorlar.


Kutularımın Ereğlide kalan iki tanesi çalışmaya devam ediyor. Bunlardan üçüncüsü geçenlerde hatırlarsınız "kütük kutu kovan"a aktarılmıştı onun beslemesi şu an için tarafımca gizli tutulan bir yerde hergün 5 mililitre bal şerbeti uygulanarak yapılıyor. Niye gizli tuttuğuma gelince meraklanın diye yapıyorum başkaca bir sebebi yok yakında açıklayacağım:)))Niye bal şerbeti verdiğime gelince bununda cevabı basit kolay olduğu için:)))

Bu iki kutu da da polen gelişi gayet güzeldi ancak bunu resimleyebildim. Bunlarıda yakında İstanbulda bir yerlere nakledeceğim. Bunu hem her gün kontrol ve besleme yapabilmek için hemde Ereğli ile İstanbul arasında hava sıcaklığı 3-5 derece fark ediyor onun için yapacağım. Bu kutuların kışın besin kontrolleri mutlaka yapılmalı ve hatta takviye edilmeli. Çünkü geçen sene gördükki bir hafta kadar besleme eksik kalınca hayatta kalamadılar kutudaki arılar.


.

17 Ekim 2008 Cuma

Kutuk kutudaki arılara teşvik beslemesi.

Kara kutu kovandaki arılara her akşam 5 mililitre kadar bal şerbeti beslemesi yapıyorum. Amacım depolamalarından ziyade ana arının yavru yapmasını teşvik etmek. Bu uygulama normal kovandaki arıların kışlık bal stoklarının oluşturulması ve teşvik için yapılan beslemenin (kek ve şerbet) miktar olarak bu kutu mevcuduna göre uyarlanmış şekli. Arıların sürekli yanında olmak ne güzelmiş. Burada kullandığım enjektörün iğnesi kıvrık değil. Kıvrık iğneli olanı Ali Türke sakladım:)))

16 Ekim 2008 Perşembe

Arılar Kütüğe Aktarıldı....

Şimdi bir düşünün sizi bu mevsimde evinizi yıkıp sokağa atsalar ve bir kaba inşaat ile istediğiniz kadarda kum çimento vs verseler ne yaparsınız. O ev bitecek kışlık erzak alacak ve depolayacaksınız sonra çocuk yapacaksınız...Bazıları kütük kovana arı silkelerken işte bunu yaptı. Vijdan be yav herşeylerini elınden almış hayvanların sonrada neymiş bunlar kütük kovana girmiyorlarmış sen olsan girermıydın....Ama biz ne yaptık yeni bir sıfır ev verdik, çocukları, tüm erzakları ve eşyalarını da beraber getirme olanağı tanıdık hayvanlara. Bu hayvanlar kütük kovana girermi girer ve işte girdiler. Şimdi bu kütükteki arılar TIBBİ yöntemlerle her gun üremeyi teşvik edici besleme uygulanarak izlenecekler.



Hani filmlerde uzun süre vatan hasreti çekenler ülke topraklarına ayak bastıklarında ilk iş toprağı öperler ya, işte üstteki resimde görüldüğü üzere bizim arılarda bu kütük kovanı görünce ohh be gerçek vatanımıza mekanımıza kavuştuk dercesine uçuş tahtasını öperek içeri girdiler:))

15 Ekim 2008 Çarşamba

Selahattin Güney abimiz ziyaretimize geldi...



Dün Selahattin Güney abimiz işleri nedeni ile geldiği İstanbulda ziyaretime geldi. Daha önceki msn konuşmalarımızda sen istanbula gelde haberimiz olmasın o zaman görüşürüz şeklindeki tehditlerimiz sonucunu verdi ve öğleden sonra telefonum çaldı karşımda yanına geleceğim iş yerini tarif et diyen bir ses:)))








Selahattin abiyi önce İlk Yardım Eğitim okulumuzda ağırladık daha sonra YÜZME EĞİTİMLERİ verdiğim okulu gezdirdim. Ali Türk ün bu okulu kesinlikle görmesi gerektiğini söyledi.



Güzel bir gün geçirdik tüm İstanbulu gezdirdim. Akşama Ali Türkte bize katıldı onları yemeğe götürdüm yemekteki ana konu iradeye sahip olabilme sofradan hiç bir şey yemeden kalkma teknikleri ve akşam yemeklerinin kolesterol üzerindeki kötü etkileriydi. Görüldüğü gibi çok memnun kaldılar hatta Ali Türk oh oh daha ne olsun bunada şükür dedi..

12 Ekim 2008 Pazar

SEPETİ TEMİZLEDİK....

Bu hafta arılara pazar günü gidebildim. Cumartesi yağmurluydu gidemedim. İlk iş geçen hafta kek takviyesi yapamadığım kalan sekiz arıyı kekledim. Kış pozisyonuna aldım sardım sarmaladım. Üst kısımlara çuval ve onun üzerinede ısı izolasyonunda kullanılan ve rulo halınde satılan süngerimsi malzemelerden koydum. Artık kış gelebilir bizimkilerin odunu, kömürü ve kışlık giysileri tamam gibi:))



Geçtiğimiz baharda Trakyalı Şenol kardeşimin hediyesi olan sepet kovan bu sene sönmüştü. Bakımını beceremedik birde güve sarmıştı kükürt dumanı yapmıştık. Fakat bu hafta baktım banamısın dememişler üremeye devam ediyorlar. Elmi yaman beyni yaman hesabı petek diye bir şey bırakmamışlar kalıntıları temizledim ve aldım pürmüzü pırıl pırıl yaptım bodruma kaldırdım bahara bir oğul silkeleyeceğim içine...




10 Ekim 2008 Cuma

KABA İNŞAAT TAMAMLANDI......

Biliyorsunuz inşaat tüm hızıyla sürüyor. Ortaları boşaltılıp tutkallanıp vidalanan parçalardan gövde oluşturulmuştu. Ön ve arkaya kapak olacak tahtalarda vidalanıp yapıştırıldı.



daha sonra kütüğün kabukları soyuldu ön ve arka kapaklar kesilip törpülenerek yuvarlatıldı.


Üst kapak olarak ayrılan parçalar da tutkallanıp vidalanarak birleştirildi.

Şimdi iş zımpara ve verniklenmeye geldi. Bu ince işlerden sonra da kutulardan birindeki arılar bu yeni mekana aktarılacaklar. Dış görünümü minik kütük kovan daha doğrusu minik kütük ruşet olan ve içi ana üretmekte kullandığım kutu çerçevelerine uygun minik ruşet olan bu yapı bu sene ana kutusundaki arıların kışlama mekanlarından biri. Bu sene ikinci ana arı üretme kolonimi kutusunda bir diğerini ise başka bir ilginç mekanda kışlatacağım sonuçları da zamanla hep beraber izleyeceğiz.











8 Ekim 2008 Çarşamba

İNŞAAT DEVAM EDİYOR.....

Bu sene çekeceğim yeni filmin mekan inşaatı hızla devam ediyor. Bunun için 25 cm uzunlukta ve 30 cm genişlikte kavak agacı bir kütük 7 cm kalınlıkta dilimlenmişti. Ana arı kutularının çıtaları girecek şekilde


çizilip oyuk açıldı amacımı anlatmama gerek varmı acaba



sonra bu şekilde hazırlanan parçalar tutkallanıp birbirlerine 3-4 yerinden vidalanarak tekrar birleştirildi.



Bir filmin kalitesi geçeceği mekanın ilginçliği ile yakından ilgilidir ya işte bu inşaat o nedenle biraz zaman alacak bakalım nasıl olacak....

6 Ekim 2008 Pazartesi

KUTULARDAKİ ARILAR

Bu sene ana arı kutularının arılandırılması için çektiğim filmde manken olarak kullandığım ana arı kutularındaki durum bu hafta sonu gayet iyiydi. Bilindiği üzere bu kutulardaki analar eşleşmiş ve yavru kapatmışlardı. Bunlardan bir tanesi oldukça güzel bir nufusa ve bal stoğuna sahip bir durumda görünüyor. Ama kekini eksik edersem kışı nasıl çıkarırlar biliyorum o nedenle beslemeye devam edeceğim ama bu besleme işi karşılıksız olmaz diye düşündüğüm için bu kutuları farklı konulu film çekimlerinde gene manken olarak kullanmaya karar verdim. Şu sıralar filmin geçeceği mekanın inşası hazırlıkları son hızla devam ediyor. İlk iş olarak inşaatlık keresteler ayarlandı.....